Şehrimizde Denizli Horozu besleyen meraklılar:
Mehmet Sait Yalçın, Avralı Sadık, Rüzgar Mehmet Araç, Barut Ali, Ekli Mehmet (1902-1985) Tireli Mehmet Ali, Terzi Mustafa Kaymak, Erol Akşit, Hakan Aytekin, Suavi Uyum, Dımbazlar köyünden Huriye Yılmaz.
Pazar yerinde, Perşembe günü normal bir horoz iki liraya satılırken, elli lira maaşlı Mehmet Salih Hoca 50 liraya Denizli Horozu satın almış.
Hikaye: Ekli Mehmet ile Tireli Mehmet Ali, Denizli’ye Dokuzkavaklar mahallesinde satılık Denizli Horozu olduğunu duyarak almaya gitmişler. Horoz satılacak evin yanına, asker usulü, yerde yüzükoyun sürünerek yaklaşmışlar. Horozun sesini dinlemişler beğenmişler. Ayağa kalkarak eve varmışlar, ev sahibine horozun fiyatını sormuşlar. Ev sahibi başlamış konuşmaya; “oğlan askere gitcek cebine para koycem; evin arka duvarı yıkıldı tamir olcek, para lazım; emekli aylığım yok, cep harçlığı lazım! “
İki Buldanlı birbirinin gözüne bakmışlar oturdukları yerden yavaşça ayağa kalkmış müsaade isteyerek evden ayrılmış; horoza fiyat verememiş, çünkü horoz sahibinin sözünden, tahmini fiyat bir ev fiyatı tutuyormuş.
Hikaye: Karşıyaka mahallesinden Kelağa Hacı İbrahim Üstün (1922-2005) Denizli Horozu beslemeye çok meraklıydı. 1961 yılında bir memurun aylığına yakın bir fiyata, 50 liraya Denizli Horozu satın almış. Ötüş süresi 30 saniyeyi geçiyormuş. Eniştesi Durmuş Sayın belediye elektrik trafosunda (Akın Lisesi bahçesi, spor salonunun olduğu yerde) görevliydi. Gürültü kirliliğinin olmadığı o yıllarda Karşıyaka mahallesinden, öten horozun sesini, motorhaneden dinlermiş. Ev ile motorhanenin arası, kuş bakışı tahmini 700 metre uzaklıktadır. Ayrıca birçok yoz horoz sesi içinde Denizli Horozu sesi ayırt edilirdi. Kelağa ibrahimin anası Safiye nine (1902-1983) horoz bahçede öterken keyifle dinlermiş ama horoz ötmesini bitirdiğinde arkası üstü düşüp bayılınca “zavallı çil horoz bayılacak kadar kendini niye zorluyorsun ? “ diye söylenir, horozun haline üzülürmüş.
Bu horozun ayak bileklerine nazar değmesin diye renkli boncuklar dizilmiş ip bağlanmıştı. Birkaç sene sonra ÖLET (kuş gribi) hastalığına yakalanmış, kesilerek yemişler.
Kaynakça : Terzi Arif Yalçın 1930, İbrahim Ethem Üstün 1951, Mustafa Kaymak 1981, Saatci İlhan Eklioğlu 1945.
Bizi onere eden Buldanda Yaşam Gazetesine ve Suavi UYUM abime teşekkürü bir borç bilir ve halen elimizde 30 a yakın Denizli Horozu ve tavuğu olduğunu gururla bildiririm