O gün çok soğuktu hava. Moramıdın kahvesinde soba yanıyordu ama oturanlar habire Halilibram’a, sobaya odun atmasını söylüyordu. Bıkmıştı Halilibram.
-Siz odunun yükü kaç para biliyoomusunuz, ağıp dönüp odun mu atıp durcem ben buna, evde garılarınıza sözünüz geçmez, burda bene eziyet etcez deye uğraşıyosunuz, gırık nallımalı garıların cıbaaları, diye söyleniyordu.
- Halilibramöyle deme akıdeş, böğün haggedden soğuk, goca soğukları deye yazıyo takvim yaprağında sabaalan okudum. Ayaz ootalık. Sen ginede iki üç odun atıvee içine, daha ağşama bi yıl vaa, diye çıkıştı Algıdıkların Hilmi.
Severdi Hilmi abisini Halilibram. Mırıldana mırıldana kalktı yerinden gitti odunların yanına. Tavşancıl odunlarından ikisini aldı geldi, attı sobanın içine. Konuşacaktı artık, dolmuştu iyice.
-Hinci söylen bakalım, ne işcesiniz, yok öyle boş boş oturmak, söğüt kölgesi değil bura. Odunu ayrı para, kömürü ayrı para. Ceryan paraları deesen tevatür. Çayı, gavesi, şekeri zam etmedik bişeycik galmadı. Eveli günde kırk ellli dene gave bişiriydim hinci günde beş dene anca içiyoola. Bööle giderse esnaf ayakda durumaz, ben size söyleyem yani. Çoğu emekli bu dükkencilerin de ööleliklen takas getiriyoola. Eve gitseele garıylan hırgür etceklerine dükken bekliyola. Zaten yarısı gitti kovitten, acık bişey galdı böyün yarın ya kapadır gideele, ya da göömee geliriz Halılların oraya.
Azgınların Kemal, kahvesini söyledi. Girdi söze.
-Akıdeş herkes haklı. Halilibram’da haklı. Bizde haklıyız. Herşey zamlı. Eskiden gaveden çıkmak canımız isdimezdi, hinci evde garıylan hır çıkmasın deye zorlanlara, ayağımızı sürüye sürüye geliyoz. Masraflar bek çok. Çay gave parasını bilen düşünür olduk hey akıdeş, diye dert yandı yanıbaşında oturan Sağırların Osman’a.
Sağırların Osman lakabı gibi sağırdı. Sağır duymaz yakıştırır derler ya, kafayı salladı ağır ağır.
-Doğru akıdeş doğru. Hava bek soğuk. Zemheride geçdi emme ne soğuğu galan bu. Gocagarı soğuğu deyola emme memlekette goca garı da galmadı. Bi hastalık geldi aldı gitti hepiciğini. Ne goca adam galdı, ne goca garı galdı. Ne vaa ne yok temizledi bu illet. Ootuyeede bizle galdık babıcını sürüyen. Bi ölet daha gelse bizleri de alır gide gari, diye karşılık verdi.
-Zamanın behrinde bööle soğuk bi günde, diye söze girdi Algıdıkların Hilmi, hafifçe öksürdü. Devam etti konuşmasına. Cingen oğlu Yukaa Bucakta, bi gönyeciği vaamış sırtında. Yakası bağrı açık, düğmeleri bile kopuk. Bi örüzge çıkmış emme tam poyraz gari. İki elcezini açmış semaya, başlamış bağırmaya. “ Estir bakalım estir, buldun benim gibi garip cingeni, bi cingen oğlu eksik olsa ne olur, yaşasa ne olur” deyeveemiş bağırmış veemiş bağırmış garip.