Perşembe günleri lokantacı Benli Mehmet rahmetli tüm kasaplardan topladığı kelleleri Aşgel Etem amcanın fırınına aşçı yamakları tepsiler içinde pişirilmeye gönderilirdi. Akşam olmadan masalar dolmaya başlamıştı o perşembe. Pikapta Habip Çamlıyar’ın Cemile şarkısı çalmaktadır. Masaların çoğu şoför esnafıydı. Kapıya yakın masada muavinlerden Abaylı Kemal, Koreli, Deli Muammer’in Faik, Kör Kadir, Hacamatın Baha yan masada memurlar, üç beş masa dokumacı esnafı ve şoförler. Sohbete dalmışlar. Tek başına demlenmekte olan Kırmızı Mustafa amcanın masasına Cavur Ali, arkadan ablanın Nadir gelir. Şoför Nadir Cavur Ali’nin otobüsümü sürmektedir. “Patron, yeni muavin buldum. Narlıdere’li Eksin Kemal. Yarın sabah İzmir’e beraber gideceğiz.” “Yeter içtiğin. Sabah yola çıkcen. Git yat”
Sabah yedide Alanyazı’dan hareket ederler. Otobüste 3- 5 yolcu ancak vardır. Hava yağışlıdır. Koca köprüye geldiklerinde otobüs kayar ve dereye doğru yönelir. Bir kaya dereye uçmalarına engel olur. Yoldan geçen arabalar kazayı görür ve Alanyazı Kahvelerinde oturan şoförlere haber verirler. Başta Ecenin Halil olmak üzere Hacı Mehmed, Buldur Mehmet, Guba Kazım, Deli Ziya dayı, Kıncı Musduva, Boksör Kamil ve Hasan Bozdağ hemen kaza mahalline giderler.
Otobüste mahsur kalanları kurtarmak için kayanın yerinden oynaması gerekir. Ecenin Halil dere kenarındaki metruk eve girer ve koca bir kalası söker. Bu esnada evin çatısı çöker. Ece Halil kalasla kayayı yerinden oynatır. Mahsur kalan yolcuları kurtarırlar.
Metruk o bağ evi rahmetli Hacı Baba’nın meres malıymış. Olayı daha sonra öğrenmiş ve o gün kaza yerine gelen şoförleri mahkemeye vermiş. Bunu duyan şoförler davaya şahit yazılmışlar. Duruşma vaktine geç kalan Selim a Halil, Paşalı Orhan, Sakar Osman’ın Habip, Nene Kemal de içeriye kapıyı çalarak girerler. Şahit olarak dinlenmek istiyoruz. Arkasında bu kadar çok seveninin olduğunu gören hâkim iki celsede takipsizlik kararı verir.
(Hasan Bozdağ’a teşekkürler)