BULDAN’DA YAŞAM
Buldan’da yaşam bir şekilde devam ediyor.Buldan’da Yaşam denilince hemen aklımıza her ay bir solukta göz attığımız ”Buldan’da Yaşam Gazetesi” ve ilgili internet sitesi geliyor.Bir gerçek var ki ilk sayısından bu yana Buldan’ın gazetesi oldu.Özellikle dışarıda oturan Buldanlılar’ın özlemle bekledikleri bir gazete.Her defasında ilk bakılan sayfa, ”Zamanda Yolculuk” oluyor.O sayfadaki fotoğraflar bizleri eski günlere götürüyor ve o günlerden siyah beyaz anılar gözlerde canlanıyor.Aslında bu gazete, habercilik yanında, Buldan’ın kültürel değerlerini araştırmak yanında geleceğin Buldan’ı ve gelecek kuşaklar için bir arşiv olmalıdır.Tarihe düşülen notlar; bir gün,gelecek kuşaklar için bir belgesel olarak kalacaktır.Buldan’ın geçmişi için tarihi bir hatıra olarak anılacaktır.Dileğim,bu gazetenin takip ettiği yansız çizgiyi kaybetmeden objektif haberciliği sürdürmesidir...
Geçmişle ilgili en büyük sıkıntılardan birisi de Buldan için yeterince yazılı kaynağın elimizde olmayışı olmuştur. Buldan için yazılı belge ve arşiv pek azdır.Bunların devlet arşivlerinden araştırılması ve gün yüzüne çıkarılması gerekmektedir. Hatırlayacak olursak, 2006’nın Kasım ayında Buldan Belediyesi öncülüğünde yapılan “Buldan Sempozyumu” ile Pamukkale Üniversitesi tarafından Buldan için bilimsel araştırmalar yapıldı ve yazıya döküldü. Ayrıca TÜBA Projesi kapsamında incelemeler yapıldı ve tüm çalışmalar kitap haline getirildi. Fakat yeterince yazılı kaynak olmayışı sonucu sözlü tarihle elde edilen bilgiler kayda alınsa da hep eksik kaldı. Söz konusu kitap ve gazete olunca fazla gazete ve kitap okumayan bir milletiz. Toplum olarak okuma özürlüyüz. Aslında çocuklarımıza gazete okumaya alıştırmamız gerekiyor.Çocuklar ve gençler, her türlü gazete ve kitabı okuyarak,araştırarak Buldan ve ülke gerçeklerinden haberdar olabilmeli.Çocuklarımıza ilkokuldan itibaren okuma alışkanlığı kazandırmalıyız.Buldan Halk Kütüphanesi 30 bini aşkın kitabıyla okuyucu bekliyor.Fakat ülke gerçeği; kafeler dolu,kütüphaneler ise bomboş… Okuyan,kültürlü ve bilgili bir toplumda dedikodular itibar görmeyecektir.
DEDİKODU KÜLTÜRÜ
Buldan’ımızda en çok üzüldüğümüz; yıllardır bir dedikodu kültürü topluma egemen olmuştur.Günlük hayattan tutun da siyasete kadar dedikodularla dolu bir yaşam şeklimiz oldu.Bu kültürü meslek edinenler aylakçılar kadar egosunu bu yolla tatmin edenlerin sayısı az değil.Bunu meslek edinenler nedense yıllardır hep itibar gördü.Üstelik,son yarım yüzyıldır gereksiz dedikodularla Buldan’ı bir yerlere taşıyamadığımız artık iyi biliniyor.Yıllardır insanların onuruyla oynayanların, karşıdakileri incitmek bir yana kendileri için bir şey kazanamadıklarını da çok iyi biliyoruz. Eskimiş köhne fikirlerle bir yerlere varılmayacağını da herkes biliyor…Aslında, “Eskimiş fikirler paslanmış çivilere benzer,söküp atmak çok güçtür.” gerçeğini de biliyoruz.Bizans kalıntısı bu dedikodu kültüründen bir şekilde ve acilen kurtulmamız gerekiyor.
Diğer bir gerçek var ki “Dedikodu basit ruhlu insanların eğlencesidir.” Gerek Buldan’da gerekse Buldan dışında yaşayan Buldanlılar,birlik ve beraberlik ruhuyla;basit ruhlu insanların esiri olmadan özgürce düşünebilmeliler ve güzel düşüncelerini ortaya koyabilmeliler.Sosyal, ekonomik ve kültürel bir çok sorunu;özellikle dokuma ve tekstilde darboğazı aşmaya çalışmak,yeni iş alanları ve yatırımlar aramak,çözüm ve fikirler üretmek varken niye küçük hesaplar peşinde, dedikodulardan medet umulur? Yıllardır anlamış değiliz!…
Neden,bazı insanlar “gözündeki çöpü görmeden başkalarının gözünde mertek arıyor?” Neden hep bardağın boş tarafını görür de dolu tarafını görmez bu insanlar?...
Neden araştırmadan,anlamadan, dinlemeden söylentilerle Buldan’a yön vermeye çalışılır?
Neden bazıları bildikleri halde doğruları ve gerçekleri söylemekten kaçınırlar?...Artık at gözlüklerinden kurtulmak gerekiyor…
Aslında, Buldanlıların gelecek kuşaklara öğüt yerine güzel örnekler sergilemesi gerekiyor. Yeni yetişen kuşaklara iyi bir eğitim verebilmek için görev ve sorumluluklarımız günden güne daha da artıyor.Aile ve okul eğitiminde sorumluluklarımız çok büyük!...Bu sebeple herkes kendi alanında doğruları konuşmalı. Eğitimden ticarete;sosyal olaylardan yerel yönetime;sosyal yaşam,hatta spora kadar her konuda doğrular konuşulmalı.Öncelikli olarak söz hakkı yetkili ağızlara bırakılmalı ve ondan sonra konuşulmalı.Dedikodulara taviz vermeden uzlaşma kültürü dediğimiz güzel hasletlerde ve asgari müştereklerde birleşerek Buldan’a ait çözülemeyecek hiçbir sorun kalmayacağı da iyi bilinmeli.
GÜZELLİKLERDE BULUŞMAK
Aslında Buldan’da ve ülkemizde gündem çok hızlı değişiyor. Buldan ve ülke gerçekleri ile ilgili konuşulacak o kadar çok konu var ki…Seçimler de bitti.Artık gündemde geçim olmalı…Fakat biz yine de Buldan’a ait doğruları ve gerçekleri konuşmaya devam edelim.Yıllarca politik bazı zaaflar ile basit düşünceler ve dedikodu kültürü insanlarımızın huzur içinde yaşamasını engellemekle kalmadı;yeri geldi birbirimize selam vermekten kaçtığımız günler çok oldu.İçinde Buldan sevgisi olan insanlar bir şekilde küstü ve küstürüldü.Gününü kurtarma ve çıkar peşinde olanlar her seferinde itibar ve saygı gördü.Kimileri makam ve mevki peşinde koştu.Sonuçta da Buldan’ın kalkınmasında bazı gecikmeleri getirdi.Dedikodular bir yana yıllardır gereksiz inat ve dayatmalar,çıkara dayalı dostluk arayışları, siyasi rüzgarlar,ticari çekememezlikler,kaprisler ve duygusalıklar insanlarımızın bir araya gelmesini her defasında geciktirdi.Birinin ak dediğine diğerinin mutlaka kara demesi ise bu birlikteliği her zaman engelledi.Hatırlanırsa çok defasında birilerinin menfaati hep ön plana çıktı.Yeri geldi hatır gönül ilişkileri ön plana geldi.Yeri geldi imar planları kişilere göre ayarlandı.Çarpık yapılaşmaya ve betona esir olundu.Hak etmeyenler itibar ve iltifat gördü.Daha onlarca örnek verebiliriz aslında...
Yıllardır bu eski alışkanlıklardan ve tabulardan kurtulamayanlar, olaylara her zaman at gözlüğü ile bakmaya çalıştılar. Sonuçta birileri her zaman bardağın hep boş yanını görmeye alıştılar. Üzüm yemek yerine çoğunda bağcıyı dövdük. Sonuçta, Buldan ve insanımız zararlı çıktı.Uzun yıllar popülizm peşinde koşmaktan Buldan için fikir ve çözümler üretilemedi.İnsan ilişkilerinden tutun da ticari,sosyal,eğitim ve kültürel hayatımıza kadar her alanda bir kavram kargaşalığı ile bilgi kirliliği sürdü gitti.Değerler ve kavramlar dünyamız altüst edildi.Çocuklarımıza ve gençlere değerler eğitimini veremedik.Günümüz toplumunda hızla yayılan yozlaşmalar ve kültürel erozyon, haliyle Buldan’ı da hızlı bir şekilde etkiledi.Kültürel erozyon sonucu sığ ve basit düşünceler,çıkar hesapları ön plana çıkarken birbirimize karşı kuşkulu ve tedirgin bakışlar ise karşılıklı güveni zedeledi.insanımızın kaynaşmasına ve dayanışmasına engel oldu.Yıllardır bu sosyal yaralardan kurtulmak için çalışılmadığı gibi Buldan’ın geleceğiyle ilgili fikir ve projeler üretmeye fırsat bulunulamadı.
Hiç olmazsa zararın neresinden dönülürse kardır diyerek güzel bir başlangıç yapılabilirdi.Siyasi kurumlar ve sivil toplum örgütleri protokollerde gövde gösterisi yapmak yerine; Buldan için güzel fikir ve projeler üretmeyi,hizmet koparmayı ve bunları hayata geçirmeyi bilmeliydiler…Geç kalınsa da Buldan Platformu ile ilgili çalışmalar kaldığı yerden sürdürülmeli.Yeni kurulan Buldan Vakfı’na toplumsal destek verilmeli.Kültürel değerlerimiz yok olmamalı. Elbette bir çok konuda atılacak somut adımlar,Buldan açısından bir kazanç olacaktır.İşte günden güne çocuklarımızla ilgili çığ gibi büyüyen davranış bozuklukları;okul başarılarında gözlenen düşüşler ve derslerde yılgınlıklar;kolay yaşam biçimlerine yönelişler;hazırcı ve kolaycı yaşam biçimleri;çılgınca tüketim özentileri;topçu ya da popçu olma özentileri;günü kurtarma anlayışları;büyüyen işsizlik gerçeği ve diğer sosyal yaraların bir an önce çözümü gerekiyor.Bunların yanında bizden sonraki kuşaklara yaşanacak daha güzel bir Buldan bırakmamız gerekmiyor mu? Buldan gemisi su almadan yoluna devam etmeli.Güzel değerlerimize ve güzelliklerimize sahip çıkarken;tüm güzellikleri ve güzel olanı görebilmeli insanlar.Buldanlı dostlara diyorum ki artık “ağaca fazla takılmayın,ormana bakın!...” Unutmayalım ki sonuçta kazanan Buldan ve Buldanlılar olacaktır.