TEZENPERE
Sıcaktan kavruluyordu ortalık. Moramıdın Kahvede yaşlılar oturdukları yerde kendilerinden geçmiş uyukluyorlardı. Kahveci Halilibramın bile arada sırada gözleri kapanıyor, ocakta tilki uykusuna yatıyor, içi geçiyordu. Arada sırada uyanıp, çay, kahve içen olup olmadığını soruyordu.
Bayraktar Aliksan bir hışımla girdi geldi kahveye.
-Ne le bu ıscak, yanıbba ootalık, diye haykırdı gür sesiyle.
-Ne işin va ülen senin burlaada, diye seslendi Sibeksizlerin Hilmi, Bayraktar Aliksan’a.
Bayraktar Aliksan üstüne bastığı ayakkabılarını gıcırdatarak yürüdü yanına. Masada bulunan Acemlerin Yılmaz, hemen Halilibram’a üç orta kahve söyledi.
-Ötüyaka’da bi akıdeş vaa, gariban, oğlan eveecem, böğün gelin çıkacezi, illa gelcen bayraktarlık yapbeecen, dedi. Ben de hurdan bi sakal traşı olanda öyle giden deye beebere geldim. O da namaza gitmiş. Gaveyi içende öyle giden deye sokuldum buraya, dedi Bayraktar Aliksan.
Kahveleri getirdi Halilibram. “Üle abe tıraş bek bahalı oldu, kendin oluveesene evde” dedi Bayraktar Aliksan’a.
-Aaan ağam, ben her yanlarımı kesiyom, kumandanın yüzünü pamuk taalasına döndürdüm esgerdeyken, o günden beri elime jilet almam ben, diye cevapladı.
- Nasıl oldu bu iş hey akıdeş anlat bakalım, diye sorunca Sibeksizlerin Hilmi, kahvesinden okkalı bir yudum alan Bayraktar Aliksan anlatmaya başladı.
-Ben Buldan’da esgere gitmiden önce akıl veren çok oldu. Ne önde ol, nede aakada. Her işe burnucuğunu sokma. Elimden her iş gelir deme. Mesleğini soran olursa zanaat iyidir. Aklın erdiği bir zanaat olursa ben bu işi yaparım, zaten memlekette bu işi yapıoodum dersin deye bene nasihat verdiler. Neyse biz vaadık acemi birliğine. Marangoz olanla ayrılsın, ceryancı olanla huraya geçsin, boyacı olanla ootu yere çıksın dedile. Düşündüm, düşündüm ben beeberim deyen dedim. Bene geldi sıra ben beeberim dedim.
Aldıla gittile beni beeberin olduğu yere. Herif de teskereciymiş, ben sene öğredem bu işe madem dedi. İyi bi akıdeşmiş. Neyse ben başladım acemi esgerlere tıraş etmeye. Elime alıyom bi gıdıgıdı makine. Hepsini de gabak tıraş ediyom. Benim üst devre gelmiyo bile tıraş etmeye akşama gada arazi, halbusam öğretcekdi. Neyse üç beş gün böyle geçdi. Ben kiminin saçını yoluyom, kiminin ki yarısı gabak yarısı sibek tıraş ediyom. Gızancıkla gıvranıyola canının acısından. Bi gün bölük gumandanının postası çıktı geldi gan ter içinde. “Acele gel, gumandan seni ünlebba, alay gumandanı gelcekmiş, sakal tıraşı ediveecen” dedi. Ben dondum galdım, hiç sakal tıraşı etmedim. Nişliyen ne edem derken çabuk ol deye bağırdı posta. Aldım peşkiri, sabunu, usdurayı gayışı. Vaadık gumandanın yanına. “Evladım hemen yap bakam bi sinekkaydı, alay gumandanı geliyo” dedi.
Ben hemen bi topuk selamı veedim. Başladım köpürtmeye, beş dakka geçdi, on dakka geçdi ben hala gumandanın yüzüne fırçayı salleyyom.
“ Yete gari ülen, başla gari tıraşa” deyo, ben “Gumandanım sizin sakalınız çok sert, tezenpere yumaşamaz bu” deyom iki ziyade sürtüyom fırçayı. Benim amacım zaman kazanmak, belki alay gumandanı geldi deyverirlee, tıraş oleyveri deye iyice ağırdan alıyom. Neyse köpürtme bitti, başladım ben gayışlan usdurayı bilemeye. Ağır ağır bileyom gari. “De gari ülen başla gari” dedikçe, ben “Gumandanım size sinekkaydı yapcem, gaymak gibe olceksiniz” deyom emme adam sinirden patlıcek. Neyse başladım ben tıraşa. Zülüfün bittiği yerden vurdum usdurayı, bi baamak gada gitti hafifce pembeleşmeye başladı. İlk kesiği atmışsım. Hemen elimlen basdırdım orayı. Accık daha endim yanağa doğru bi kesik daha. Kesik yeelere yeniden köpük atıyom emme hemen gan şılarıveriyo. Çenesine gada beş altı yeeden kesik oldu. Bi bağırdı bu “Ayna alın gelin, bu herif beebe değil, kasap yalım” deye de bağırıyo. Ben tıraşı bırakdım, ayna geldi, gumandan bi bakdı suratına, gan çanağına dönmüş. İki toket çıkarttırdı bene “Defol ülen, seni berber yapanı da seni esgere alanı da” deye epey sövdü gari. Ben hemen takımları bıraktım, doğru koğuşa gittim. Benim bebeelikte orda bitti galan.