3. BÖLÜM- BAŞKA İŞ TUTMA
Konser turneleri bitince yine işsiz kalan Bayraktar can dostları Beyciğim Rıza ve taksi şoförü Nene Kemal ile parkta ne iş yapalım da para kazanalım, diye kafa yorarlar. Buldan pazarında kamyonla patlıcan getirip kırk tanesini bir liraya satan manav Keretmez’i kendine örnek alan Bayraktar, arkadaşlarına “Keretmez kırk balcanı bir liraya satıp para kazanıyorsa, biz de dışarılara gidip bu işi yapalım. Paraya para demeyiz”. Bu fikir benimsenmiş. Köylerden topladıkları bir kamyonet dolusu patlıcanı Denizli’de Şeytan pazarına götürmüşler. O yıllarda bu pazara üreticiler gelip malını satabilirmiş. Üç kafadar da üretici gibi boş bir yer bulup, patlıcanları dökmüşler. Bayraktar çıkmış bir sandalyenin üzerine “Haden bakalım, batan geminin malları bunlar. On gulag bil ere”.
Bu çığırtkanlıktan bir şey anlamayan Denizlili vatandaşlar merakla sesin geldiği yere doğru toplanmaya başlamışlar. Nereden bilsinler gulağın patlıcan olduğunu. Bayraktar bakmış ne olduğunu pek kavramış değil. Başlamış kalabalığa izahata. “Buna bizim orlada gulag derler. Balcan soğan dürümü yaparsın. Her türlü pişmiş ve çiğ olarak yiyebilirsin” yaşlı bir nine “Hadi oğlum oradan iyilerinden iki kilo çekiver” deyince Bayraktar “Ninem biz kilo ile mal satmayız. Tane ile satıyoruz” “Ben tane anlamam. Çabuk tart benim siparişimi” yanlarına terazi almayan bizim ahbap çavuşlar en yakın bakkala gidip ninenin siparişini tartmışlar ama o sırada müşteri de dağılınca satış yapamamışlar. Yere döktükleri patlıcanları selelere doldurup Buldan’ın yolunu tutmuşlar. Menderes köprüsünden geçerken patlıcanları nehre dökmüşler.
4. BÖLÜM – TAMARA İLE TANIŞMA
Aradan bir iki yıl geçtikten sonra bir gün Kemal Dirim ekibi konser vermek üzere Buldan’a gelir. Bayraktar’a kısa süreli olsa da bir iş çıkmıştır. Kemal abisini sinema salonunun önünde karşılar. “Bana ihtiyacın varsa emrindeyim sayın abim”. Kemal bey de her zamanki beyefendi tavrıyla Bayraktar’a “Bu turnede sana ihtiyacım olacak delikanlı. Sarayköy’de eş zamanlı konser vereceğiz. Sen o gece sanatçılarımıza yolda eşlik edeceksin. Onların güvenliğini sağlayacaksın”.
Konser biletleri birkaç gün önceden tükenmiştir. Gara Uma dansöz Tamara’nın sahneye ne zaman çıkacağını sinemacı Yusuf amcadan öğrenmiştir. Tamara önce Sarayköy’de sahne alacak, sonra Buldan’da gösteri yapacaktır. Bayraktar yanına kankası Beyciğim Rıza’yı alır. Buldan’da konsere çıkan uvertür sanatçıyı cipe bindirir ve Sarayköy’e doğru yol alırlar. Gara Uma ve arkadaşları şehrin tek taksisi olan Chevrolet’i kiralarlar peşlerine düşerler. İki kazanın arasındaki yol üzerinde sağlı sollu üzüm bağlarının birine girip pusuya yatarlar. Bayraktar ve Beyciğim Sarayköy’de gösterisi biten Tamara’yı cipe bindirir ve Buldan’a geri dönmek üzere yola koyulurlar. Bayraktar’ın bindiği cipi tanıyan Gara Uma cipin uzaktan geldiğini fark eder ve yolu kapatır. Yolun kapatıldığını ön koltukta oturan Beyciğim fark eder ve Bayraktar’ı uyarır. Bayraktar pratik zekâlıdır. Şoföre “Biraz ağır git. Ben atlayacağım. Hepimiz bir enselenmeyelim. Ben sizi kurtarmaya gelirim”. Bayraktar cip ağırlaşınca arkadan atlar. Cip barikatın önüne gelince mecburen durur. Gara Uma ve arkadaşları ciptekileri silah zoruyla indirir. Neye uğradığını bilemeyen ve panik olan Tamara avazı çıktığı kadar bağırmaya başlar. Ağzını kapatıp, sürükleyerek bağ evine katarlar. Şoför ve Beyciğim Rıza’nın el ve ayaklarını bağlayıp cipin yanında bırakırlar. Bağ evinde Gara Uma ve arkadaşları çilingir sofrası kurarlar. Dansöz Tamara’yı silah zoruyla zorla dans ettirirler. Hayatta kalmak için verdikleri içkiyi bile zorla içer, fırsat buldukça içkiyi çaktırmadan döker. Bayraktar bu arada cipin olduğu yere ulaşır. Cipten uğultular gelmektedir. İçine baktığında elleri kolları bağlı arkadaşlarını görünce onları kurtarır. Beyciğim’e “Tamara nerede?” diye sorar. O da Tamara’nın karşıda ışık yanan bağ evine kaçırıldığını söyler. “Bir planım var, tehlikeli ama başka çaremiz yok Tamara’yı kurtarmak için. Siz benim dediklerimi yapın yeter”
Buldan’daki sinema salonunda konser seyircileri beklemekten sıkılmış ve “Tamara, Tamara” diye ıslıklar, yuhalamalar eşliğinde tezahürat yapmaya başlamıştır. Konser spikeri arada bir sahneye çıkıp “Sanatçımız şu anda yolda olup, en kısa zamanda huzurunuzda olacaktır” anonsu yaparak seyirciyi yatıştırmaya çalışmaktadır. Bayraktar Chevrolet taksiden benzini çeker ve bağ evinin etrafına döker. Şoföre “Sen ateşe ver ve cipin yanına koşarak git, bizi bekle” diye talimat verir. Bağ evi ateş almaya başlayınca Bayraktar ve Beyciğim bağ evinin kapısını kırarak Tamara’yı kurtarırlar. Sarhoşlar can derdine düştüklerinden Tamara’nın kaçırıldığını bile fark etmezler dumanlar arasında. Kurtarıldığına inanamayan Tamara ağlamaklı, gözyaşları içinde Bayraktar’a sarılır. “Kendini bir an önce toparla. Buldan’da sahne alacaksın daha. Kemal abimize karşı mahcup olmayalım. Onu zor durumda bırakmayalım”. Hızlıca konsere yetişmek üzere yola çıkarlar. (Devam edecek).