Deve güreşi organizeleri genellikle bir cemiyet/ dernek adına yapılır. Deve güreşi sahasının tespiti önemlidir. Buldan’daki önceki deve güreş sahaları- Ethem Aydınlı’nın tarlası, Cumhuriyet mahallesindeki Mekik sitesinin olduğu yer, Buldan kabirliği üst bölüm, şehir mezbahasını karşısındaki (kuzeyinde) Küçük ailesine ait tarla. Güreşten anlayan kişiler arasında Güreş Tertip Komitesi oluşturulur. Güreş tertip komitesi develerinin eşleşmelerini yapar. Ayrıca güreşleri idare ederek, sonuçları ilan eder. Deve güreşi kategorileri.- Baş, baş altı, orta, lök(Güreş devesi olmayan yoz deve). Dorum(Deve yavrusu), Daylak(İki yaş ile sekiz yaş arası erkek deve), Tülü(Sekiz yaşından sonra güreşen erkek deve), Maya(Dişi deve). Develer her türlü bitki ile beslenir. Deveyi güreşe hazırlamak için Haziran ayından Eylül sonuna kadar devam eden mısır(darı) hariç diğer tahılların kırma ve ezmeleri, su ile tavlanarak sindirimin kolay olması için topaç şeklinde yedirilir. Develere isim olarak genelde aile lakabı, soyadı veya hoşa giden bir isim verilir. Deve beş yaşında çiftleşmeye hazırdır. Hamileliği bir yıldır. Ömrü 25-30 yıldır. Kaynakça- Ahmet Katı(1950- Umurlu), Hüseyin Ceviz(1942- İncirliova). Önemli not- Buldan’da geleneksel deve güreşleri 11 yıldır değil, belki seksen sekizincisi yapılan Osmanlı döneminden bizlere miras kalan gelenektir. Buldan Sempozyumu-2006, cilt 1, Konu tarih, Başlık -19. Yüzyılda temettuat defterlerine göre Buldan’da Sosyo- Ekonomik Hayat. P.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi, Prof. Dr. Selahattin Özçelik, Araştırma Görevlisi Ayhan Bayoğlu, sayfa 526, çizelge- 1891 yılında 258 deve.
HİKÂYE- Helvacı Sağır’ın 8Şevket Baylar) devesi (tülüsü), Buldan’daki başa güreşte yenilmiş. Alaşehir’e satılmış. Sonra uzun yıllar Ege bölgesindeki güreşlerin baş )şampiyon) devesi olmuş. Yenilmesinin sebebi olarak, sürekli bina içinde beslenmesi ve kimyasal madde soluması gösterilmiş.
HİKÂYE- Cumhuriyet mahallesinde, TARİŞ Binasının alt tarafındaki A. Cevat Buldanlıoğlu caddesi ile Akçeşme üstündeki tepeye (Kayran mevkii), olan arazinin yarısı –alt tarafı Cabaroğlu ailesine ait bağ, yarısı –üst tarafı marangoz Ethem Aydınlı tarlası imiş. Bu tarlayı sonra Beyler köyünden Hasan Dağcı satın almış. Bu tarlada 1951 yılından itibaren üç sene deve güreşi yapılmış. Buldan’ın güney tarafında yer alan Bostanyeri köyünden Durmuş Çiçek(1937-20199, 1951 yılındaki güreşe katılmış. Bostanyeri köyü dağ yamaçlarında keçilerini otlatırken, keçileri dağda bırakmış, köpeği Karabaş’a dikkatli olmasını tembih ederek yola koyulmuş. Deve çanları sesinden, deve güreşi olacağını düşünmüş. Beş kilometre yürüyerek güreş alanına gelmiş. İkindiye kadar seyretmiş, geri dönmüş. Akşam ezanı okunmadan keçileri eksiksiz evlerine ulaştırmış. Güreşte şahit olduğu olayı şöyle anlattı. Son güreş olan baş güreşte, Sarıgöllü Hanım Ağanın devesi ile Sarayköylü Tavaslı oğlunun devesi eşleşerek güreşe çıktılar. Tertip komitesi, milletvekili olan Tavaslıoğlu’nun devesini, bir bahane uydurarak galip ilan etmek istediler. Urgancılara “Develeri ayırın” talimatı verdiler. Sarıgöllü Hanım Ağa, tabancasını çıkararak, urgancılara “Develeri ayırmayın” ikazında bulundu. İlave olarak şöyle bağırdı. “Bu güreşte yenilen hamıtını alır gider!” . Güreş komitesi, Hanım Ağanın sözüne itiraz edemedi. Güreş kıran kırana devam etti. Sarayköylü Tavaslıoğlu’ nun devesi yenildi. Kaynakça- Durmuş Çiçek(1937-2019)
HİKÂYE- 1954 yılında Yeni mahallede oturan Gli Halil’ e (Halil Çetler1934-1997) , değirmenci Salih Özet(1928-1989), rica üzerine Sarıgöl tarafından bir güreş devesi alıvermiş. Güreş sezonu bitikten sonra develer rutin beslenmeye başlarmış. Haziran ayında deve tüy değiştirirmiş. O dönemde deve huysuz olurmuş. Develer, at ve eşekte olduğu gibi metal kaşağı ile değil kiremit ile kaşağılanırmış. Gli Halil, bilgisi olmadığı için deveyi metal kaşağı ile kaşağılamak istemiş. Deve birkaç defa burnu ile sanki” Ben bununla kaşağılanmam” dercesine Gli Halil’i iterek birkaç defa yere düşürmüş. Gli Halil ısrar edince, deve Gli Halil’i ayak baldırından tutarak- ısırarak havaya kaldırmış. Gıli Halil’in hanımı o anda yan tarafta inekten süt sağıyormuş. Hemen işini bırakarak gelmiş. Bırakması için hem bağırmış hem deveye birkaç defa vurmuş. Deve,Gli Halil’i yere bırakmamış. Bağrışmaları duyan GliHali’in kardeşi Gıli Salih gelmiş, deveye vurunca Gli Halil’i yere bırakmış. Aile deveyi satışa çıkarmış. O zaman ortak celeplik(Sığır alış- satış) yapan Halılların İbrahim Özet ile Hüsemlerli Hüseyin Yangöz, deveye talip olmuş. Devenin pazarlığı yapılırken, Hüsemlerli Hüseyin, ineğin düvesinin de pazarlığa girmesini istemiş. Aile düveyi kızlarına vermeye söz vermiş. Ama deveyi zarar verdi diye, kızları da “Tamam verelim” deyince düve ile birlikte satılmış. Ertesi sene güreş mevsimindeHalılların Değirmenci Salih, deveyi eşeğin arkasına bağlayarak Nazilli’ye güreşe gitmiş. Beraberinde HalıllarınReşit’de “Mersinli” adındaki devesi ile gitmiş. İkisi Nazilli girişinde, kır kahvesinde dinlenmek için konaklamış. Develeri uzak bağlamış. Değirmenci Salih, eşeğini deveye yakın bağlamış. Çay içerlerken bir gürültü olmuş. Develere dönüp baktıklarında, deve eşeğin arka ayaklarının üzerinden ısırmış, tutup havaya kaldırmış. Kahvehanedekiler eşeği, devenin ağzından almış. Değirmenci Salih bir kasap çağırmış. Ertesi gün yenilirse satmak üzere satmak üzere pazarlık yapılmış. Ertesi gün yapılan güreşte yenilmiş, kaçmış. Sucuk yapılmak üzere, hamudu ve yuları çıkarılarak kasaba verilmiş. Eşeğin yarası katran ile tedavi edilmiş. Bir hafta sonra eşek ile hamut ve yular Buldan’a getirilmiş. Kaynak- Kazım Özet(1945)
HİKÂYE- 1982 yılında ilçemizde yapılacak güreş için …adındaki deve Cumartesi ikindi vakti Buldan’a gelmiş. Deveyi bağlamak için Kurtuluş mahallesinde Halılların evine getirilmiş. Boş yer olamayınca, bağlanacak yer aranmaya başlanmış. Deve sokakta bekletilirken etrafına meraklılar toplanmış. Meraklılardan birisi de Karaderviş Bekir(1932-1985) aldığı alkolünde etkisiyle deveye fazla yanaşmış, şemsiyesiyle deveyi dürtmüş. Deve de ayağıyla çekerek altına almış, üstüne çökmüş. Karaderviş Bekir şanslıymış ki tam kaldırım çıkıntısının dibine düşmüş. Deve tam basamadığı için ufak hasarla kurtarılmış, ölümden dönmüş. Kaynak- Kazım Özet(1945)
HİKÂYE- 1953 yılı. Şampiyonluk baş güreşi için Sarıgöllü Hanım Ağanın tülüsü ile Sarayköylü Tavaslıoğlu’nuntülüsü çok iddialı olduğu için eşleştirilmiş. Tavaslıoğlu’nun devesi bir gözü kör, 1500 kilo ağırlığında iri yapılı imiş. Güreş sahasında galip gelince, davul zurna gelmeden sahayı terk etmezmiş. Güreşlerden bir gün önce, şehir içindeki deve gezdirmesinde dahi davul zurna olmadan yürümezmiş. Deve güreşlerinde, develeri coşturacak davul zurna ekipleri Muğla- Dibekderesi ile Aydın – İncirliova’dan çıkarmış. Sarıgöllü Hanım Ağanın devesi orta boyda, 1150 kilo ağırlığında, sert yaradılışlı bir deve imiş. Her şey de olduğu gibi, deve güreşlerinde de hileler yapılırmış. En meşhur hile ise devenin ayak tırnakları, burun ile bacak aralarına “Domuz yağı sürmek” imiş. Bu güreşte Tavaslıoğlu’nun devesinin tırnak ve bacak aralarına domuz yağı sürüldüğü için, Hanım Ağanın tülüsü güreşmek için koşarak gelmiş, domuz yağı kokusunu alınca, koşarak ayrılmış. Yenildi, kaçtı, kabul edilmiş. Güreşler akşam karanlığında bitmiş. Tertip komitesi, akşam devecilere yemek vermiş. Yukarı Parkta kahve içmeye davet etmiş. Kahveler içilirken, Hanım Ağa tabancasını çıkarmış. Bir şarjör havaya boşaltmış. “Benim devemi hile yaparak yendirdiniz!” demiş.
Kaynakça- Nuri İşçioğlu- (Emekli Öğretmen), İbrahim Ayvaz(1959 Sarayköy)
Resim- Halılların Reşit’in “Mersinli” devesi. Salih Özet, Mahmut Özet, Reşat Özet, İbrahim Özet, Ethem Var, Halılların İbrahim, Erdoğan Yangöz, Ali Rıza Özet, İsmail Özet, Mehmet Yangöz, Kazım Özet, Salih Özet, Mehmet Savran, Burhaniyeli Hasan, Burhaniyeli Mustafa, Ramazan Özet.