İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden aldığımız bilgilere göre, ilçemizde kayıtlı ve kayıtsız toplam 35.000 dekar üzüm bağı bulunmaktadır. Haydar- Kepsel- Baştatlı bölgelerinde yaklaşık 800 dekar(Dönüm) üzüm bağı bulunmaktadır. Bu bağlar ilçemiz bağlarının 165 te biri kadardır. 1980 yılına kadar bu arazilerin tümü bağ sahipleri tarafından bakılıyordu. Hatta 1970 li yıllara kadar, üretilen üzümler (Özellikle Beylece ve Bandırma üzümleri), şehir merkezinde Sarayköy, Babadağ ve Denizli semt pazarında alıcı bulmakta idi. Rengi ve aroması sebebi ile aranırdı. Yapılan pekmez çok kıymetli idi. Üzüm köftesinin (Hele urgalanınca) tadına doyulmazdı. Zamanla, bağ sahiplerinin ölmesi, çocuklarının bağcılığa heves etmemesi, insanların daha çok gelir getiren alanlara yönelmesi, miras paylaşımında anlaşamamak, yol- su-elektrik olmayışı vb. gibi sebeplerden bağların çoğu terk edildi. Farklı ürünler yetiştirilmeye başladı. İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkililerine teşekkür ediyorum.
2021 yılı itibariyle Haydar- Kepsel- Baştatlı bölgesindeki bu 800 dekar arazinin şu anda 500 dekarı ekilir, dikilir durumda. Bu alanında 200 dekar ceviz, 80 dekar elma, 130 dekar üzüm, 90 dekar karışık meyveler ziraatı yapılıyor. Eskiden aile ekonomisine katkı yapan arazide şu anda ticari amaçlı üretim yapan iki elin parmak sayısını bulmuyor. Bölgenin yer altı ve yer altı su kaynakları bakımından fakir olması cazibesini engelliyor. Birçok yerine elektrik gitti. Haydar su deposuna gelen ana borulardan alt kesimlerdeki bağlar su almışlar. Manzara, temiz hava, kaliteli toprak çok güzel ama susuzluk en büyük problem.
Bölgedeki üzüm çeşitleri yüz yıllardır bölgeye adapte olmuş. Az masrafla iyi kalitede üzüm üretilebiliyor. Bir defa sürmek ve asmanın dibini çapalamak, bir defa Göktaş(Bakır Sülfat) ve bir defa toz kükürt atmak yeterli. Yeni nesil, yeni üzüm yiyor veya hiç yemiyor. Şu anda eski üzümlerin en kalitelisini pazara çıkarsan satamıyorsun. Bu işi şu anda yapacak kuruluşların ortak proje geliştirilmesi lazım. Doğrudan veya dolaylı olarak, Ziraat Odası, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, Tarım Kredi Kooperatifi, Ticaret Odası, TARİŞ, Ziraat Bankası, Buldan Belediyesi ortak proje üretmelidirler.
Size bir örnek vereceğim. Buldan ile özdeşleşmiş üzüm çeşitlerinden “Çatak Moru” üzümü vardır. Kışlık, sofralık üzüm çeşididir. Çatak, ilçemizin bir köyüdür. Bölgede belik de binlerce yıl önceki yerleşimlerden günümüze gelmiş bir üzüm çeşididir. Birkaç alt çeşidi vardır. Beylece üzümü, Beyler ailesinin ilk yerleşen ailesi tarafından birkaç yüzyıl önce İstanbul’dan getirtilmiştir. Saydığımız bu kuruluşlar, bu üzüm çeşitleri ve diğer sebze ve meyveler için Marka Tescili için Ticaret Bakanlığına başvuru yapmamışlar. Alandız Kestanesinde, tescillenme çalışmalarında güzel sonuçlar alındığı haberleri vardır. Buharkent Ziraat Odası Başkanı Naim Özdamar, 2014 Ocak ayında Çatak Moru üzümünün genetik testi, ıslahı, melezlemesi vb. tüm çalışmalarının yapılması için üniversite ve bakanlık çapında çalışma yapmış. Bu çalışmalar uzun yıllar alıyormuş. Henüz sonuçlanmamış.
Bölgedeki arazilerin ekonomik, sosyal ve kültürel olarak canlanması için şunlar yapılabilir.
1- Bölge insanının su ihtiyacını karşılamak için Karapınar bölgesine su deposu yapılarak sorun halledilmeli.
2- Yazlık siteler projesi uygulanmalı
3- On beş gün, bir hafta, bir ay kalınabilecek 40 metrekare otantik ev yapılı, 100 metrekare araziler, her türlü alt yapı düzenlenerek gerçekleşmeli.
4- Çok miraslı yerlerin halledilmesi için devletin yetkilileri yardımcı olmalı.
Buldan’ın değerlerine, Buldanlı olmayanlar sahip çıkarken, Buldan’ın yetkililerinin ilgisiz kalması çok düşündürücüdür!