Asıl adı: Ali DAMAR (1887-1961)
Bakırlı Denizli’de fayton arabası kullanırken, nasıl Buldan’a geldiği tespit edilemedi. Denizli’de; Bayramyeri ile Denizli tren istasyonu arasında fayton ile yolcu taşıyormuş. Buldan’a gelince Kara Ayşe’nin kızı Ayşe evlenir, üç çocukları olur: Fadima, Ali İhsan, Orhan. Bakırlı’nın ilk evi Helvacılar Mahallesi’nde, Yıkıklar Camii bitişiğinde, şu anda Mehmet Tekeli’ye ait tezgâh atölyesi idi. Talat Tarakçı’nın Belediye Başkanlığı döneminde belediyeye girmiş. Sonraki belediye başkanlığı döneminde, ta ölünceye kadar belediyenin kahrını çekmiştir. Bakırlı’nın belediyede tek başına yaptığı işleri şöyle sıralayabiliriz:
Makam arabası olarak fayton kullanmak, Gelin arabası olarak fayton kullanmak, et arabası kullanmak, çöp arabası kullanmak, cenaze arabası kullanmak.
Et arabası, çöp arabası ve cenaze arabası aynı araba idi. İki kocaman tekerlekli, ağaçtan-tahtadan yapılma, tek bir at tarafından çekilirdi. Kabin bölümü kenarları, dört tarafı kontrplak ile kapalı idi. Siyah boya ile boyanmıştı. Bunun nedeni de cenaze taşınması, siyah boyanın hüzünü ifade etmesiydi. 1945’li yıllarda arabanın kenarına “ETÇEKER” yazısı yazılmıştı.
Fayton ve at arabasını çeken at, tam bakılmadığı için çok güçlü değildi.
Yeni Mahalle’de bulunan mezbaha(Salhane), Talat Tarakçı zamanında yapılmıştı (1936). Mezbaha yapılmadan önce kasapların koyun ve keçileri, Yeni Mahalle’de Sabuncu mevkiinde Doğancık Hüsnü’nün bahçesinin kenarında, şu anadaki Yonatça Çeşmesi karşı tarafında, derenin kenarında, köprünün yanında kesimler yapılırdı. Tahta ve tenekelerden çakılma bir baraka vardı. Kasaplar hayvanlarını keser, Bakırlı’nın at arabası ile kasap dükkânına taşırdı. O zamanki kasap dükkânları Çarşı Camii kapısı ile Moramıtlar’ın kahvehanesinin arasında sol tarafta idi. 1970’den sonra yıkıldı.
Bakırlı, Belediye Başkanının isteği üzerine faytonu hazırlar, atın koşumunu yapardı. Bazen de at üzerine eyer konur, Belediye Başkanı ata biner, yanında yaya giden Belediye Çavuşu(zabıta) ile sokakları denetlerdi.
Yıl 1949, Belediye Başkanı Yakup TÜRKMENOĞLU, makam atına binmiş, yanındaki Belediye Çavuşu ile 12 mahallenin yollarını ve çevreyi denetliyormuş. Düzalan Mahallesi’nden (şu an Girne Mahallesi) geçerken, bacanağı Deligeçirler’in Hebil Ömer Peköz’ün bahçesindeki pislikler dikkatini çekmiş. Bir önceki gece Hebil Ömer’lerin evine misafirler gelmiş, misafirler gittikten sonra Hebil Ömer’in hanımı, misafirlerden artan elma, portakal vb. meyve kabuklarını pencereden bahçelerine serpmiş. Evin önünde atını durduran Belediye Başkanı, bacanağına, bahçesini neden kirlettiğini sormuş. Bacanağı da kendi evinin bahçesine atmanın ne sakıncası olduğunu sorunca, Belediye Başkanı bu olayın “Görüntü kirliliği” yaptığını söylemiş. Yanındaki Belediye Çavuşu’na “beş lira” ceza yazmasını söylemiş.
O yıllarda üç Belediye Çavuşu çok tanınmıştı: Mehmet Çavuş (Mehmet ALGAN), Ahmet Çavuş (Ahmet SEYREK), İsmail Çavuş (Okka İsmail).
Yıl 6 Nisan 1946 Pazar günü, Mehmet Çavuş’un Ethem Algan’ın düğünü. Halkevinin yeni kurulmuş düğün tam çalgı ekibi, bir anlamda kendi reklamını da yapmak amacıyla Yukarı Park yanındaki Halkevinden (şimdiki simit, pide fırını), Turan Mahallesi’ndeki Mehmet Çavuş’un evine kadar zeybek havaları ve türküler çal çala gitmiş. Düğün tam çalgı ekibi, aynı gün beş düğün yapacaktır (Çeltik Salih, Hacı Hoca Ramazan vs.). Mehmet Çavuş, belediye çalışanı olduğu için ilk düğün ve gelin çıkarmada birinci sıradadır. Sabahtan saat 11 sıralarında gelin almaya giderler. Tam beslenmesi yapılmayan, fayton ve at arabası süre süre güçsüz kalan zavallı at, Güroluk Mahallesi’nden Helvacılar Mahallesi’ne çıkarken Al Nuriler’in evinin önünde yokuşu tırmanamamış ayaklarını oynatamamış. Mehmet Çavuş’un Ethem’in gelin evi Helvacılar Mahallesi’ndedir. Düğün alayındakiler gelini Al Nuriler’in evinin yanına kadar yayan getirmişler, gelin orada faytona bindirilerek, Turan Mahallesi’ne götürülüyor. O zamanlar damat, gelin almaya gitmediği için damat gelini evlerinin kapısında karşılamış, faytondan inmesine yardımcı olmuştur.
1941 yıllındaki Süleyman Eralp (1919 – 2001) ile Cevriye Başbuğ’un (1927 – 2002) düğününde de gelin arabası Bakırlı’nın faytonu idi.
Bakırlı ile evlenen Ayşe’nin ilk kocasından Abdullah diye bir oğlu vardır. Göbekli Veli, Yukarı Park kahvehanesinde sinema işletirdi. Eğer, Borazancı Ramazan kahvehane önünde sarı düdük çalarsa o akşam sinema oynatılacak demekti. Abdullah’ta kestane kaynatır getirir, teneke maşrapa ile kaynamış kestaneleri sinema önünde satardı.
At arabası ile çöp toplanacaksa, at arabasının gidebildiği sokaklara girilir, toplanan çöpler şehrin beş, altı noktasına boşaltılırdı. At arabasının varmadığı sokaklardaki çöpler, eşeklere sarılan büyük seleler ile toplanırdı. Buldan Çayı kenarındaki evlerden çöp toplanmaz, bu evler çöplerini dereye atarlardı. Buldan çayına çöp dökmek 1970’den sonra yasaklanmaya başladı.
Bakırlı aşırı alkol tüketen, zayıf, uzun boylu, esmer, kepçe kulaklı birisiydi. 1950’den sonra Yeni Mahalleye taşınmıştı. Aşırı alkol aldığı zaman hanımı eve almayınca belediye hayvan damında yatardı.
Kaynakça: Ethem ALGAN(1924-…), Ahmet TUNCAY(1934-…), Habip PEKÖZ(19