Geçen sayıdan devam…
60’lı yılların sonlarına doğru 2 Buldan kulübü birleştiler. Buldan Gençlik ve Mekikspor Yeşil-Siyah forma altında bir araya geldiler. 1984 yılında 3. Lig kurulunca zor koşullarda da olsa orada Buldan!ı temsil ederek yola devam edildi. Ama ekonomik sebeplerden dolayı devamı mümkün olmadı. Maalesef tekrar amatör kümede mücadele edildi.
Buldan Gençliğin ilk sahası Hacı Rızalar bahçesi denilen, şu anda 4 Eylül Mahallesindeki sıra apartmanların ve Haydar Azgınoğlu’nun evinin bulunduğu arazidir. 1950 yıllarında şimdiki Aile Hekimliği binasının karşısındaki, Yukarı Saha denilen, Mendilcilerin, eski müftümüz Hasan Meriç’in evinin önündeki boşluktu. Sahanın kenarında koca bir çam ağacı vardı. Onun altında soyunulur, giyinilirdi. Bizler orta okulu okurken 19 Mayıs hareketleri orada yapılırdı. Yanılmıyorsam1957 yıllarında şimdiki stadın olduğu yere taşınıldı. O yıllara ait benim de o karede olduğum bir fotoğraf vardır. Kalede Güllü Habip, Yahya Arabacı, H. Ahmet Tek, Cevat İğdeli, Sarı Ahmet, Selahattin Sicimoğlu, Selim Mendilci, Kıncı Mustafa, Abenin Rıza, Sağır Nuri, Gürel, misafirlerNecati Çimenci, Tarzan Mehmet, Cafer Tuncer; Meşhur Yaşar, Alef salih, Menajer Süleyman Gülşen, Kalaycı Mustafa, Çocuklar Atila Arabacı, Tarzan’ın oğlu Tevfik.
1950 yıllarının efsane kadrosunun bir başka fotoğrafında Cemil İğdeli, Boduk Mustafa, Sarı Ahmet, Kıncı Mustafa, Tarzan, H. Ahmet Tek, Cevat İğdeli, Velçi Halil, kalede Güllü Habip, Yahya Arabacı, Meşhur…
Bir başka kadro; Yahya Arabacı, Sağır Nuri (Namı diğer Aburcubur Nuri), Sarı Ahmet, Cevat İğdeli, Halil Gökçe, Selahattin Sicimoğlu, Nadir Çelebi, Rıza Çimenci, Abenin Rıza, Gürel, Kıncı, Başkan Zeki Efeoğlu, Şube üsteğmeni (ayni zamanda takımı çalıştırırdı), Menajer Süleyman Gülşen, Kalaycı Mustafa, Nadir Gökçe, İsmet Araç, Kalede Demirci sadıkların Ahmet Ülkü.
O günkü şartlarda koca koca insanların anne babalarından, eşlerinden zaman zaman izin almak bir hayli zor olurdu. 1960’lı yıllarda Meşhur Yaşar abi hem başkan hem de takımı çalıştırıyor. Denizli’de hakemler hatalı kararlar verince, Bölgenin görevlilerine, protokol tribününde döner ağzına geleni söylerdi. Kimse de gık çıkartamazdı. Çünkü Adalet Partisi’nin parlak yılları, İsmet Sezgin Spor Bakanı, sözümüz geçiyor, bir dediğimiz iki olmuyor.
Sarı Ahmet abinin Burdur Şekerspor’a gidişi; 1950 yıllarının sonları… Ahmet abiye Antalya’dan teklif gelir. Yanına yol arkadaşı olarak Velçi Halil, Cevat İğdeli’yi alır, trenle yola çıkarlar. Tren Burdur’da rötar yapar, 1 veya 2 saat bekleyecektir. Vakit ikindiden sonradır. 3 arkadaş trenden inerler, istasyonda gezmeye çıkarlar. Bu sırada “Ahmet” diye arkadan bir seslenen olur. Ahmet abi dönüp bakar, tanımadığı birisi.. Seslenen şahıs yanlarına gelir. Burada ne yaptığını sorar. O da kendisine Antalya’dan teklif aldığını, oraya gittiklerini söyler. Adam kendisinin bir zamanlar Denizli’de gazetecilik yaptığını belirtir ve “senin nasıl bir futbolcu olduğunu biliyorum, çok maçlarını seyrettim, gel seni Burdur Şeker Fabrikasının takımına götüreyim” der. Ahmet abi de olurdu, olmazdı derken kabul eder, giderler. Çift kale maç bitmiştir, topçular duşlarını almış, dağılmaya hazırlanıyorlardır. O gazeteci arkadaş rica eder, tekrar takımı sahaya çıkmaya ikna eder. 3 arkadaş soyunurlar, onlar da refakat ederler. Amaç Ahmet abiyi denemektir.
Ahmet şöyle devam eder: “Maç başladı, benim heyecandan ayaklarım dolaşıyor. İstediğim oyunu oynayamıyorum. Fakat Cevat abiyle Velçi Halil döktürmüşler, beni beğenmemişlerdi. Ama o gazeteci arkadaş devreye girer, “ben kefilim” der, anlaşırlar. Uzun yıllar sigortalı olarak kaldı ve emekli olup İstanbul’a yerleşti. Hala orada ikamet etmektedir.
Kendisine babamın eski bir dostu olarak saygılar sunar, sağlıklı uzun ömürler dilerim. Bilmeyenler için tekrar kısa bir izahat daha vereyim; kendisi 1953 yılında arkadaşı Edip abi tarafından Kadıköy’e, Fenerbahçe’ye götürülmüştür. Fakat transferin son günü, imzaya 10 dakika kala, federasyondan gelen bir kararla kalmıştır. O sene profesyonelliğe geçiş amatörlere yasak olunca imza kalmıştır. Eğer gerçekleşmiş olsaydı o, Fenerbahçeli Lefter, Can Bartu’larla futbol oynama şansını yakalayacaktı ve hatta Milli takıma kadar yükselme şansı olabilirdi, kısmet olmamıştır.
Devam edecek…