Hapishane ve Adliye binası yenilenmiş, restore görmüş günümüze uyarlanmış yukarı park Hamamboğazı eski halinden çok farklı hale getirilmiş. Buraların rağbet gördüğünü söylüyorlar eski Belediye Başkanlığı yapan Hatta amcanın konağının restore olduğunu duyunca hemen oraya gittim. Gittiğime de değdi, şahane bir yer olmuş, el dokumalarının üretilmesi sergilenmesi, buraya ayrı bir hava vermiş. Aşağıya inince Paşallar hanının bu mahzun hali beni fazlasıyla üzdü, hüzünlendim. Hadi Anıtla el atmadı, bunca Belediye Başkanları niye bir şeyler yapmadılar. Hemşerilerden para toplayıp gene de yapılabilirdi. Hele şu kahvenin dili olsa da konuşsa da ne kadar siyasetçilere ev sahipliği yaptığını dile getirir. Hele eski hal binasının tamamen yok olduğunu görünce içim sızladı, buradaki anılar gözümün önünden bir film şeridi gibi geçti. Hey gidi günler, Perşembe sabahı üretilen tekstil ürünlerinin sabah namazından sonra Çarşı camisinin imamının duasından sonra satış başlar, tekstil pazarının dağılmasından sonra basma pazarı piyasası başlar, bir taraftan da sebze ve meyveciler yayılırdı. Onlar dağılınca dondurmacılar yaz günü satışlara başlardı, hafta arası dondurmacılar ve manavlar devamlı bulunurdu. Un pazarı da yok olmuş beton yığını haline gelmiş, hâlbuki iller ve ilçeler böyle eski tarihi değerlerini yıllar önceden yenilemişler ve turizme açmışlar para basıyorlar. Buldan’ımız biraz geç kalmış bu hususta, Anıtlar kurulunun aklına Buldan biraz geç gelmiş anlaşılan. Ama şunu iyi bilmeliyiz ki Buldan’ımızın geleceği büyük kozumuz olan tekstilimizin yanında turizme bağlıdır. Artık yukarılara doğru gitmenin zamanı geldi aşağı hastaneye uğradım. O eski ahşap binanın hali gözlerimin önüne geldi, şimdiki yenilenen modern haline getirenlerin maddi manevi katkıda bulunan saygıdeğer işadamlarına ne kadar teşekkür etsek azdır. Ölenlere rahmet yaşayanlara sağlıklı uzun ömür dilerim. Yukarı hastanenin son virajını tırmanınca Bulak mevkiinin güzel manzarası gözüme ilişti, derhal arabayı oraya yönlendirdim gerçekten güzel bir yer olmuş yolları yapılmış, bağ evleri yenilenmiş ama suyu akmıyor diyorlar hemen birkaç satır geldi aklıma mırıldanmadan geçemedim. “Duydum ki akmıyormuş, Artık Bulak çeşmesi, Burnumda tütüyor, Yaylası, Vakıfı, Tekkesi, İşmesi”
Buraları bir taraftan gezerken cep telefonuyla da Buldan’ımızın güzel manzaralarını çekiyorum, döndüğümüzde hanıma ve çocuklara Buldan’ımızın nasıl güzel bir yer olduğunu, bugüne kadar neler kaçırdıklarını gururla anlatacağım. Hastaneye yaklaştıkça bu hastaneye büyük emeği geçen Doktor Abdullah Sayıner ve eşi Hanife Hanımı, imece usulüyle yolların yapımında emeği geçen Buldan halkına sonsuz rahmet ve şükranlarımı sunuyorum. 1958 yılında rahmetli Başbakan Adnan Menderes’in açılışına geldiği, buraların nasıl insan seli olduğu günleri o çocuksu coşkuyla patika yollardan çıkmıştık. Hastane birçok yeni ek bina ilavelerden sonra güzel hizmetler vermeye devam ediyor. Bugünlük gezimi burada noktalarken ayrıldım, inerken Buldan’ımızın o eşsiz manzarasını doya doya içime sindirerek yavaş yavaş arabamı kullanıyorum hiç bitmesin istiyorum bu manzaranın. Günün yorgunluğunu atmak için önce açlığımı gidermem lazım. Ağam Kebap’a daldım. Çayırderesinin eşsiz lezzeti olan taze fasulyesinden siparişi verdim, yanında cacık, acı biberle beraber karnımı doyurdu. Yukarı parkta orta kahvemi içip dinlendikten sonra akrabalarımın evinde istirahate çekildin. Zamanında çekip satmıştık baba ocağını, şimdi pişmanlık kapladı ki içimi sormayın. Keşke satmasaydık da çoluk çocuk gelip yazları bir hafta on beş gün memleket hasretini gidersek olmaz mıydı? Ama ilk fırsatta çocuklarımı getirip bu arzumu yerine getirmeye çalışacağım. Şu Çayırderesi fasulyesini, İçme sıyırmasını, Eldireyin kıryer domatesini, Karabalığın acı biberinden, patlıcanından yapılmış karnıyarığından doya doya yesek olmaz mıydı? Aslında birkaç gün daha kalmak arzusundaydım ama akşam gelen bir telefondan sonra İstanbul’a sabah dönmek zorundayım. İnşallah en kısa zamanda daha uzun bir zaman dilimi içerisinde kaldığım yerden devam etme arzusundayım. Buldanlı güzel hemşerilerimize sonsuz saygı ve selamlarımı sunar, gençlere Buldan’ımızın değerlerini iyi bilmelerini gururla gelecek nesillere taşımalarını tavsiye ederim. Bu kısa Buldan gezimi tamamlarken kendi kendime çok hayıflandım, neden bu kadar güzel şirin, medeni, misafirperver, kültürü geniş baba ocağına gelmediğime çok pişman oldum, kendi kendime kızdım. Elli sene sonra Buldan’a gelen bir kardeşiniz, bu değerli Buldanlı hemşerimizin gezi notlarını bizlere aktardığı için teşekkür ederiz.
eline ve kalemine sağlık kardeşim.