-Esgiden gonum gomşu, bağından sepet sepet üzüm gönderiydi. İncir, ayva, İsdanbul aamudu, ceviz, kesdine, payam, inar, erik, goruk gönderilee, dolaa, daşaadı evin içleri. Bizde evden çorap, atlet bilen gatıveriydik, boş dönmesin sepet deye. Hinci neede, paraylan bile yok, diye anlatıyordu Çakalların Fehmi, yanı başındaki sandalyede oturan Abıkların İsmet’e.
Moramıdın Kahvesinde havalar soğumaya başladığından soba yanmaya başlamış, ihtiyarlarda sobanın yanındaki masaya çönmüşlerdi.
Çakalların Fehmi’nin sözlerini Artislerin Yusuf böldü.
-Sen nerem debban Fehmi abe. Kepsel’de gayınnıdan galan bağda bi çöpel üzüm yok. Bırak satmaya kendimizin yiceği bekmezi bile yapımadık. Gözünü sevdiğimin Kınalı Beyleeceye hasret galdık bu hoyun. Bi günbalı edeedik bizim oğlan, nası ya, lıkır lıkır iç. Hakiki gan yapıcı, neynicen inneyi ilacı, geldi geçdi o günlee akıdeş.
Muhabbet boğazdı ama eski yılların hasreti vardı sohbette. Kahveci Halilibram, üç çay getirdi. Çaylar karıştırılırken başladı yine muhabbet.
-Bu sene herşey gıt akıdeş. Bazaada bilen esgisi gibe değil herşey. Hem bahalı hem gıt. Allahcım sonumuzu hayır etsin galan, diye konuştu Çakalların Fehmi.
Bıyık altından güldü Artistlerin Yusuf.
-Herşey boldu, yime içme bollukdu, berketliydi. Yidiğimiz önümüzde yimediğimiz aakamızdaydı. Bigün akıdeşlelen balcan soğan yimeye gidelim dedik Güçcük Makıfa. Orda bi akıdeşin bağ evi vaadı. Yukaları sulattık evden, balcan, soğan, Garbalık biberi, tomet ne vaa ne yok aldık. Çitlemik bile dövdürdük. Hazırladık herşeyi. Neyse galan oturduk, yimeye başladık beş altı akıdeş. Üçer dene yukayı gıvırdık. Doldurduk içine balcan, soğanı. Gaanımız debildek gibe şişdi galan. Sofrayı kaldırdık, bizim akıdeşin biri seslendi. “Akıdeşle, biz ne yidik” diye soodu.
Bizde “Üle oğlum, sen yidiğini, içdiğini bilimebbaamın, balcan, soğan yidik ya” deyesiye gada, “Tamam da, balcan soğanın eğşisi yok du, unudduk ya” dedi.
Usda, nişliyelim, ne edelim derken, bizim akıdeşin biri ocağın dibinde bi bidon inar eğişisi çıkaadı geldi. Beş kilo gadaa vaadı. Evin garısı ettiydi ellem. Elden ele dolaşdırdık, alan bırakmeyo, elini yüzünü buruşdura buruşdura içiyo. Goca bidon bitiveedi. “Hinci oldu mu gari balcan, soğan” diye sooduk akıdeşe.
“ Tamam oldu galan, hepimize afiyet olsun” dedi gari akıdeş.