Sıcakların ardından ikindi vakti havalar serinlemeye başlamıştı. Eylül ayının girmesiyle birlikte serinlik artmış,Moramıdın Kahvesinde ihtiyarlar dışarıda oturuyorlardı.
-Üleakıdeş, sağıma soluma bakıyom da benim yaşıdım bek kimse galmadı, sıra bize geggeligari, dedi Çılbakların Fehmi.
Mahallenin en yaşlısıydı. Yanı başında oturan GoçullarınTeyfik, ondan birkaç yaş küçüktü.
-Abe daha bizim yaşımız kaç başımız kaç, du bakalım, daha biz genciz ya, diye cevapladı Çılbakların Fehmi’yi.
Kahveci Halil İbram çayları getirince hemen DellallarınÜsen geldi masalarına. Selamını verdi. Oturdu. Ona da çay söylediler.
Muhabbeti devam ettirdi GoçullarınTeyfik.
-Akıdeş, Buldan’da hep yaşlılaagaldık. Gençle hep Denizli’ye, oraya, buraya gidiyoola çalışmaya. Ondan ötüre bakıyıom da hep ihtiyarlaagaldı meydanda. Zaten hu Kovit belası epey bi yaşlıyı aldı gitti ya Halıllarıntaalasına. Bizim o yanda epey insan öldü. Yaşlı genç dinlimedi hu hastalık.
-Sen kaçlısın Fehmi abi, diye sordu DellallarınÜsen.
-Ben otuz altılıyım emme Nisan bir de doğcekken iki Nisan da doğmuşum, diye cevapladı Çılbakların Fehmi.
-Nasıl oluyo bu iş Fehmi abi, diye sordu gülerek DellalarınÜsen.
ÇılbaklarınFehmi, çayından bir yudum alarak başladı anlatmaya.
-Anam bene hamileyken doğum yaklaşmış. Nisan bir günü gari. Anam vizvizbağırıyoomuş. Nahasın doğum olmamış. Mahalledeki gocagarıla uğraşmış, didinmiş bi türlü doğutturumamışla anama. En nihayet garılababama,
“Çabuk git, Ebe Fatma’yı al ge” demişle. O da Çayırderesindeoturuyoomuş. İkindi vakti babam goşduragoşduravaamış ebenin evine. Ünlemiş, ünlemiş nahasın çıkmamış. Epey soona evin içinden ses veemiş.
“Ne va, ne bağırıp çağırıyon” deye bağırmış. Babam,
“Benim garı doğurcek emme nahasınolmuyo, mahallenin garıları“Ebe Fatma’yı ünnü ge”dedile. Aman Fatma abla, gurtagari benim garıyı” deyeyalvaamış. “Aan” demiş Ebe Fatma, “Böğün Nisan bir, bene her sene böyle şaka yapaala. Sen de şaka yapcen emme ben akıllandımgari”, demiş açmamış bile kapıyı.
“Üle Fatma ebe hööle olur, bööle olur, kaç para isdeesenveecen”deyeyalvaamışyakaamış emme ebe ganrıldıkcaganrılmış gelmemişgalan.
Çaresiz babam dönmüş gelmiş eve. Bakmış anam çığırıp duru. Anlatmış durumu. Anam feryat figan sabahı etmiş.
Sabah olunca babam doğru goşdurmuş gitmiş ebe Fatma’nın evine çalmış kapıyı. “Tamam” demiş ebe. Nisan iki oldu gari ya. Gelmişle galan bizim eve. Doğuddurmuş anamı. Ondan ben Nisan bir de doğcekken iki Nisan da doğmuşsum. Anam bene ondan ötürü bek gızaadı.accık da iriymişsim ben “Seni doğurceeme gara garadaşla doğursaydım” derdi.