Aydın sancağına (vilayetine)bağlı olan Denizli yöneticileri, bağımsız sancak almak için, Aydın kadısına dilekçe vermiş. Aydın sancağı yöneticileri, ekonomik, siyasi, askeri vs sebeplerden kayıplar olur düşüncesi ile Denizli’nin sancak olmasını istemiyormuş. Bunun için Aydın kadısına siyasi baskı yapıyorlarmış. Bu nedenle Aydın kadısı, Denizlililerin verdiği dilekçenin duruşmasını hep ileri bir tarihe erteliyormuş, kesin karar veremiyormuş. Müracaatlarının haklılığını göstermek için getirilen şahitleri ve belgeleri, bunlar sahte diyerek reddediyormuş. Duruşmanın birinde ‘’Bana, ömründe ikindi namazının sünnetini hiç geçirmeyen bir şahit getirin!’’ demiş. Denizli’ye dönen yöneticiler böyle bir hemşehri aramaya başlamış. Bu özellikte Buldan’da 5 vakit namazını ve ikindi namazının sünnetini devamlı kılan Arap Hacı Dervişoğlu adında birinin olduğunu öğrenmiş. 3 kişi Buldan’a gelmiş. Dervişoğlu’nu bulmuş, durumu anlatmış, şahitlik yapmasını rica etmiş. Dervişoğlu şahitlik yapacağını söylemiş ama bir şart ileri sürmüş, ’’Sancak olacak bölgeyi gezeceğim’’. Heyet tamam demiş. Bir at sırtında mahkeme gününe kadar sancak olacak bölge gezdirilmiş.
Aydında mahkeme günü kadı şahidi getirmelerini söylemiş. Arap Hacı Dervişoğlu’nu kadının huzuruna almışlar. Kadı Dervişoğlu’na ‘’Sen ikindi namazının sünnetlerini hiç geçirmeden kılmışsın, doğrumu?’’ diye sormuş. Dervişoğlu cevap vermemiş, hafiften gülmüş. Kadı aynı soruyu tekrar sorunca Dervişoğlu biraz daha gülmüş. Kadı Dervişoğlu’nun gülmesi üzerine sinirlenerek ‘’Niye gülüyorsun be adam!’’ diye bağırmış. Dervişoğlu ‘’Senin zavallılığına gülüyorum’’ demiş. Kadı biraz daha hiddetlenmiş. Dervişoğlu sözüne devamla ‘’Buraya seni nasıl kadı olarak tayin ettiler? Ona gülüyorum” demiş. Kadı ben buranın kadısıyım deyince Dervişoğlu ‘’Sen kadı mısın, yoksa ALLAH CC’mısın?’’ demiş. Kadı sen ne biçim konuşuyorsun deyince Dervişoğlu kadıya şöyle demiş. ’’Benim kıldığım, kılacağım namazın hesabını ALLAH CC sorar, sen soramazsın. Ben ikindi namazımın sünnetlerini geçirmeden kıldığıma yemin ederim. Peki sen de şüphesiz ALLAH CC size işleri ehline vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman da adaletle hükmetmenizi emretmektedir. Gerçekten ALLAH CC size ne güzel öğüt vermektedir! Muhakkak ALLAH CC çok iyi işitir, çok iyi görür(NİSA SURESİ AYET58 SAYFA 86) ayetine göre bu davayı, bu mahkeme sonucunu, adil bir şekilde hüküm vermek üzere yemin eder misin? Evet ben Denizli’yi gezdim gördüm ya sen gördün mü?’’ diye sormuş. Kadı ‘’Gidip görmedim ama senin sözlerin üzerine şahitliğini kabul ediyorum. Denizli’nin sancak olmasına hüküm veriyorum’’ demiş. Mühürlediği kağıdı Dervişoğlu’na vermiş.
Arap Hacı Dervişoğlu dışarı çıkınca, kapı önünde bekleyen Denizlililere ’’Haydi hayırlı olsun, alın sancak belgenizi’’ demiş. Dışarıda bekleyen Aydınlılar hemen kadının odasına giderek kadıya ‘’Ne yaptın kadı efendi?’ ’diye sorduklarında kadı şöyle cevap vermiş, ‘’Vermeyip te ne yapaydım? Beni iki laf ile terletti, söylediği sözler ile beni yordu!’’ demiş. Bunun üzerine Aydınlılar dışarı çıkarak Dervişoğlu’na ‘’Kadıyı yordun, alim bir adamsın, buyur bugün bizim misafirimiz ol’’ diyerek davet etmiş.
Arap Hacı Dervişoğlu’nun ve torunlarının lakabı bu olaydan sonra ‘’KADIYORAN’’ olarak anılmış.
Kaynakça: Kadıyoran Mehmet YURTLU-1942