Havalar gündüzleri sıcak, akşama yakın serinliyordu artık Buldan’da. Artık sonbahar havası yaşanıyordu. Moramıdın Kahvesinde de gündüz vakti oturan ihtiyarlar akşamüzeri dağılıyorlardı.
Vakit ikindiye yakındı. Ezana az bir süre kala telaşla girdi içeri Nallımacıların Hulusi. Telaş müdürü diye namı vardı Nallımacı Hulusi’nin. Her olayda heyecanlanır, hemen telaşa kapılırdı.
- Akıdeşle Cevizlerin Kemal geldi mi boğün gaveye, diye sordu.
Kahveci Halil İbram seslendi, Nalımacı Hulusi’ye.
- Daha gelmedi ya, hincileede gelir, ge oturugo, bekleyve accıkdan gelir.
Oturdu Nallımacıların Hulusi çay ocağına yakın bir yere. Çayını önüne koydu Kahveci Halilİbram. Kahveye yeni gelenlerde oturdu yanlarına. Nallımacı Hulusi pek gelmezdi Moramıdın Kahveye. Onu görenler şaşırarak sordular.
- Hayralo len Hulusi, seni hangi örüzge attı buraya. Nallımacı Hulusi cevap verdi hepsine de telaşlı telaşlı.
- Cevizlerin Kemal abeyi gören deye geldiydim. Daha gelmemiş onu beklebbadım.
- Ne etcen Kemal’i diye sordu, Dıgıdıkların Behçet.
- Üle akıdeş, söylenmen derdim bek böyük. Benim gonşu va Hodduk Kamil. Evi meres. Merescilee ara sıra buna haba gönderiyola. Bizim meresimizi veesin, veemezse makimeylen saddırcez deyola. Onda bizim Kamil buna tepesi bi atıyo. Kafayı çekiyo çekiyo, sokağa bi çıkıyo,
“ Kakın ülen gonşula, ben evimi yakcem, herkes evini başka yere daşısın, sonra mesuliyet gabul etmem ona göre ha” deye bağırıyor. Benim de yüreğime bi küpürtü giriyor, saba gada uyku bile girmeyo gözüme. Acaba yakıveriymiki, gış gıyamette evsiz damsız galıveriymizki deye husamdan tasamdan ölüyom, ödüm bedim kopuyo.
Kahvedekiler hakırtıyla gülüyorlardı Nallımacı Hulusi’ye. Hem anlatıyor, hem de ayağa kalkmış Hodduk Kamil’in taklidini yapıyordu. Dıgıdıkların Behçet gülerek sordu sorusunu Nallımacı Hulusi’ye.
- İyi tamam da sen neden areyyon Cevizlerin Kemal’i.
Nallımacı Hulusi derin bir yudum çekti çayından,
- Akıdeş, Hodduk Kamillen Cevizlerin Kemal hısım olur. Kemal abeye gören de accık Hodduk Kamil’e çekiş, Allah muhafaza evi yakmaya kaka da biz ozman nişlicez, neelere gidcez galan deye gonuşan deye geldim kahveye, deyince herkes gülmekten yerlere yatıyordu.