Genel Bilgi- Caminin ilk yapılışında ve yangın sonrasında tamirinde Güney, Yenicekent, Bozalan ve Eldirek köyündeki taş ocaklarından kesme taş bloklar kağnı ile getirilmiş. Ziftlik’teki ihtiyaç olan çamların kesini ile kabuklarının soyulma işlerini Bakacak bölgesinde oturan Tahtacı Türkmenler yapmış. Cami tamiri için kullanılacağından para almamış. Çarşı Camii inşaatında çalışan işçilerin barınması amacıyla bir hayırsever evini bağışlamış. Caminin ve Rüştiyenin (Zafer İlkokulunun) kuzey tarafındaki bu “Haney Ev” daha sonra Han’a dönüştürülmüş. (Gevreğin Hanı). 1977 yılında Han yıkılarak bir bölümü okula bırakılmış, bir bölümü yol genişletilmesinde kullanılmış. 2010 yılında yeniden yapılan Gökçe Zafer İlkokulu binası yarıya yakın, yıkılan han üzerine inşa edilmiş. Caminin tüm korkuluk ve demir işlerini Buldanlı demirciler yapmış. Çarşı Camini 19m*20m ölücülerinde bir temele oturtulmuş. Zeminden 2m yükseklikte, salon tabanı oluşturularak cami yapılmış. Kuzey taraftaki girişte 5m*19m ebadındaki bölüm, cami kapalı olduğu zamanlarda, namaz kılmaya gelen cemaat için düşünülmüş. Fakat bu bölümde dâhil tek çatı vardır. Önü açık olan bu bölüm, 1976 yılında demir- cam bölmelerle kapatılmış. 2007 yılındaki genel restorasyonda ağaç çerçeveli cam bölmeler yenilenmiş, ağaç kapı konmuş. Bu bölümün kuzey kısmında 6 m yükseklikte 8 adet ağaç direk sütun vardır. Bu bölüme cami avlusundan 4 basamaklı taş merdivenle çıkılır. Merdiven basamaklarındaki taş bloklar demir ile birbirine tutturulmuş. Tüm kapıların ve pencerelerin dış cepheye bakan taraflarında, kesme taşlardan, kemerli, sade çerçeve oluşturulmuş. Salon giriş kapısının duvarlara bağlandığı yerlerde, yanlarda ve kapı üst kısmında mermer blok yerleştirilmiş. Üzerine iki adet ay- yıldız olmak üzere, taş işçilik süsleme örnekleri yapılmış. Dövme demirlerle yapılan kapıda perçinler kullanılmış, baklava dilimi örnekli desenler verilmiş. İki kanat olan kapının ardında, kilit ve sürgü sistemleri vardır.
Bu bölümün sağ ve sol taraflarına, iki basamaklı taş merdivenle çıkılır. Bu bölümde tavanın ortasında altı köşeli yıldız içinde süslemeler vardır. Sağ bölümde, minare kapısına gitmek için, bir basamak taş merdivenle çıkılan tahta kapı vardır. 2007 genel restorasyon öncesi, dövme demirden, perçinli, gül desenli, çok özel kilit sistemi olan demir kapı vardı. Birileri kapıyı söküp atarak hurdaya vermiş. Kapının sütündeki levhada Bilal-ı Habeşi yazılıdır. Hem sağ, hem sol bölümlerde, sade mihraplar yapılmış. Kapının üst tarafındaki tam ortadaki pencere, dışa doğru küçük balkon oluşturularak bir kişinin namaz kılabileceği şekilde düzenlenmiş. Hoparlör sisteminin olmadığı yıllarda Cuma ve Bayram namazı gibi çok kalabalık namazlarda, müezzin burada durarak görevini yaparmış. Cami avlusu ve yollardaki cemaatin, namaza katılımını sağlarmış. Bu bölümde en son müezzinlik yapan Gömbe Hafız’dır. (Habip Gömbe- 1933-1999) Müezzinlik yaparken sesi Abbas Camiinden duyulurmuş.
Kapı giriş, sağ – üst tarafta, duvara oturtulmuş, yeşile boyanmış mermer üzerine kabartma Osmanlıca şunlar yazılıdır.
Yemlîhâ, Makselînâ, Mislîna
Mernûş, Debernûş, Şâzenûş
Kafeştatayyûş, Kıtmîr,
Sahibül hayrat vel hasenat
Pehlivan Hacı Halil, sene 1206-Hicri(Miladi 1790)
Bu kitabede Kur’an –ı Kerimde Kehf suresinde bahsedilen Ashab-ı Kehf isimleri köpeğin ismi ve Cami baş ustasının (Mimar) ismi ile hizmete giriş tarihi yazılıdır. Pehlivan Hacı Halil, Alaşehirli imiş, sanatını bir Rum ustadan öğrendiği için Alaşehirli Rum Halil diye lakabı varmış. Cami kapısı girişinde, yangından sonra cami tamir edilince, İstanbul’a ticaret için giden bir esnafımız, tarihi İstanbul cami kapılarında görülen, kapı girişine boydan boya asılan, kalın ve yumuşak meşinden(Deriden) yapılan örtülerden bir tane satın alarak camiye hediye etmiş. Bizim çocukluğumuzda, Çarşı Camiye namaza gittiğimizde, bu örtüyü büyüklerimiz kaldırıverir, biz altından geçerdik. Bu örtü cami dışı ile içerisi arasında ısı yalıtımı görevi yaparmış. Belki bilmediğimiz başka etkileri de vardır. 1972 den sonra bu örtü “Hangi düşünce ile ise?” kaldırılmış, yok edilmiş.
Sağ ve sol taraflardaki büyük pencerelerin taş kemerin üzerine bitişik, kesme, yuvarlak taş üzerinde kabartma hilal varmış, yok edilmiş. Giriş bölümünün altı doludur. Ana salonun altı boştur.
Kapıdan içeri girilince sağ ve sol taraflarda demir korkuluk ile ayrılmış son cemaat yeri vardır. Sağ taraftan 8 basamaklı tahta merdiven ile minare giriş kapısına varılır. Oradan da tahta merdiven ile üst kata Mahfil’e çıkılır. Sol tarafta caminin kitaplığı vardır. Mahfil’i alttan destekleyen önde 8 adet, arkada 4 adet ağaç direk-sütun vardır. Merdiven altında imam odası bulunuyor. Ön taraftaki direk- sütunların tabanına kare şeklinde taş ayaklar ve yuvarlak mermer ayaklar konulmuş. Mahfil’in ön tarafında, tam ortada yarım daire görünümlü çıkıntı konmuş. Müezzin için düşünülmüş. Mahfil’de ön tarafta tavana kadar uzanan 8 adet ağaç direk sütun var. Camideki tüm ağaç – direk sütunların üst taraflarına kemerli görüntü vermek için, ağaç ve suntadan ilaveler yapılmış. Cami ilk yapıldığında mihrapta, alçıdan yapılan süslemeler varmış. 1990 yılında, mihrap çiniler ile süslenmiş. Mihrabın üst kısmında yuvarlak bir küçük pencere ile bunun 100 cm sağında ve solunda, gözyaşı damlası görünümlü iki küçük pencere var. Ana salon batı duvarında pencere yok. Diğer duvarlarda toplam 14 büyük pencere, bunların üst taraflarında toplam 14 küçük pencere var. Salonun tavanının ortasında, sekiz köşeli, oymalı bölüm var. İçerisine ahşap süslemeler yapılmış.
Salonun sol üst köşesindeki, önceki vaaz kürsüsü kaldırılmış, 2007 yılında restorasyonda, suntadan yapılmış kürsü konulmuş. Ahşap olan minber, cami yangınında yapılmış ama yağlı boya ile boyandığı için özelliğini yitirmiş. Doğu duvarında küçük salıncaklı duvar saati var. Batı duvarında, bir esnafımızın İstanbul’dan alarak camiye hediye ettiği 3 metre boyundaki salıncaklı duvar saati, Müftü Hafit Kaya zamanında “Hangi düşünce ile ise?” sökülerek kaybedilmiş. Caminin iç duvarlarında, mihraptan sağa doğru Arapça, Allah(CC), Ebubekir, Osman, Sâd bin Zeyd, Talha, Sâd bin Ebu Vakkas, Hasan, sola doğru Arapça, Muhammed(SAV), Ömer, Ali, Ebu Ubeyde bin Cerrah, Zübeyr, Abdurrahman bin Avf, Hüseyin yazılı levhalar vardır. Aşere-i Mübeşşire denilen bu on sahabi, bu dünyada cennet ile müjdelenmiştir.
Minare on metre yükseklikte, kesme taştan yapılmış, ana gövde üzerine, tuğla ile yapılmış, tek şerefelidir. Cami avlusundaki tek odalı bina Müftülük olarak yapılmış, 2000 yılından sonra Din Görevlileri Dershanesi olarak düzenlenmiş. Bu odanın giriş kapısı sol taraftaki kitabede Osmanlıca şunlar yazılıdır.
Barekellâh muvaffak eyledi Rabbı celil/ Sarf-ı himmetle vücuda geldi âsâr-ı cemil
Hacı İbrahimzade Hacı Mustafa ağa/ Hayır hâh olduğuna yetmez mi rânâ delil
Kıldı ihyâ ehli ilmi iş bu bünyadıyla/ Daim ihsan eyle Allah ona hayrı cezil(Eyledi)
Müşkilin hâl eyledi hemen işte kitâb/ Fevk-ı zi ilm-i âlimi oku etme hâl u kil.
Cevheri tarihi Salih geldi, iki köşe/Bu kitâbhane yapıldı talibine dua kıl
Celil- Ulu, büyüklük sahibi Allah (CC).Asar-ı cemil- Güzel eserler. Hayırhah- İyiliksever. - İhyâ Diriltme, yaşatma, hayat verme. Cezîl- Bol, çok. Zî- Sahip, sahibi, Zî ilm- İlim Sahibi.
Kitâbhane - Kütüphane, kitapevi. Himmet- Yardım, çaba, gayret. Zâde - Oğul, oğlu. Rânâ- Güzel, iyi, hoş. Bünyad- Temel, kök, yapı, bina, esas. Fevk- Üst, yüksek derece, yukarı. Hâl u kil.- Dedi, denildi. Tâlip- İstekli, isteyen, talebe, öğrenci.
Cami ilk yapıldığında, cami avlusunda üzeri çinko kaplama örtülü, beş çeşmeli küçük bir şadırvan varmış. Bu şadırvan 1970 den önce bahçe- avlu düzenlemesi amacıyla yıkılmış. Abdest alma yeri olarak, Müftülük binası ile tuvalet arasına, duvara bitişik, arkası beton su deposu olan, birkaç çeşme konulmuş. Kayrak döşeme olan zemine, beton atılmış. 1980 den sonra şu anki abdest alma yeri ve tuvaletler yapılmış. Cami batı duvarı dibindeki beş dükkân ile avlu batı tarafındaki dört dükkân 200 yıl önce hayırseverler tarafından yaptırılarak, vakıf olarak camiye bağışlanmış. Bu dükkânların kira geliriyle, caminin tamiri, soba yakıt masrafı, kiremit aktarma, badana gibi masrafları karşılanırmış. 30 Kasım 1925 yılında çıkarılan “Tekke – Zaviye ve Türbelerin Kapatılması” na dair kanuna dayanarak, o zamanın yöneticileri, vakıf olan bu dükkânları yandaşlarına peşkeş çekmiş. Sahip değiştirerek bu günlere gelen dükkânların istimlak edilerek yıkılması, caminin görkemiyle ortaya çıkması, avlunun genişlemesi, yeşillendirilmesi, tüm Buldan halkının ortak arzusudur.
2007 yılı cami restorasyonu öncesi, rapor hazırlamak için Aydın Vakıflar Bölge Müdürlüğünden camiye gelen yetkili ile sohbet ederek halkımızın genel arzusunu ilettim. Bu yetkili aynen şunları söyledi. “Kaymakam, Belediye ya da Cami Yaşatma Derneğinden bir resmi dilekçe gelirse hemen istimlak ederiz. Vakıfların çok parası var, diğer sorunlar kolay halledilir!”. Sonraki yıllarda yapılan girişimler, bazı dükkân sahipleri tarafından siyasi yollarla engellendi. Müftülük binası duvarında Ayetel- Kürsi yazılı, süt beyaz, mermer kabartma yazılı blok vardı. Eski Belediye Başkanlarından Fevzi Kuyumcu zamanında kağnı ile Düzalan mahallesindeki Payamharımı medresesinden (Varyemez Cemal’in evinin olduğu yer) getirilmiş. Medreseye de Mısır’dan getirildiği rivayet ediliyor. (Mehmet Bağrıaçık- 1933, Ahmet Tuncay – 1934-2019). Üç blok olan bu eserin, ortadaki bloğu getirilmiş, yanlardaki bloklar bulunamamış. Müftülük binası duvarına yerleştirilince Ayetel- Kürsinin eksik bölümleri çini mürekkebi ve fırça ile tamamlanmış. Müftü Hafit Kaya, Ayetel- Kürsi yazılı mermer bloğu imamlara söktürerek, imam Mehmet Erkaraca’nın arabası ile şehir mezarlığına götürtmüş. Cami imamları ve kabirci Ahmet Yanık ile birlikte kabirin doğu duvarı dibine gömülmüş. 2015 yılından itibaren bölgeye cenazeler gömülüyor. Camiye ait, vatandaşların kurduğu “Çarşı Cami Yaşatma Derneği” var. Kurulduğu yıllarda güzel hizmetler vermiş ama son yıllarda aktivitesi kalmamış.
Kaynakça-
Habip Peköz(1937), Totocu Turgut Erensoy(1933-2019), Ali İhsan Şenözen(1937-2016), Memiş Ali Özçiçek(1933-2017), Mastanlı Hilmi Özkan(1938), Tatlıcı Fehmi Atıl(1937), Koreli Yaşar Ergör(1937), Öğretmen Ahmet Kozacıoğlu(1937), Ahmet Tuncay(1934-2019), Ethem Alğan(1914-2019), Samimet Karacaoğlu(1936-2015), Öğretmen Süleyman Tunç(1943), İbrahim İşçioğlu(1940), İbrahim Haydar(1922-2020), Cevat Baylar(1933), Yüksel Abla(?), Tarih Öğretmeni Hasan Bayar (1960), Arap Sami Çelikyurt(1918-2017), Marangoz Hacı Mehmet Yüksel(1914-1998), Nadir Bostancıoğlu(1925-2014), Derviş Mehmet Ürküdenli)19..-20..), Türkiye’de Enflasyon Tarihi( Prof. Dr. Fatma Doğruel- Prof. Dr. Suat Doğruel, Merkez Bankası Yayınları), Ahlakla Sanatı Bütünleştiği Türk Kurumu- Ahilik(Prof. Dr. Neşet Çağatay), Sandıklı Ahilik – Yarenlik Derneği…