Buldan'da Yaşamak
Yayınlanma :
23.06.2023 12:40
Güncelleme
: 23.06.2023 20:55
Tüm kardeşler olarak çok sevdiğimiz Reşit eniştem, yakışıklı, heybetli, uzun boylu biriydi. Babamların yaşça en büyüğü olan Mesude halamın eşiydi. Eniştem herhalde devlet memuriyetinde bulunduğundan olacak, nezaketi hiç elden bırakmaz, bir konuyu anlatırken “efendim” hitabını eksik etmezdi. Onun bu kendine özgü, tatlı konuşma biçimi, biz küçüklerin pek hoşuna gider, anlattıkları aklımızdan kolay kolay silinmezdi. Bir gün eniştem bizim de bulunduğumuz bir sohbette, Buldan pazarından dönüşte başına gelen beklenmedik bir olayı anlatmıştı.
KEKLİK SÜRÜSÜ
Eniştem bir yaz mevsiminde, pazardan aldığı öteberiyi heybesine doldurup merkebine binmiş. Elinde yoğurt bakracı, omzunda çiftesi, dağ yolundan Çağış mevkiindeki bağına doğru yola revan olmuş. Ormanlık arazide ilerlerken birden önünden bir keklik sürüsü havalanıvermiş. Tabii serde avcılıkvar… Eniştem havalanan keklik sürüsünü görünce durur mu? Hemen omzundaki tüfeği kapmış, nişan alıp basmış tetiğe. Ne var ki ateş ettiği sırada eşeğinin üstündeymiş. Sakin sakin yolunda giden eşek, birden kulağının dibinde patlayan tüfek sesini duyup feleğini şaşırmış. Sesten ürküp anırarak şaha kalkmış.O şaha kalkınca da eniştem kendini bir anda yerde bulmuş. Ama sadece eşekten düşse iyi… Elinde tuttuğu koca yoğurt bakracı da bu karambolde kafasına geçivermiş! Eniştem bağa geldiğinde herkese hararetle bu olayı gayet ayrıntılı bir şekilde anlattıktan sonra hikâyenin en can alıcı yer geliyor: “Yoğurdu bir sildim, altı tane keklik yatıp duru!”. Yani eniştem, anlattığına göre eşek sırtında alelacele yaptığı iki atışta altı keklik birden vurmuş! Eniştemin anlattığı bu inanılması güç isabet hikayesini duyan halam, hemen müdahale eder, “sus gözü kör olmayasıca, palavra atıp durma” derdi. Çok dirayetli bir kadın olan halamın bu çıkışı karşısında, hanımına çok düşkün olan eniştem, sayıda hemen indirime gider, vurduğu kekliklerin sayısını önce dörde, sonra da ikiye düşürürdü. Elbette bizler bu hikâyeye de, muhtemelen her defasında tekrarlanan bu tatlı atışmaya da bayılırdık. Kendi aramızda anlatıp tekrar tekrar gülerdik.
TAM İSABET
Eniştemin keklik hikayesini gözlerimizle görmesek de onunla bizzat yaşadığımız bir av anımız da yok değil. Yine günlerden bir gün Çağış’taki bağdayız. Tavukları ve civcivleri kapan alıcı kuşlar bağın tepesinde, gökyüzünde dört dönüyorlar. Şahin miydi, kartal mıydı bilemiyorum…Bu durumu fark eden Reşit eniştem, o meşhur çiftesini kaptığı gibi evin önündeki alanda yere oturdu. Havada dolaşan bir yırtıcı kuşa nişan aldı. Kuş süzülerek eniştemin üzerine doğru uçuyor. Biz “şimdi tetiğe basacak, şimdi ateş edecek” diye kulaklarımızı tıkadık, bekliyoruz. Kuşlar uçmaya devam ediyor, eniştemse gözünü bir tanesine dikmiş, elinde silahıyla takip ediyor. İleriye doğru nişan almışken, kuş eniştemin tam üstünde dönmeye başladı. Eniştem de bu dikkatli takip sırasında silahı tam tepesine doğrultunca birden arkaya doğru dengesini kaybetti, oturduğu yerde sırtüstü düştü. Tabii sadece düşse neyse… Bu düşüş sırasında elindeki tüfek de büyük bir gürültüyle patladı.Tabii silah sesiyle kuşlar kaçışıp farklı yönlere gittiler. Bizler ise enişteme göstermemeye çalışarak gülmeye başladık.
*
Reşit eniştem eşeğine çok iyi bakardı.Onun eşeğinin hep son derece hızlı gittiğini görürdünüz. Ben bunun sırrı nedir acaba diye yıllarcadüşündüm. En sonunda şöyle bir varsayımda karar kıldım: Eniştem neredeyse 1.90 boyunda ve aşağı yukarı yüz otuz kilo civarındaydı. Eşek de nihayetinde aklı olan bir mahluktur. Hal böyle olduğuna göre tahminimce eniştemin eşeği, üzerindeki ağırlıktan biran önce kurtulmak için hedefine en süratli şekilde ulaşmak istiyor, her yere acayip hızlıgidiyordu.
BÖYLE OYNAR MISINIZ?
Eniştemden söz edip de halamdan bahsetmemek olmaz. Mesude halam dedemlerin evine ziyarete geldiğinde babaannem ona hediye gelen taze yiyeceklerden, yemişlerden verirdi. Ama halam evine dönerken fakir birisini gördü mü dayanamaz elindeki yiyeceği hemen ona verirdi. Yani eli çok açık, gönlü gani bir insandı. Evlerinde büyük bir sini içinde aklınıza gelebilecek her türlü kuru yemiş bulunur, gelen misafire hemen ikram edilirdi. Halam çok cevval, tatlı dilli biriydi. Sabah namazından sonra uyumaz ev işlerini, yemeklerini yapar, sabah saat dokuzda misafirliğe, ev ziyaretine gitmeye bile hazır olurdu. Nedenini hatırlayamıyorum ama Şenol ağabeyimle ben, bir müddet Mesude halamlarda kalmıştık. Okul dönüşünde derslerimizi bitirdikten sonra abimle saklambaç oynardık. İki katlı evde merdivenden inip çıkmalar, koşuşturmalar derken epey gürültü olurdu. Reşit eniştem bir gün bu patırtılarımıza fena halde çıkıştı. Halam da bize arka çıkmak amacıyla “Reşit sen çocuklara kızma, onlar babalarıyla da böyle oynarlar” dedi.Bunun üzerine eniştem bize “evladım siz babanızla böyle oynar mısınız?” diye sorunca biz de “evet oynarız enişte” diye cevap verdik. Bunun üzerine eniştem biraz da halama sitemle, “Çıkın tepeme efendim, çıkın. Laf edersem ne olayım!” demişti. Tabii bu nüktedan sözün üstüne söylenecek bir şey kalmıyordu.
*
Sizlere 1940’lı, 50’li yılların sıcak aile ortamlarını yansıtan keyifli hatıralar anlattım. Elbette Reşit Öz eniştem sadece bu sevimli anılardan ibaret değildi. Kendisi etrafında sevilen, sayılan müstesna bir Buldanlıydı. Ayrıca halamla birlikte ikisi kız, biri erkek üç evlat yetiştirdiler. Bugün Denizli’de, İzmir’de, İstanbul’da yaşayan pek çok torunları oldu.Gerek Mesude halam, gerekse Raife halam, bütün aile fertlerine hem çok anlayışlı, hoşgörülü yaklaşırlardı. Ancak edebe adaba da gayet dikkat ederlerdi. Tüm bunları anlatmaktaki gayem, eski kuşakların kurallara sadık disiplinli ebeveynler olmakla beraber, evlatlarına sevgilerini göstermekten çekinmeyen, nüktedan insanlar olduğu aktarmaktır. Onlar gittikleri her yere neşe ve yardımlaşma götürürlerdi. Umarım bugünün gençleri, dünün büyüklerinden bu güzel davranışları alır geliştirerek sonraki kuşaklara devrederler.


Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: