Burhanların Şevket, o gün iyice sokulmuştu sobanın yanına. Bu durumu gören Dıgıdıkların Kamil, dalga geçer gibi söylendi buna,
-Şevket abe saamaşıvee isteesen sobaya, ya gahbecik ya, içine gircen hinci ülen, dedi.
Moramıdın Kahvesinde zaten oturan üç beş ihtiyardan beklediği çay kahve siparişlerini alamayan kahveci Halilibram, burnundan soluyarak seslendi bunlara,
-Ülen ağşama gada burda pinekleyosunuz, içdiğiniz bi çay, garılara da gonşulara git deyosunuz, evde soba yanmeyyo, bu dünyada işiniz iş ya, öbür tarafda nişliceniz bilmem. Allah’dan sağlık, devletten aylık, sizin işle Almanya’dan iyi.
Cevap vermedi Burhanların Şevket söylenenlere. Guzuların Galip girdi geldi kahveye soluk soluğa.
-Üle akıdeşle ne bu ayaz, adamı dondurcek eyer olsun, diye geldi oturdu bunların yanına.
-Bu bilir, dedi Burhanların Şevket. “Örüzge ne yandan esibba” diye sordu Guzuların Galip’e.
-Ne örüzgeri Şevket abi. Ben ayaz vaa debbarım, sen örüzge deyon.
-Seçim örüzgeri deyom ben sene, anleyye ve işde, dedi Burhanların Şevket.
Guzuların Galip, sinsi sinsi güldü.
-Abe örüzge Büyük Makıftan, Güççük Makıfa doğru esibba, diye cevapladı.
Kimse bir şey anlamamıştı. Gülmesine devam etti.
-Abey ben siyasetten bilen anlımam. Bi oycazım vaa, atar geçerim. Ben örüzge deyesiye gada Sarı Orhan’ın anlattığı örüzge olayı vaa da onu sorubba zannettim.
-Neymiş o ülen deyve bakam, diye üsteledi Dıgıdıkların Kamil.
Başladı ağır ağır anlatmaya Guzuların Galip.
-Bizim Sarı Orhan’ın makıfta bağı vaa. Kendisinin misafiri hiç eğsik olmaz. Yazın epey galabalık gelmişle oturmuşla makıf alanına. Yiyip içip durulaamış. Onda bir örüzge çıkmış. Gaba örüzge. Göz gözü göömemiş. Örüzge geçdikten sonra, bi bakmışla bi gişi eğsik. “Üle kim eğsik “ derleeken, Ötüyaka’dan Hilmi yok. “Örüzge aldı gitti yalım” demişle.
Bunlar yine muhabbete devam etmişle. Dedikleri gibe, yarım saat sonra Ötüyakalı Hilmi, çıkmış gelmiş derenin içinden.
“Usda, sen nereye gayboluveedin ya” deye sooduklarında, “Akıdeş örüzge bene bi hovalandırdı, tee Güççük Makıfa aldı giti. Ben de sürüne sürüne derenin içinden çıkdım geldim buraya” deye cevap veemiş. Ondan debbarım ben örüzge Büyük Makıftan Güççük Makıfa doğru esbibba, deye.
Burhanların Şevket, gah gah güldü Guzuların Galip’in anlarttıklarına.
-Ülen aslı vaa gibe anladıyon ya bunlara, helal olsun sene, benden bi orta gave iç gari.