Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu Moramıdın Kahvesinde. Yaşanılan depremlerden dolayı herkes üzgün, kahve adeta ölü evi gibiydi. Ara sıra çayını karıştıranların masasından kaşık sesi duyuluyordu.
Eski muhabbetlerde çıkmıyordu günlerdir. Şibidiklerin Kemal, yanında oturan Camızların Üsen’e anlatıyordu.
-İnanırmın, dedi. “Garıylan ikiciğimiz ağşam oltu, geçiyoz televizyonun gaaşısına, ağladığımız belli olmasın deye şovkları söndürüyoz, gahroluyoz üzüntümüzden. Ölen insancıklara, anasını babasını gaybeden yetim öğsüz galmış çocuklara bakıp bakıp ağleyyoz”.
Çapıtların Hilmi, girdi söze ağır ağır.
-Söylenme akıdeş, aynı bizim ev de öyle. Sankim her gün cenaze çıkıyo bizim evden. Yüreğimiz yanıyo, decek çok şey va emme ne decen. Hep deyeoz deyoz oturuyoz. Elimizden bişciklee gelmeyyo. Hep depremden ders çıkardık deniyo emme yapılan eden hiçbişeycik olmeyyo. Olan gine namuslu vatandaşlan masum yavrulara oluyo. Hırsızlığa göz yumaasan, inşaatları kontrol etmezsen, o senden bu benden deyip göömemezlikden gelirsen, aman benden bulmasın deye ses çıkamazsan bööle olur işde.
-Biz çocukkene böyle bir deprem olduydu. Ozman için babam bizi Kepsel’e bağa alıggiddi. Bizim evin duvaaları bile yıkıldıydı. Herkes bağına göçdüydü, bi yaz günüydü.
Çapıtların Hilmi, tekrar girdi söze.
-Hatırladım akıdeş, ödümüz bedimiz kobduydu. Babam ırahmetlik de bağda epey tezgâh işledi, her gün Buldan’a enip çıkdıydı eşeğlen. Ne günleedi be. Ozmanlaa böyle goca goca binalaa yokdu ki. Hep dam evle vaadı. Tek gatlı bilmedin iki gatlı, içeeden meedivenli evlee vaadı. Gediz’de böyük bi deprem olduydu. Orda epey ev yıkıldı, çok ölen oldu. Depremden sonra Muhacır Üsen’len, Dumbal Ali orlara gittilee. Epey orda galdıla. Geldikten sonra yapıcılık yapaalaken “biz ordan çok ders çıkaadık. Gumunu, demirini, çimentosunu depreme dayansın deye bize çok şey öğretti mühendisle”derleedi.
Hatta hiç unutmam, bizim gonşu ozman için evinin baaçasına yüznumara yapcekdi. Adamcık baaçasına yapaadı yüznumarayı, anca belediyeden gelip yıkalaadı. En son bağırı bağırıveedi bizim gonşu, “Ülen ben evimin baaçasına bi yüznumara yapcen deye uğraşıyon, ne yapam, dereye mi gidelim çoluk çocuk” deye azarladı gari gelen Belediye çavuşlarına. En nihayet yaptı gari yüznumarayı. Ozmanla işi sıkı dutuyooladı. Hinci öyle mi ya. Goca goca apardımanlaa yapmışla, her şeyi eğsik, ne bakmışla, ne kontrol etmişle. Göömedik, bilmeyyoz deyyola. Herşeyi boşveedik. İşallah akıllanırız gari” dedi.