ferituz@gmail.com
İSTİHDAM VE LİYAKAT
Bir ülkede çalışabilir durumdaki insanlar işgücü olarak tanımlanıyor. İşgücünün ekonomik faaliyetler içinde sürekli olarak çalıştırılmasına da istihdam deniliyor. O ülkede bu süreklilik ne kadar fazla ise ve çalışabilir durumda olup iş arayışında olan kişilerin iş bulabilme oranı ne kadar yüksek ise istihdam da o oranda yüksek demektir. Aksi halde işsizlik oranının yükselmesi söz konusu olacaktır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Aralık 2024işgücü istatistikleri, HaneHalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre;15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2024 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre 39 bin kişi azalarak 3 milyon 26 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,1 puan azalarak %8,5 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde %6,9 iken kadınlarda %11,4 olarak tahmin edildi.
Peki, bu oranlar ve sayılar TÜİK tarafından nasıl belirleniyor? TÜİK’in kullandığı uluslararası standarda göre istihdam edilmeyen, son üç ayda iş aramış olan ve 15 gün içinde bir işte istihdam edilebilecek durumda olan kişiler işsiz olarak sınıflandırılıyor ve oran bu sayıya göre hesaplanıyor. Bu hesaplamaya; iş bulma ümidi olmadığı için iş aramayı bırakmış olanlar, mevsimlik işlerde çalıştığı için iş aramayan fakat sürekli bir iş bulsa çalışmaya hazır olanlar, ev kadınları, emekliler, gayrimenkul sermaye iradı sahipleri (kira geliri olanlar), öğrenciler,engelliler, yaşlı ve hasta olduğu için iş aramayan ama bulsa çalışmaya hazır olanlar, diğer nedenlerle iş aramayan ama iş olsa işbaşı yapmaya hazır olanlar dâhil edilmiyor. Hesaplamaya dâhil edilmeyen grubun büyüklüğünü dikkate aldığımızda, açıklanan %8,5 oranındaki işsizliğin oldukça yüksek bir sayı olduğunu söyleyebiliriz. Öncelikle enflasyonun düşürülmesinden sonra ekonomik göstergelerin süratle iyileşip yatırım, üretim ve ardından istihdam düzeylerinin artmasının temin edilmesi gerekmektedir. Enflasyon ve işsizlik ülkede tüm kesimleri olumsuz etkileyen sorunlardır.
Çalışan nüfus içinde bir de ayrıca uygun işe uygun işgücü prensibi vardır ki; verimlilik ve çalışma düzeni açısından son derece önemlidir. Çünkü kaynakların doğru kullanımı, iş disiplininin sağlanması, yararlılık, eğitime ve yeteneklere uygunluk prensiplerine göre hareket edilmesi esastır. Buna da çalışma hayatında liyakat adı verilmektedir. Çalışabilir nüfus içinde azımsanmayacak bir oranda işsizlik varken, iş arayışı içinde olan kişilerin hiçbir şekilde negatif bir ayrıma tabi tutulmamaları gerekir. Eğitimlerine, yetkinliklerine ve donanımlarına göre çalışma hayatında kendilerine yer bulmaları hem bireysel hem de kurumsal verimliliği yükseltecektir.
Toplumda özellikle hayata yeni atılacak genç işgücünde güven duygusunun, ülkeye aidiyet duygusunun gelişmesi için hakkaniyet ve adalet mekanizmalarının aksamadan yürümesi son derece mühimdir.
Yorumlar
Kalan Karakter: