12 Eylül ihtilalinden bir yıl sonra Akın Lisesine Mehmet Yıldırım müdür olarak atanmıştı. Daha çevreyi ve okulu tam olarak tanımıyor, herkese kuşkuyla bakıyordu. .Kimseye güvenmezdi.
Kış günü bir pazar akşamı .Akın Lisesinde yangın çıktığı çatısından dumanların yükseldiği haberini alır almaz okula koştuk. İçeriye dumandan zor girdik. Okulun bahçesine toplanan meraklılar sadece seyrediyorlardı. Giriş katında, birinci ve ikinci katlarda bir şey yoktu. Üçüncü katın koridorunda bulunan harita askılıkları ateşe verilmiş, o kattaki sınıf ve odalara duman dolmuş. Her yer kapalı olduğundan havasızlıktan… Soruşturmaya başladılar. “Kimden şüpheleniyorsunuz ? Düşmanınız var mı?” gibi sorularla biz idarecileri sorguya aldılar. Ana giriş kapısının sol yan çerçevelerinden birinin camı kırılarak içeri girildiği belliydi. Zemindeki cam kırıklarının üstünde el ve ayak izleri vardı. Delil olabilecek camı polise teslim ettik. O gece sabaha kadar temizlik yapıldı. Okul eğitime hazır hale getirildi. Öğrenciler ne olup bittiğini anlamadılar.
Aradan bir hafta geçti. Yine bir pazar akşamı. Liseden dumanların yükseldiği haberini alır almaz okula koştuk. Bu kez giriş katının koridor sonundaki pencere camlarından birini kırarak içeri girmişler. Alt kattaki sınıflardan ikisinin sıralarının üzerlerine tiner döküp ateşe vermişler. Allahtan sınıf pencerelerini açmak akıllarına gelmemiş. Çıkan duman içerdeki havayı tüketince yangın kendiliğinden sönmüş ama sıraların çoğu zarar görmüştü.
Dönemin kaymakamı idarecileri çağırıp bu konuyla ilgili toplantı yaptı. “ “Cumartesi ve Pazar günleri sabah sekizden akşam beşe kadar nöbet tutacaksınız. Beşten sabaha kadar hizmetliler gece bekçisi olarak uyumadan bekleyecekler” diye talimat verdi. Bu uygulama süresinde lisenin giriş katının tüm pencere ve kapıları demir parmaklıklarla örüldü.
Bir müddet sonra Denizli Emniyet Müdürlünden gelen bir ekip okulun tüm personelinin parmak izlerini aldı. Istampaya parmaklarlar bastırılıp, parmak izleri tek tek kağıtlara alınıyordu. Herkesin on parmağının izleri alındı. Parmak izi alımından sonra tüm personeli topladılar ve dediler ki “Peynirin kurdu içinden türer. Bu sabotajı yapan mutlaka içinizden biridir!” Bu sözlerle herkesi töhmet altında bıraktılar.
Yıllar geçti. Bu kundaklama eylemlerinden hiçbir sonuç alınamadı. Suçlularda bulunamadı . Bu olaylar Buldan Milli Eğitim tarihinde kara bir leke olarak kaldı.