İçme suyu satan Asalı, Macuncu Hebip, Şerbetçi Yılmaz, samtatlı satıcısı Sede ve simitçi Yanık Osman beşi bir Perşembe günü denk gelmişler. “Hadi yarın Cuma, hep bir Enigöl pazarına gidelim” diye kararlaştırmışlar. Bunların toplandıklarını fark eden üçkâğıtçıAkkirpik “Hayrola beyler, nereye gidiyorsunuz” diye sormuş. Boş bulunan Macuncu Hebip” Akkirpik, yarın bir dolmuş tutup Enigöl pazarında satış yapcez” deyince “Beni de götürün” der üçkâğıtçı. “Senin bizim yanımızda ne işin var, sakın bizimle gelmeye kalkma” diye karşı çıkmış Yanık Osman.
Ertesi sabah erkenden Alanyazı’ya gelen Akkirpik beş kafadar dolmuşa yerleşirken o da binmeye çalışmış ama aralarına almamışlar. Buna alınan Akkirpik “Ben size bunun hesabını ödetirim, görürsünüz siz” demiş yüzlerine. Beş kafadar Cuma sabahı Enigöl pazarına gitmişler ve pazarın değişik bölgelerinde satışa başlamışlar. Şerbet satan Yılmaz “GeliveMemedim, içive şerbetim”, Yanık Osman simitçi “Konya unundan, Buldan suyundan, yeni çıktı fırından” , Macuncu Hebip “Dertlilere deva, her derde deva”, Şam tatlıcı Sede “Şamişişam tatlı var tatlı” Asalı Dede “İçme suyu geldi, içmeyen pişman, içenler şişman” sloganlarıyla satışa başlamışlar. Akkirpik bunlar gittikten bir iki saat sonra Enigöl pazarına ulaşmış. Tezgâhını önce Macuncu Hebip’e yakın kurmuş, çaktırmadan gelen geçene “Dikkat edin, şu macuncuyu görüyor musun, işte o sivil polis” . Daha sonra şam tatlıcı Sede’ye yaklaşmış. Yine gelip geçeni bu şekilde uyarmış. Diğerlerine yaklaşıp aynı şekilde anti propaganda yapmış. Fısıltı kulaktan kulağa yayılmaya başlayınca beş kafadar seyyar satıcının işleri azalmaya başlamış. Öğleden sonra bıçak gibi kesilmiş. Tezgâhını erken kapatan Macuncu Hebip, Akkirpik’le pazarda karşılaşınca “Ne yaptın bilmiyorum ama bizim işleri sen bozdun, anlat ne yaptında bizim işler bir anda kesildi”. “Vatandaşa sizleri sivil polisler diye uyardım, o kadar”