Benli Mehmet Amcanın lokantasını Arıklarlı Rıza devir aldığı ilk yıllarda yeni yeni müşteri edinmeye başlamış. Akşamları masalar dolmaya başlamış. Milletin kafaları bulduğu saatlerde Yes Halil gelirmiş meyhaneye. Tanıdık masalara selam verir, 5-10 dakika oturur rakısını içer, başka masaya geçermiş.
Komser Seyfi, Ata, ve Damgacı Metin’in masasına gelmiş. 25 dakika içinde yemiş içmiş. Giderayak garsona “Benden bir küçük ver masaya” . Garson “Senin şişeyi mi” deyince “Aynen” deyip lokantadan ayrılmış. Gelen şişeyi açmışlar, bardakları doldurup, üstüne su katmışlar ama renk değişmemiş. Seyfi “Yine bizi katakulliye getirdin. Alacağın olsun”. Aradan zaman geçmiş, üç arkadaş geç vakit lokantada demlenirken Yes Halil çıkagelmiş masaya. Damgacı Metin “Sünnetçi Şakir ölmüş” der demez Yes hemen masadan fırlamış. “Oğlu Yılmaz’a haber vereyim” demiş. Doğru postaneye gitmiş. Postane o vakit kapalı olunca postacı Kazım’ın evine gitmiş. “Benim acil telgraf çekmem lazım”. “Halil gece vakti olmaz, yarın sabah gel” deyip başından savmış. Rahmetli Şakir amcayı çok severmiş, doğruca evlerinin yolunu tutmuş. Hızlı hızlı kapıyı “Hayırdır inşallah” diyerek hanımı açmış. “Hayrola Halil, gecenin bu vaktinde ne oldu?” “Başınız sağolsun, Şakir amca….” lafını tamamlamadan Şakir amcayı görünce orada bayılmış.