Mübarek ramazan ayının gündüzünü oruç, gecesini teravih namazı kılmak suretiyle geçirdiğimiz gibi, bizzat kuranı kerim fiili Rasûlullah ile sabit olan birde î’tikâf vardır.
Soru: î’tikâf ne demek dir?
Cevap: î’tikâf lügât bakımından (bir şeye devam etmektir.) şer’i şerif istilahınca, bir mescidi şerifte veya o hükümde bulunan bir yerde î’tikâf niyetiyle bir müddet ikamet etmekten ibarettir.
Soru: î’tikâf ne ile sabittir?
Cevap: î’tikâf kitap ve sünnetle sabittir. Nitekim kuranı kerimde (mescitlerde î’tikâf da bulunduğunuz zaman kadınlarınıza (geceleri de) yaklaşmayın bu (hükümler) allahın sınırlarıdır. Sakın onlara ( o sınırlara) yaklaşmayın. İşte Allah ayetlerini böylece insanlara açıklar. Ta ki korunsunlar Bakara suresi ayet 187.
Ebu Hureyye (R.A.) den : ‘Nebi (S.A.S.) her ramazan on gün î’tikâf ederdi. Ruhi nebevileri kabz olunduğu yılın ramazanında ise, yirmi gün î’tikâf buyurdu.’ Dediği rivayet edilmiştir.
Soru: î’tikâf nasıl başlamıştır?
Cevap: Bugün büyük bir caminin bir köşesinde ittika ehlinden olan bir zat tarafından eda edilen bu sünneti seniye, ta İbrahim ve İsmail (A.S.) zamanından beri devam eden bir sünnet olup, peygamberimiz hazreti Muhammed Mustafa efendimizde Medine ye hicretlerinden itibaren ömürlerinin sonuna kadar her sene mescidi şerifin bir köşesinde î’tikâfa girerlerdi. Öyle ki ömrünün son senesinde ise yirmi gün î’tikâf ta kalmıştır.
Soru: î’tikâf kaç kısımdır?
Cevap: î’tikâf vacip , sünnet ve müstehap olmak üzere üç kısma ayrılır.
Vacip: Bu î’tikâf, nezr edilen bir î’tikâf olup eda edileceği zaman oruçlu olmak gerekir.
Sünnet: Ramazanı şerifin yirmisinden itibaren sonuna kadar bir beldenin selâtin bir camiinde yapılan kitap ve sünnet ile sabit olan bir î’tikâf dır.
Müstehap: Ramazanın yirmisinden otuzuna kadar olan bir müddet hariç senenin diğer zamanlarında ibadet ve taat ile her zaman yapılabilen bir î’tikâf dır.
Soru: î’tikâf ın şartları nelerdir?
Cevap: î’tikâf ın şartları şunlardır: a) Müslüman, âkil, niyet, mescidi cemaat, oruç, âdetten ve lahusalıktan taharettir.
Müslüman: î’tikâf a giren kimsenin Müslüman olması lazımdır. Müslüman olmayan bir insanın
î’tikâfı caiz değildir.
Âkil: Akıllı olmayan yani mecnun olan bir kimsenin î’tikâfı caiz değildir, demek ki akıllı olmak lazımdır.
Niyet: î’tikâf a girecek bir kimsenin buna niyet etmesi lazımdır. Zira niyetsiz bir î’tikâf muteber değildir.
Mescid-i cemaat: î’tikâf a girecek bir kimsenin î’tikâfa gireceği caminin cemaat la namaz kılınır olması şarttır. Binaen aleyh bol cemaatlı camide î’tikâf girmek daha efdaldir.
Oruç: Nezr etmek suretiyle î’tikâfı kendine vacip kılan kimse bu î’tikâfı eda ederken o kimsenin oruçlu olması vaciptir.
Âdet ve Lohusalıktan taharet: î’tikâf a giren erkek ise cünüplükten, kadın ise hayz nifasdan temiz bulunması lazımdır.
Soru: Kadınlar î’tikâf girer mi?
Cevap: Kadınlarda î’tikâfa girebilirler. Ancak o beldenin bir camiinde değil de kendi evinin bir odasında , yani mescit ittiaz edilen bir odasında î’tikâfa girebilir. Hz. Aişe (R.D.) dan rivayet edildiğine göre nebi (S.A.V.) ( bir sene ) ramazanın aşri ahirinde î’tikâf etmek istedi. Mescitte î’tikâf etmek istediği mahalle vardığında ( üç) cadır kurulmuş olduğunu gördü. (Bunlar) Aişe çadırı, hafsa çadırı, Zeynep çadırı idi. Rasullullah:
- Bu çadırlarda nedir? diye sorup ezvacı tâhirata ait olduklarını öğrenince:
- Bu yaptıklarını birrü takvamı zannederler? Buyurup sonra geri döndü. Ve î’tikâf buyurmadı. Ta Şevval’in aşr(i evveli)inde î’tikâf eyledi.
Yukarıda beyan ettiğimiz üzere î’tikâfa girmek isteyen bir kadın bu ibadetini evinin bir odasında yapmalıdır.
Soru: î’tikâfın adabı nelerdir?
Cevap: î’tikâfa giren bir zat bu müddet içerisinde diğer zamanlara nazaran Allaha karşı daha çok kulluk vazifesinde bulunmuş ismiyle ruhu ile Allaha yönelmiş bir haldedir. Bu kimsenin halini İslam büyüklerinden ATÂ hazretleri şöyle beyan etmiştir: ‘ Mutekif, ihtiyacından dolayı büyük bir zatın kapısında oturup hacetini kaza etmedikce buradan ayrılıp gitmem, diye yalvaran bir kimseye benzerki, Allah taalanın bir mabedine sokulmuş, beni yargılamadıkca buradan ayrılıp gitmem demektir.’
Hülasa , bir mutekif aşağıda yazacağımız şekilde hareket etmelidir.
1- î’tikâfa giren zat, o belde ki merkez camiinde ve ramazanın son on gününde î’tikâfa girmelidir.
2- Hayır söylemek, şöyleki bu kimse konuşmak mecburiyetinde kalırsa hayırlı olan şeyler konuşmalı, Ma’la ya’ni ve haram olan sözlerden şiddetle kaçınmalıdır.
3- Dini ve ilmi kitaplar okumalı, mutekif başta kuranı kerim ve hadisi şerifler olmak üzere dini ve ahlaki kitaplar okumalıdır.
4- Temiz elbise giymeli mutekif her zaman olduğu gibi bilhassa bu zaman içerisinde dahada temiz giyinmelidir.
Soru: î’tikâf neyle bozulur ve ne ile bozulmaz
Cevap: Mutekif ezan okumak için mescidin dışındaki minareye çıkması ile şayet o camidi Cuma namazı kılınmıyorsa bu namazı kılmak için başka bir camiye gitmek için o mescitten çıkmasında bir mahzur olmayıp bu hareketiyle o kimsenin î’tikâfı bozulmuş sayılmaz.Buna şer’i haceti mepni çıkış denir.
Mutekif yemek,içmek ihtiyacı olan bir şeyi almak için mescitten çıkarsa î’tikâf bozulur. Demekki, î’tikâflı olan zatın bu ihtiyaçlarını î’tikâfta olmayan bir kimsenin temin ve tedarik etmesi gerekir.
Tabi-i bir hacetten dolayı çıkması ile î’tikâf bozulmaz. Şöyleki mutekif küçük, büyük abdestini bozmak ve gusletmek için dışarı çıkması ile î’tikâf bozulmaz. Mutekifin zorla olduğu yerden çıkarılması gerek kendi nefsi ve gerek malı için bir tehlike olursa bu zarurete binaen başka bir camie gitmesinde bir mahzur yoktur. Binaen aleh î’tikâfı bozulmaz. Mutekif gündüz olduğu gibi geceleyin dahi zevcesiyle cinsi münasebette bulunamaz. Şayet böyle bir hal vuku bulursa bu î’tikâf bozulur.
Azizi okuyucu ilçemiz çarşı camiinde önce Saraç dede sonra Mastan Kocadokur büyüklerimiz bu î’tikâfı eda ederlerdi. Bildiğim kadarıyle son senelerde bu ibadet yapılmıyor. Bu konudaki önerim şudur:
Ramazan ayına girmiş bulunuyoruz. Bir kardeşimiz bu ibadeti ifa etmeli. Diğer bir kardeşimizde yemeğini getirmeli zira yemek,içmek ve ihtiyacı olan bir şeyi almak için mescitten çıkarsa î’tikâfı bozulur. Yazım da belitttiğim üzere hanımlar evlerinde bu ibadeti yapabilirler. Bu ibadeti sahih bir şekilde yapmak için önce yazımı okumalarını tavsiye ederim. Şimdi den allah kabul etsin diyorum.
07-06-2014
EMEKLİ DİN GÖREVLİSİ
SALİH GEYİK