Köyün birinde adamın biri adaklık hayvanını kestirmek için köyde kasap arar, bulamaz. Köylüler derler ki, “en güzeli sen bu hayvanı bizim köyün imamına götür, o keser.”
Adam hayvanı götürür, hocaya sorar; hoca tamam hallederiz deyince, adam sevinir. Hoca hayvanı yatırır, kellesini alır ve kenara koyar. Şöyle der; “kelle, melle bu hocanın iyi belle.”
Deriyi yüzer, der ki; “deri meri bu hocanın keri” ve kendine ayırır. Hayvanı asar, yarınca karnını çıkarır; “karın marın, bunu hoca yiyecek yarın” der, kendine ayırır. Ciğeri çıkarır; “ciğer miğer, bu hocanın canına değer” deyip onu da derinin içine koyar.
Hayvandan sadece dalak kalır. Dalağı eline alır ve adak sahibine uzatarak şöyle der: “Dalak malak, bunu da sen ye salak.”
Derinin içine koyduklarını toparlar, omuzlar, çekip gider. Adam şaşkınlık içinde bakar kalır.
Kıssadan hisse…
Kaynak: İsmet Sarıoğlu (Sarı İsmet)
Hocam eksik yazmışsınız. bacak macak hocaya vacak. döşü möşü hocanın işi.rnrahmetli dedem çok anlatırdı bunu oradan biliyorum.