1- “Bu Kur’an ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.” (Sad Suresi, Ayet 29)
2- “Onlar hala Kur’an’ı gereği gibi düşünmüyorlar mı?Eğer o, Allah’tan başkası tarafından olsaydı elbet içinde birbirini tutmayan birçok şeyler bulurlardı.” (Nisa Suresi, Ayet 82)
3- “Kur’an’ın anlamını düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinin üzerinde kilitler mi var?(ki Kur’an’ın anlattığı gerçekler gönüllerine girmiyor?)” (Muhammed Suresi, Ayet 24)
YORUM
Kur’an’ın dünya ve ahiret kendilerine menfaat verecek manalarını neden tefekkür(düşünme) etmezler, nasihat vaazlarını neden kabul etmezler, yoksa kalplerinin üzerine kilitler asılmış da mühürlü müdür?
Kur’an’ın manasını düşünebilmek 4 şarta muhtaçtır:
1- Huzur-u Kalp,
2- Manasını anlamak hususunda tamamen kudretini sarf etmektir,
3- Gıdası helal olmak,
4- Hulusü niyettir. Çünkü hulusü niyet olmazsa can kulağıyla dinlemez ki manasını anlasın. (Hulasat’ül Beyan, Cilt 13-14, sf 5405)
“Müjdeciler ve uyarıcılar olarak Peygamberler gönderdik ki, Peygamberlerden sonra insanların Allah’a karşı bir bahaneleri olmasın. Allah mutlak güç sahibidir.Hüküm ve hikmet sahibidir.” (Nisa Suresi, Ayet 165)
Allah-ü Teala, bize olan merhametinin sonucu olarak peygamberler ve kitaplar göndermiş, bunları Kur’an-ı Kerim’de görüyoruz. Peygamberler Allah’ın emirlerini, yasaklarını buyurmuş, kitaplar ile de emir ve yasaklarını ve daha pek çok hususu yazılı hale getirmiş, son kitap olan Kur’an-ı Kerim ise dünyanın sonuna kadar hükmü geçerli olacaktır.
“Eliflamra. Bu Rabblerinin izni ile insanları karanlıklardan çıkarıp o güçlü ve övgüye layık olanın yoluna iletmesi için sana indirdiğimiz bir kitaptır.” (İbrahim Suresi, Ayet 1)
YORUM
Bu kitap, insanları batıl inançların, cehaletlerin karanlıklarından çıkarıp aydınlığa, kavuşturması, sapıklıktan doğru iletmesi için Hz.Muhammed’e indirilmiştir.(Ateş Tevsiri, Cilt 3, sf 1494)
Sad Suresi’nin 29. Ayetinde “Bu Kur’an ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye indirdiğimiz bir kitaptır.” Buyrulmuştu.
YORUM
Ondan bir öğüt alıp hayatlarını güzelce tanzim eylesinler, Dünyaya da ahirete de meşru surette çalışsınlar, gafletten uyanıp nezih(temiz) bir itikat(inanma) ile yaşasınlar.
İşte Kur’an-ı Kerim’in bizlere ihsan(iyilik) buyrulmuş olması, bu gibi büyük gayeler, hikmetlere müstenit(bir şeye dayanma)dir. Onun haber verdiği hususlardan birer ders ve ibret almaya çalışılmalıdır. O Kitab-ı İlahi’yi gafletle okumamalıdır. Onun beyanat-ı aliyesini anlamaya gayret etmelidir. Onun gösterdiği yolu takip etmelidir ki insan dünyevi ve uhrevi selamet ve saadete nail olsun.(Bilmen Tevsiri, Cilt 6, sf 3034)
Bu konuda Kaside-i Münterice’de şöyle denilmektedir:
“Kur’an-ı Kerim’i okurken manalarını mülahaza(dikkatle bakma, iyice düşünme) et. Firdevs cennetine nail olur, azaptan kurtulursun…”
Aziz okuyucu,
Her il ve ilçemizde Kur’an Kurslarımız var. Her vatandaşımız buralarda Kur’an okumasını öğrenebilir. Yeter ki isteyelim, başvuralım. Gene memleketimizde Kur’an-ı Kerim’i tercüme ve tevsir yapan ilim adamlarımız yetişti. Onlar da bu alanda tefsir kitapları yazarak halkımızın istifadesine sundular, sunmaya devam ediyorlar. Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın da hayli yayınları vardır. Bu durum karşısında halkımızın da bu konuya ilgi göstermesini temenni ve tavsiye ederken, bu çaba ve faaliyet sonunda Kur’an’ın gösterdiği doğrultuda hareket eden bir toplum olacağımızdan asla şüphem yoktur. Hemen şu hususu ifade edeyim ki, Kur’an’ın yolu en doğru yoldur. Bunu da şu ayet bildirmektedir:
“Gerçek bu Kur’an (insanların) öyle bir şeye (yola doğrultup) götürür ki O, en adil ve en doğru bir (yol)dur. Güzel güzel amel (ve hareket)lerde bulunan müminlere kendileri için muhakkak bir ecr olduğunu müjdeler o” (İsra Suresi, Ayet 9)
Başarılar dileriz.