Kurtuluş Savaşının başlangıcında,Kuvayi Milliye döneminde henüz düzenli orduya geçilmemişken Yunana karşı Aydın cephesini tutan Yörük Ali, çok sevilen, sayılan bir halk kahramanıdır.
Adına türküler yakılmıştır.
“Dükkan yaptım han oldu
Yörük Ali Avrupa’ya şan oldu” diye türküler söylenmiştir.
Çolakoğlu İbram Usta Buldan’ın en ünlü yapı ustasıdır.Bugünkü Asri Mezarlığın duvarlarını yapan odur.O gün yaptığı duvarlar hala sapasağlam durmaktadır.
Yörük Ali’ye hayranlık duyan Ibram Usta ve karısı Iraz, beş kızdan sonra doğan erkek çocuklarına yalnızca Ali değil Yörük Ali adını koyarlar.İlla ki adını verilene biraz çeker diye bir inanışları da vardır.
Beş kızdan sonra bir erkek evlat sahibi olmak Yörük Ali’nin anne ve babasını çok mutlu etmiştir.Bu nedenle biraz yüzlü büyür Yörük Ali.Ayağına bir körüklü çizme giyerek gittiği düğünlerde Yörük Ali’nin şanına yakışır bir hava yaratır.
Boylu poslu, çok yakışıklı biri olan Yörük Ali aynı zamanda yiğit, mert bir delikanlıdır.Can arkadaşı Zehir Ali ile sırt sırta verdiler mi bir orduya karşı gelirlerdi.
Avare bir yaşam süren Yörük Ali çalışmayı pek sevmezdi.Motorlu tezgah ustasıydı ama asıl merakı ava gitmekti.Çok usta bir avcı olan Yörük Ali, havada uçan kuşu gözünden vururdu.Atış menziline giren hiçbir avı kaçırmazdı.Yaman bir atıcıydı.Ancak kimi zaman namlunun ucunda gördüğü av henüz yeterince büyümemişse ona sıkı atmaz; büyümesi için bırakırdı.
Eğer iyi bir av yaptıysa eve doğrudan gitmez.Aşağı çarşıdan girer; bütün çarşıyı bir baştan bir başa geçer, tebrikleri kabul ederek yukarı bucaktaki evine giderdi.Eğer o gün bir şey vuramadıysa Dağderesinden, yaka yolundan geçerek usulca evine süzülürdü.
Sabah kahvaltısında çay,peynir, zeytin yerine et pişirtir kahvaltıyı öyle yapardı.İçki içmeyi çok severdi.İçtiği rakılar havuzlar doldurur hatta taşırırdı.Arkadaşlarıyla içki içilecekse organizasyonu kendisi yapar, eti kendisi alırdı.
Yeğeni Pir Mehmet’le tartışmaları ünlüdür.Edebiyatın güzel sanatların bir dalı olup olmadığına dair yaptıkları tartışma çok hoş ve eğlencelidir.
Bir de tilkiyi boyama hikayesi vardır.Siyaset yaptığı zamanların birinde köylere seçim gezisine giderler.Yörük Ali köylülerin anlayacağı biçimde propoganda yapar: “Arkadaşlar, bir tilkiyi boyayıp koyun postuna benzetsek; bir yağmur yağdığında gerçek ortaya çıkar.Bu rakip partinin durumu da tilkiyi boyamaya benziyor” der.
Rahmetli İbrahim Güleç her seferinde takılır: “Dayı nasıldı o tilkiyi boyama hikayesi?” diye sorar.Yörük Ali yeğenine kızmaz: “Üle garik öle söylemek icap etti o zaman” derdi.
Her zaman adını aldığı kişiye layık olmaya çalıştı.Yiğit, mert, korkusuz biriydi.Delikanlı yaşadı; delikanlı öldü.Işıklar içinde yatsın.