[email protected]
Çocukluğu ve ilk gençliği 70’lerin sonları ve 80’ li yıllarda geçen bizim neslin hatıralarında kalan birçok güzel olay, yeri ve zamanı geldiğinde zihnimizin derinliklerinden canlanarak bugüne geliyor. Tabiki buhatıraların canlanması için bazı mekânların ve insanların etkisi oluyor.
İşte ben de bu sene Temmuz ayında on beş günden fazla Buldan’da kalarak çocukluğumun ve ilk gençliğimin geçtiği bu kadim mekânlardao dönemlerin izlerini aradım…
Doğup büyüdüğüm tarihi evde; kaybettiğim aile büyüklerimi, kalabalık coşkulu sofraları, evimizin bulunduğu önceki adı İhsaniye Sokak olan Ragıpbey Sokak’ta;eski sokak taşlarını, mahalle büyüklerini, akşamlara kadar yorulmadan oynanan oyunları, kapı önlerinde toplanıp oturan annelerin, teyzelerin neşeli sohbetlerini, sokağın ortasından akıp giden arık suyunu, derenin yaz kış demeden akışını, Abbas mevkiine çıkıp Zehrenti yokuşuna doğru yürürken solda ayakkabıcı Abdullah abinin evinin altındaki küçük tamir dükkânını, biraz daha ileride çıkrıkçı Ümmet dedenin evinin girişinde yaptığı el emeği sanat eserlerini, oradan tekrar aşağıya inip Yukarı Park’a doğru geçtiğimde karşılıklı İzzet Akyol ve Niyazi amcaların bakkal dükkânlarını, Hacıbekir Nazmi amcayı, terzi Baki abiyi, büfeci Ali İhsan’ı daha geride dondurmacı Samet’i, bakkal Selahattin amcayı, kasap Behçet Çulha’yı, Yukarı parkın ortasındaki büyük havuzu, havuzun üstünde duran ve ağzından sular akan aslan heykelini, gençliğimizin geçtiği Yukarı Kulüp’e geçtiğimde sağda aile büyüğüm Terzi Salih Uz’un ve iç köşede marangoz Hacı Mehmet dedenin dükkânlarını, kahveci Süleyman abiyi, bahçedeki büyük ceviz ağacını, yukarı kulübün girişinin karşısında Dudu Musa amca ve sonrasında oğlu Mesut abiyi ve ahşap üç ayaklıalaminüt fotoğraf makinesini, ayakkabıcı Kaymak Hüseyin abiyi, köşede Fotoğrafçı Rafet amcayı, sonrasında değerli dostum Berber Ethem’i, Hasan Maçkan ve tenekeci Kadir amcaları, çarşıya doğru ilerleyince solda Ekmekçi Ahmetlerin fırınını,tarihi lonca altını, manav Halis abiyi, sonrasında bu noktada mal pazarı binasını, dondurmacı Karcı Ahmet amcayı, terzi Şevki abiyi, Paşalların kahvesini, çarşı çeşmesini, çeşmenin yanından yukarı doğru çıkınca solda Necati amcanın bakkal dükkânını, pasajın içinde aşçı Zeki amcanın lokantasını, Cemal amcanın ve dedem Ekmekçi Nadir Karacasulu’nun fırınlarını, kalaycı Ahmet amcanın iplikçi dükkânını, sağda yan yana Aliefe Salih ve AliefeHalla amcaların dükkânlarını, Çarşı Caddesi boyunca ilerlediğimde solda kuyumcu Süleyman amcanın ayakkabı dükkânını, bakkal Behçet Orpak’ı, fırıncı Şerif Babacan’ı, sağda İnan’ın kahvehanesini, ayakkabıcı Halil İbrahim abiyi, yüncü Hacı amcayı, saatçi İlhan abiyi, berber Ahmet abiyi, totocu Turgut Erensoy’u, köşeyi dönünce biraz yukarıda gazeteci Süleyman Pişkin’ive şu an hatırlayamadığım nice güzel insanı aradım…
Sonsuzluğa uğurladıklarımızı rahmetle anıyorum. Yaşayanlara sağlıklı ömürler diliyorum. Bu mekânlardan yaşayan veya yaşatılanlar var bunları görmek huzur veriyor. İnsan orta yaşlara gelince biraz daha duygusallaşıyor sanırım… İnsan hayatı bir serüven, yitirilenler olduğu kadar kazanılanlar da var tabiki. Restorasyonlar sonrası çehresi değişmeye başlayan Buldan’ın yukarı çarşısı eski zamanlardan kopup gelen kadim kültürün kokusunun yeniden hissedilmesini sağlayacaktır elbette. Önceki yazılarımda defalarca değindiğim, yukarı parkın arkasındaki küçük dükkânların yavaş yavaş canlanmaya başlaması, Hamam boğazındaki renkli evlerin altında çok güzel sanat evlerinin, Buldan bezi ve el dokuması ürünlerin sergilendiği işletmelerin açılıyor olması şüphesiz ki kazançlarımız. Yukarı Park ve Yukarı Kulüp’ün eski günlerdekicanlılıkta olmasa da aktif olmaları, İnan’ın kahvesinin Süleyman İnan tarafından aynı titizlikte yaşatılması, totocu Turgut amcanın yerinde değerli dostum Recep Dere’nin şık mekânının bulunması içimizi ısıtıyor.
Tarihi Buldan Çarşısının bizim çocukluğumuzdaki gibi bu dönemin çocukları için de hatıralarında özlemle anacakları bir iz bırakabilmesi dileklerimle, İstanbul’dan selamlarımı ve sevgilerimi iletiyorum.
Hacımusa dede,gömbe hafız amca, ayakkabıcı kırmızı, paşaların kahvesinin içindeki havuzlu avlu marangoz aliksan amca, berber Turgut (dıgıdık), camiinin başında Ahmet terzioğlu, Karşısında seyrekler, mastan Şükrü basma dükkanı toptancı Yarangümeliler ile Aliksan Demirbağ minarenin dibinde ayakkabıcı hacı amca ile terzi Ahmet amca, sokağın içinde demirci Sali nalbant Arif daha niceleri Allahım yaşayanlara uzun ömürler,merhumların yattığı yere cennet eylesin bu güzel yazı ile geçmişi bizlere hatırlatan Ferit kardeşimizin ellerine diline sağlık teşekkürler
Mustafa kardeşim katkıların için teşekkürler, aramızdan ayrılanlara tekrar rahmetler diliyorum. Yaşayanlara ve bu güzel mekanları yaşatanlara selamlar ve sevgiler..
Geçmişe yönelik, hem de adlarla o güzel insan ve günleri hatırlamak, duygulanmak çok güzel! Benim memleketimden erken gitmem nedeniyle kişileri bilemiyorum ama en az % 20 si ile iletişimim olmuştur. Sinemadan da söz et lütfen bir daha ki sefere...
Salih Abicim, umarım bir gün beraber Buldan'da bulunma fırsatımız olur. Numune Kardeşler'in sinemasına ben yetişemedim. Ama dinlediğim çok anı ve hikaye var. Belki onları toparlayıp bir yazı yazabilirim. Katkın için teşekkürler..