Her Perşembe akşamı Buldan pazarından topladığı doğal ürünleri İstanbul’a satmaya götüren Peydahlı Musa cuma akşamları trenle geri dönermiş altmışlı yıllarda.
Bir cumartesi sabahı Buldan’a geri dönen Peydahlı Musa öğle vakti pasaj kahvesine gider. İçeride Bayraktar Aliksan ile Beyciğim Rıza pişti oynamaktadır. Yanlarına bir sandalye çeker ve başlar sohbete “ Siz burada miskin miskin oturup zınk oynayın. Millet ekmeğini kaymak satarak çıkarıyor. Dün akşam trende Afyon Denizli arasında kaymak satıcıları bütün mallarını Denizli’ye gelene kadar tükettiler. Aylak aylak oturcenize siz de yapsanız ya şu işi!” “ Bizde o işi yapacak sermaye mi var Peydahlı!” der Bayraktar. “ Sermayeniz benden. Siz bir işe başlayın hele.Kazandıkça bana borcunuzu ödersiniz.
Denizli istasyon caddesindeki otellerden birinde bir oda tutarlar. Afyona gidip toptancılardan sermayeleri kadar kaymak lokumu alırlar. Taşıyabilecekleri kadar kaymak kutularını yanlarına alırlar. Beyciğim Denizli- Nazilli arası, Bayraktar Denizli- Dinar arası seferleriyle günü birlik gidip gelmeye başlarlar. Akşamları otelde buluşup, yemeklerini yedikten sonra yol yorgunu olduklarından erkenden yatarlarmış.
Bir hafta sonra bir hesap kitap yapalım demişler. Bakmışlar ki kâr olmadığı gibi sermayeden yemeğe başlamışlar. Bir akşam otele döndüklerinde. Bayraktar” Trende kondüktörle tanıştık, ahbap oldukinle , iyena! Sarayköy Sığma’danmış.Hemşeri çıktık anlıyacan!” “ Ne işimize yarayacak bu adam bizim?” “ Dinle hele bir sen. Adam atmayı, kafa çekmeyi seven biriymiş. Onu meyhaneye götürecez. Hafta sonu bir akşam yedirip içirecez. O da bize gıyak geçecek. Bilet almayacağız, o da bizi idare edecek, senin anlayacağın! Nasıl plan ama! Beyciğim, sen de benimle birlikte olacaksın. Bilet parasından kurtulcez böylelikle.”
Kondüktörün izinli olduğu günün gecesinde onu, o yılların meşhur meyhanesi Kırık Çatal’a davet ederler. Kondüktör keyfine düşkün bir adamdır. Mükellef bir masa donattırır bunlara. Gecenin sonunda tuzlu bir hesap öderler.
Ertesi günden itibaren Denizli- Afyon hattında bilet almadan kaymak satışına bizim iki kafadar. Kondüktör bir hafta boyunca idare eder bunları.” Bu hafta sonu yine geliyorum. Kırık Çatal’da buluşalım” dye talimat verir. Bu düzen bu şekilde 3-4 hafta daha devam eder. Sabrı taşan Beyciğim bir gün “ Goca Buldanlı, bizim oğlan! Oturup bir hesap yapalım yahu! Biz bu işten kârlı mı çıkıyoruz? Yoksa zarar mı ediyoruz ?” Oturup bir hesap kitap yapmışlar. Bir haftalık bilet masrafı bir gecelik meyhane masrafı kadar olmuyormuş.Zaten Peydah’lının verdiği sermaye de sıfırı tüketmek üzereymiş.Bu macerayı da mecburen sonlandırmak sonunda kalıp, Buldan’a geri dönmüşler.