Güz yağmurları başlamış, ara sıra çileyen yağmurlar havayı serinlemişti. Mahalle aralarında salçalar yapılmış, koyulaşması için leğenlerin içinde güneşte bırakılmıştı. Hafif başlayan yağmurla beraber uzaktan uzaktan “Needekleri örtünn! “sesleri duyulmaktaydı Moramıdın Kahvesinde.
Elinde uzun bir camla girdi gedil kahveye Yalabıkların Duran. Elindeki camı usulca bıraktı masaya. Alnında biriken teri cebinden çıkardığı yağlıkla sildi.
- Bi orta gave bişirive bakam Halilİbram bene, diye seslendi ocağa doğru.
Halilİbram, sesin geldiği yöne doğru baktı.
- Üle Duran hoş geldin, sen neeledesin akıdeş ya. Otu bakam biyon gıçını go, bişiriverem gaveni. Hayrola gışın geldiğini sen de bildin yalım, cam kesdirmişsin, dedi.
- Söylenme akıdeş, gışdan bile değil ben haftada iki yon üç yon cam kesdirmeye geliyom Sinemacı Yusuf abenin yanına, dedi Yalabıkların Duran.
Halil İbram şaşkın şaşkın baktı Duran’ın yüzüne. Duran’ın kahvesini masaya koydu. Yalabık Duran ile asker arkadaşıydı. Çanakkale’de jandarma askeriydiler.
Halil İbram sordu Duran’a.
- Üle akıdeş, sen her hafta iki yon üç yon camı kestirip ne ediyon. Yiyimiyosunuz bu camları?
- Üle hiç cam yinir mi? Söylenme benim peder sağolsun içdimiydi kendini gaybediyo, dedi.
Kahvesinden büyük bir yudumu höpürdeterek içti. Başladı anlatmaya.
- Bizim peder haftada iki üç yon akıdeşlerinnen Toprakçı’ya gidiyoola şarap içmeye. Ordan körkütük enig geliyola. Zaten gözlerinde katarak va,- ameliyat olcen -dedi toktur, yaptımeyo. Gözleri bek farketmeyo. İnahtarı bulcem, deliğine denk getircem deye uğraşırken tepesi bi atıyo. Bizim alan kapısının iki yanında gocuman gocuman iki dene cam va. Hangisine denk getirişe bi dekme çıkarttırıyo. Şangır şungur biz kakık geliyorz. Yatağına yatırıyoz. Sabah oldumuydu hemen elime parayı dutuşturuyo doğru Sinemacı Yusuf abenin oraya. Zaten Yusuf abem alışdı bene, kaç yıldır cam kestirmeye geldiğimi biliyo gari, ta gaaşıdan göresiye gada “Duran, abem sağ mı sol mu?”deye soruyo. Yusuf abem dükkende tahtaya camın ölçülerini yazmış, sağ cam sol cam hepsini biliyo. Ben – sağ- dedim miydi yanındaki adamına – Kes oğlum yetmiş beşe, yün on, -sol- deyince, kes oğlum seksen beşe, yüz yirmi- deyo. Hatta cam fiyetlerinde bile bize endirim yapıyo. Biz devamlı müşteriyiz ya.