Değerli hemşerilerim, gazetemizinönceki sayılarında sizlerle paylaştığım ve T.C. Anayasası’nın içeriğinden bahsettiğim yazılarıma bir sayı aradan sonra kaldığım yerden devam ediyorum. Bu yazımda sizlere Anayasa Mahkemesi’nden bahsedeceğim.Anayasa Mahkemesi, ülkemizde ilk olarak 1961 yılında kurulmuştur. Cumhuriyetimizin hukuk devleti anlayışına ve hedefine uygun olarak kurulan Anayasa Mahkemesi’nin temel görevleri Anayasamızın 148. maddesinde şu şekilde sayılmıştır:
-Anayasa Mahkemesi, kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler ve bireysel başvuruları karara bağlar.
-Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanını, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını, Cumhurbaşkanı yardımcılarını, bakanları, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hakimler ve Savcılar Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar.
Görüldüğü üzere Anayasa Mahkemesi, ülkemizde çok önemli görevleri bulunan en yüksek yargı makamıdır. Siz değerli hemşerilerime de ilk olarak Anayasa Mahkemesi’nin en önemli görevlerinden biri olan “Bireysel Başvuru” hakkında bilgi vermeye çalışacağım.
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruyu herkes yapabilmektedir. Bireysel başvuru yapabilmek için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma zorunluluğu dahi bulunmamaktadır. Bireysel başvurunun ön şartı ise olağan kanun yollarının tüketilmiş olmasıdır. Yani herkes öncelikle hakkını yerel mahkemelerde arayacaktır. Bu mahkemeler herkesin bildiği gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin her bölgesine yayılmış hukuk ve ceza mahkemeleridir. Bu mahkemelerin kararlarını ise öncelikle denetleyen İstinaf ve Yargıtay Hukuk Daireleri ile Ceza Daireleridir.Örneğin ilçemizde bulunan hukuk ve ceza mahkemelerinin sonuçlanmasından sonra verilen kararlar taraflar bakımından istinaf edilmek suretiyle İstinaf Mahkemesi’nin önüne götürülmektedir. Daha sonrasında kanunlar bakımından uygun olmak kaydıyla da dosyalar temyiz edilmek suretiyle Yargıtay’a götürülmektedir. İşte kabaca Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunabilmek için aranan olağan kanun yollarının tüketilmiş olması zorunluluğu bu durumu ifade etmektedir.
Belirtmem gerekir ki Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru incelemelerinde yerel mahkemelerce incelenmek zorunluluğu bulunan hususlarla ilgili bir inceleme yapamaz. Örneğin, miras hukukundan kaynaklı bir davada araziyi incelemek üzere keşif kararı verip araziyi mahalline giderek inceleyemez. Anayasa Mahkemesi bireysel başvurularda, Anayasamızda koruma altına alınmış bulunan temel hak ve özgürlüklerin, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin ihlal edilip edilmediğini inceler. Yani Anayasa Mahkemesi, başvurucu tarafından kendisiyle alakalı yerel mahkemeler tarafından verilen kararların; yine Anayasa ile herkese tanınmış bulunan temel hak ve özgürlüklere ilişkin haklar (adil yargılanma, özel hayatın gizliliği, haberleşme hürriyeti, din ve vicdan hürriyeti, düşünce ve kanaat hürriyeti, basın hürriyeti, hak arama hürriyeti, kişi hürriyeti ve güvenliği, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı …) bakımından hukuka aykırılık teşkil edip etmediğini incelemektedir. Şayet Anayasa Mahkemesi bir hukuka aykırılık bulunduğunu tespit ederse de hak ihlali kararı vererek yeniden karar verilmek üzere dosyayı yerel mahkemeye göndermektedir. Gelecek ayki yazımda kaldığım yerden devam edeceğim. Sevgi ve saygılarımla.