-Bek de bahalı değil aslına bakcek olursan, emme herşey bahalı olduğundan bize çok geliyor, diye anlatıyordu Bodurların Ümmet.
Moramıdın Kahvesinde o günkü muhabbet kurbanlık fiyatlarıydı. Yılların hayvan besicileri, aldıkları kurbanlıkların fiyatlarını birbirlerine söylüyorlardı.
Bicililerin Kemal girdi söze,
-Akıdeş, ben de yıllarca besledim. Hayvan boğazlıysa çok çabuk gelişir. Emme kimisi de gözüne bakarsın yisin deye, ne yir ne içe, öl olur yalvarırsın.Yimesi içmesi ayrı dert. Dakcek yerin ayrı dert. Bi hasda olur, gazoz şişesinnen ilaç içirisin. Çok zaman, damın içinde, hayvanın başında sabahladığım olurdu eğer olsun. Ondan hiç ben parasına çok demem. Gözüm duttu muydu, alır geçerin.
-Sende para çok oğlumuz, senin gibe olsam bende bazaalık etmem, diye söze girdi Abdalların Yaşar.
Gevrek gevrek güldü Bodurların Ümmet bu söze.
Kahveci Halilibram’a çayları söyledi.
-Ben senin gibe param yok demeyyom akıdeş, eşlen dostlan yicek gada vaa. Neynicen sen milletin parasını pulunu. İç çayını, geç ötü bazara.
Abdalların Yaşar, çayı bedavaya getirmenin sevinciyle başladı anlatmaya.
-Kimiside tepesi delik fiyat isteyyo hey akıdeş. Bazaalık sünnettir demişle emme, adam da ganrıldıkca ganrılıyo, nahasın beş guruş endirmeyo. Ucuz alalım demeyyoz emme, her şeyin bi yakışığı vaadır demi hey akıdeş. Mal alıncek adamı ben beş yüz metre ileeden gözünden tanırım.
Bicililerin Kemal, çayından bir yudum aldı, girdi söze.
-Eveli bi Yörük vaamış. Hergün bi hayvan getiri gelirmiş bazara. Sabaalan evden çıkaaken satceği hayvanı önce garısına “Garı,bene bak, bu hayvan kaç para edee” diye soraamış. Garı da üç lerelik hayvana “On leree dee adam” dermiş.
Yörük bazara endiğinde hayvan kaç para deye soranlara, “On lere” dediğinde millet hemen “Ne le bu, bu hayvan on lere eder mi” diye gızanlara, “Üle akıdeş sabaalan on lere veedile tööbe olsun” dermiş. Tabii garıya sorunca, On lereyi görmüş oldu gari yörüğün hesabınca