Çeltik Salih Özdil (1922-2004) ile Habip Yenicelioğlu, Halil Kayalı, Yusuf Moğul aynı askeri birliklerde askerlik yapmışlar. Birinci ordu komutanlığına bağlı Gönen-Bandırma-Gelibolu'daki askeri birliklerde askerliklerini tamamlamışlar.
HİKAYE: Geliboludaki askeri birlikleri, ordu komutanı Paşa Kamil Bey teftişe gelmiş. Teftiş bitmiş. Paşa Kamil Bey makam aracına binmiş. Araç hareket etmeden aracından inmiş. Hazır olda bekleyen askeri birliğin karşısına geçmiş şöyle demiş; "Evlatlarım, sizin söylemek istediğiniz bir şey var mı? " Halil kayalı bir adım öne çıkarak konuşmak istemiş. Ama Halil Kayalının yanındaki birlik komutanı, Halil Kayalı’nın palaskasından (kemerinden) asılarak öne çıkmasını önlemek istemiş. Paşa Kamil Bey uzun boyluymuş. Halil Kayalı da uzun boylu olduğu için birliğin bu tarafındaki kıpırdanmayı general görmüş ''- Bırakın bu askeri derdini serbestçe söylesin '' demiş. Halil Kayalı bir adım öne çıkmış tekmil vermiş başlamış konuşmaya '' -Paşam, bu birliğe geldiğimizden beri sabah akşam KURTLU PAPARA YİYE YİYE İÇİMİZ DIŞIMIZ KURT OLDU !'' (papara : kuru ekmeklerin küçük küçük kesilerek fırında kızartılması )
Ordu komutanı general Kamil Bey '' Tamam evladım, gerekeni yaparız demiş. ''
Birlik komutanına dönerek '' Komutan bu ne iştir? '' diye soru yöneltmiş. Birlik komutanı kem küm etmiş kendince cevaplar vermiş. Bu arada Halil Kayalı’nın arka tarafındaki ast rütbedeki diğer birlik komutanı Halil Kayalı’nın arkasından usulca ''- Halil Kayalı, paşa gider biz baş başa kalırız'' demiş. Onbaşı rütbesindeki Halil Kayalı , Paşa Kamil bey arabasına yönelip giderken her şeyi göze alarak şöyle demiş ''-Paşam , buradan giderken beni arabanızın çamurluğuna bağlayın, götürün! Götürmezseniz siz gittikten sonra beni burada haşat ederler.''
General bu söz üzerine, cebinden çıkardığı kartını Halil Kayalı’ya vermiş ve şöyle demiş '' Herhangi bir durum olursa beni ararsın'' Bu teftişten sonra askeri birlikte mükemmel kahvaltı verilmiş. Öğle ve akşam yemekleri de kaliteli çeşitli ve bol kepçe verilmeye başlanmış. Birlikteki askerler de Halil Kayalı sayesinde rahat etmişler.
HİKAYE: Onbaşı Çeltik Salih, askeri birliğin çay ocağını işletirmiş. Askerlere gelen mektupları da erlere dağıtır yardımcı olurmuş. Uzun süredir ailesinden mektup alamayan Yeniceli Habip, arkadaşlarına dert yanmış. Çeltik Salih ile Halil Kayalı ve diğer Buldanlı askerler Yeniceli Habip’in babasından geliyormuş gibi mektup yazmışlar. Mektupta babasının düşüncesiymiş gibi şu satırlara yer vermişler: '' Oğlum Habip, şu ölümlü dünyada seni hemen evlendirmek istiyoruz. Bize parmak ölçünü gönder bir yüzük alalım, nişanı yapakoyalım....''
Birliğin mektuplarını dağıtan çaycı Onbaşı Çeltik Salih bu mektubu bir şekilde Habip Yenicelioğlu’na vermiş. Şöyle demiş: '' Habip mektubun geldi haydi gözün aydın. '' Mektubu alan Yeniceli Habip çok sevinmiş açmış okumuş. Arkadaşlarına '' Yüzük ölçüsünü nasıl alacağız? '' diye akıl danışmış onlar da bozuntuya vermeden '' Bir bakır tel ile parmak ölçünü alırız ve bunu mektup içinde gönderirsin'' demişler. Ölçü alınmış, mektup ile gönderilmiş. Buldan’da Habib Yenicelioglu’nun babası oğlundan gelen mektubu almış, açmış, okumuş. Sonrada küfür ede ede mektubun cevabına yazarmış. ''Behey D.......... oğlu, biz burada alacak borç, hayatın iki ucunu denkleştirmeye çalışıyoruz. Biz Buldan’da sıkıntılarla boğuşurken , bizim oğlan askerde evlenme hayalleri kurmuş. Bizden neler istiyor, yardım et ya rabbim!...Biz böyle bir şeyde yazmadık. Bu şeytani işleri bizim oğlan nasıl düşündü acaba?'' Mektubun cevabına yazmış oğluna göndermiş. Onbaşı çeltik Salih gelen mektubu Habip Yenicelioğlu’na vermiş. Diğer Buldanlı askerlerle birlikte uzaktan izlemeye başlamışlar. Habip Yenicelioğlu, babasından gelen mektubu heyecanla açmış. Mektubu okudukça renkten renge giriyormuş, habire başına sallıyormuş. Çeltik Salih ile Halil kayalı daha fazla dayanamamışlar. Yeniceli Habip’in yanına vararak ,bu mektup olayının kendilerinin bir oyunu olduğunu söylemişler.
KAYNAKÇA:
Ali İhsan ŞENÖZEN -1937
Hasan ÖZDİL-1950