Muhabbet gene aynıydı Moramıdın Kahvesinde. Alamadım, satamadım, yetmedi, bitmedi anlatıyorlardı ihtiyarlar. Çoğu zaten emekliydi ama iyi kötü evlerinde tezgâh işliyorlar ikindi namazını Çarşı Camisinde kıldıktan sonra Moramıdın Kahvesine çönüyorlardı.
- Akıdeş nereye vaacek sonumuz bilmiyom emme Allah hakkımızda hayırlısını işlesin galan, dedi Burunsuzların Ayhan düşünceli düşünceli. Zaten pek konuşmaz, konuşurken de sesi duyulsun istemez gibi mırıldanırdı.
- Âmin akıdeş, dedi yanı başında oturan Sibeksizlerin Yusuf. “Bek dadı duzu galmadı gari emme nişliyelim neelere gidelim, bu yaşdan sonra ne iş yapcen, elde vaa bi gıçı gırık el tezgahı, ağşama gada iki saçak mal işleyoz”.
- Doğru deyon akıdeş, dedi Burunsuzların Ayhan usulca. “Bazaa gün alıp varıp dükkenciye veriyoz oda bize ölmücek gada bi para veriyo, bu paraylan bazaa haacı mı gööcen, ceryan parası mı veecen. Allah’dan emekliyizde üç beş guruşda ordan geliyor. O da olmusa gara köpekle gülee halimize gaç aman deyenlerin” dedi.
Muhabbete eski şoförlerden İncigara Süleyman’da katıldı.
- Nelee va muhabbetde deyverin bakam, deye sokuldu yanlarına.
- Bek bişey yok akıdeş, bizim muhabbet ne olcek alamadım satımadım, veedikleri üç guruş mayış, bazaaların bek dadı duzu yok, zaten mal para etmebba. Dükkencile desen alışmışla bi para yok bazaala yok deye. Eh deyeoz deyoz oturuyoz akıdeş, dedi Sibeksizlerin Yusuf.
- Eee bu işle böyle akıdeş, dedi İncigara Süleyman. “Zenginlerin hiç bi zaman param vaa akıdeş dediğini duymadım ben. Bizim bi Kör Gadir vaadı, ırahmetlik. Hamballık ede, muavinlik ede, şöferlik bile edeedi. Patronu ağşam oldumuydu, ırakıyı açaamış, önüne mezeleri, etini, tavuğunu da yığaamış. Bizim Kör Gadir gaaşısına dikilip para isdimeye geldi miydi hemen “ Böğün bari para deme Gadirim, şarap şişemiz rafta durubba Gadirim, sen onu alge hu gıyıda iç Gadirim” dermiş. Patronu, Kör Gadir benden para isdimesin, gönlünü alan deye kendine ırakı alırken oncaza da bi şişe ucuzunda şarap alıp ırafa goyverirmiş. Kör Gadir’de nişlesin alırmış şarabı gıyıda usul usul söylene söylene içeemiş hottuk fıstıklan. Şarabı bitirdi miydi doğruca Şerif Hebip’in tektekhanesine gidee orduda veresiye bi şişe şarap daha içeemiş. Ondan kellim söve söve evine gideemiş. Zaten Şerif Hebip’in tektekhanesinde “Veresiye şarap içen iki defa serhoş olur” deye yazaadı” .