ferituz@gmail.com
2025 yılı YKS sonuçlarının açıklanmakta olduğu şu günlerde Türkiye’ de üniversite eğitimi, eğitimin kalitesi ve niteliği, devlet ve vakıf (özel) üniversiteleri ile birlikte toplam üniversite sayısı, üniversitelerimizin dünya ölçeğindeki başarı sıralamaları, tercih edilmeyen ve boş kalan kontenjanlar ve değerini yitiren ve geleceğin meslekleri konuları her sene olduğu gibi bu günlerde de gündemdeki yerini aldı.
Gündem eğitim olunca ve ayrıca bu anlamda geleceğimizin teminatı üniversite gençliği söz konusuysa, bu konular hepimiz için çok ödemli ve değerli elbette. 1991 yılında üniversiteye girdiğimde ülkemizde 28 devlet üniversitesi, 1 de özel üniversite olarak sadece Bilkent olmak üzere toplam 29 üniversite vardı. Yıllar içinde bu sayı arttı. Özellikle 2000’ li yıllardan sonra her şehirde üniversite kurulması politikasının devreye girmesi ve vakıf üniversitesi sayılarındaki hızlı yükseliş, üniversite sayısını oldukça arttırdı. 2025 yılına gelindiğindebu sayı; 129 devlet üniversitesi, 75 vakıf üniversitesi ve 4 vakıf meslek yüksekokulu olmak üzere toplam 208 üniversiteye ulaşmış durumdadır.
Üniversite sayısının çok olması ile nitelikli üniversite eğitiminin doğru orantılı olmadığı artık tüm çevreler tarafından kabul edilmektedir. Lise mezunu her gencin üniversite eğitimi de almasını hedeflerseniz bu kadar çok sayıda üniversite olduğu için hedefe ulaşmak zor olmaz. Nitekim son 10 – 15 yılda bu durum tüm açıklığı ile gözler önünde zaten. Boşta kalmak diye bir şey söz konusu değil. Sınavda çok az bir netle, hatta eksi netlerle bile üniversitelere yerleşen öğrenciler oluyor. Devlet üniversitelerinde istediği bölüme giremeyen öğrenci, yarı burslu veya ücretli olarak aynı bölüme bir özel üniversitede yerleşebiliyor. Her şehirde devlet üniversitesi olduğu için üniversite eğitimi almak bir ayrıcalık ve başarı göstergesi olmaktan çıktı. Bazı üniversitelerde akademik anlamda öğretim görevlisi eksikleri var. Nicelik yönünden belirli bir mesafe kat etmiş olmak niteliği arttırmıyor. Adları yıllardır iyi bilinen belirli sayıdaki devlet üniversitesi ile yine az sayıdaki özel üniversite dışındaki okulların ne yazık ki bir cazibesi yok. Gerçi ülkemizde ön planda görülen az sayıdaki iyi üniversitenin bile dünya sıralamalarındaki yerleri son senelerde geriledi.
Görüldüğü üzere, her lise mezunu gencin üniversite eğitimi alması sorunu gidermiyor. Bu durumda üniversite mezunu işsizlik oranı yükseliyor. Üniversite sayısının çok olmasından ziyade kaliteli olması, lise çağındaki teknik eğitimlerin nitelikli olması ve teknik liselerden yetişen gençlerin sektörde kendilerine hemen iş imkânı bulabilmeleri Türk Sanayisi için daha faydalı olacaktır. İhtiyaç kadar üniversitelere öğrenci yerleştirebilmek için bir eğitim planlaması oluşturulması, bu çerçevede üniversite ve fakülte sayılarının tekrar gözden geçirilmesi gerekir.
Yorumlar
Kalan Karakter: