Buldan’da dokumacılığın para kazandırmadığı yılar.Yoksul bir dokumacı ailenin en büyük çocukları olan Şaş Hinayet ilk okulu bitirince babası el tezgahın başına geçip çulfa olsun istemiş. O bu hayattan kurtulmak için okumak istiyormuş. Bu nedenle öğretmen okulu imtihanlarına girerek yatılı okumaya hak kazanmış.
Yatılı okulda haylaz bir öğrenci olarak dikkat çekmeye başlayan Şaş Hinayet yaz tatillerinde ailesine dokuma işlerinde yardım etmez olmuş. Babası “ Bu çocuk hayırsız olacak. Keşke ben onu İmam- hatip’e gönderseydim” diye karısına söylenir dururmuş. Anası da “ Oğlum! Biz ölüp gitsek arkamızdan bir Yasin okuyacak kimsemiz yok. Keşke İmam-hatip okusaydın be evladım! “diye o da oğlunun başının etini yer dururmuş. Ana babasının sızlanmalarından usanan Şaş Hinayet’in aklına okulda almanca sınıfı geçmek için ezberlediği okuma parçası gelmiş. “ Ana, ben okulda Yasin okumayı öğrendim. İstersen okuyuveren! “ Ölmüşlerimizin ruhuna değsin inşallah, oku bakalım aslan oğlum benim!”
Şaş Hinayet almanca parçayı ezberden mevlit makamında okumaya başlamış. Gözleri yaşaran anası çok duygulanmış ve babasına da bu okumayı gururla anlatmış. Bu okumadan sonra oğlanları ne yaparsa yapsın karışmamışlar.
Mezun olup bir dağ köyüne atanmış. Bu küçük köyde tek öğretmen olarak çalışmaya başlamış. Ek gelir elde emek için köylülerle “ En çok ne ekip biçiyonuz? Ben de bir tarla kiralayıp ekip biçeyim. Hem meşgale olur, hem de üç beş kuruş kazanırım.” “Tütün nohut, susam ekeriz genelde.”Köylüler icara verilecek bir tarla buluverirler hocalarına. O sene Şaş Hinayet susam ekmeye karar vermiş. Çiftçilikten anlamadığı için her işi parayla başkalarına yaptırmış. Ürün kaldırma zamanı gelmiş. Susamı çuvallara koymuş ve tüccara hesap kitap yapmadan toptan 500 liraya satmış. Köye varınca yaptığı masrafları toplamış 750 lira. Bu iş dışarıdan göründüğü gibi olmuyormuş diyerek çiftçiliğe tövbe etmiş.
Kış ortasında köyde yaşlı biri vefat etmiş. O yıllar köyde imamam yokmuş. İyi havalarda cenazeyi kaldırmak için komşu köylerden imam çağrılırmış. Ama o gün kar kış bir yere gitmek mümkün olmayınca köylüler Şaş Hinayet’in kapısını çalmışlar. “ Sen okumuş adamsın hocam! Cenazemiz var. Nasıl kaldırılacağını bilirsin. Biz gelen hocayı boş çevirmeyiz.” “Çiftçilikten zarar ettik, zararı bu işten çıkaralım bari” diye düşünür ve gelenlerin teklifini kabul eder. Şaş Hinayet mezarlıkta köylüler ayrıldıktan sonra g r bir sesle o bildiği almanca okuma parçasını makamlı bir şekilde okumaya başlamış. Uzaktan köylüler bu durumdan hiç kuşkulanmamışlar. İlk deneyimini kazasız belasız atlatmış.
Yaptığı işten sonradan pişmanlık duyan Şaş Hinayet ikinci bir cenaze vakası daha yaşamamak için tayinini istemiş ve başına bir iş gelmeden köyden ayrılmış.
Kaynak: Reşit Ç elebioğlu. Rahmet ve saygıyla anıyoruz…..