Daha evvelki yazılarımda İstanbul’dan hayırsever hemşerilerimiz Fehmi, Mehmet ve Şükriye Erensoy kardeşlerin benim okuduğum ilkokuluma yaptırdıkları ek bina yapımlarına şükran duygularımızı yazmıştım. Bu hafta Fehmi Abi ile yaptığım görüşmede Buldan’a yapılması planlanan otel kompleksinin yatırımında katkılarını da yazmak istedim. Aslında çoğumuzun bilmediği bu konuda Fehmi Abi’nin hakkı ödenmez. Yatırımcıyla Buldanlı yöneticileri Buldan’a hizmet için bir araya getirme gayretinin sonuçlarından hepimiz yararlanacağız inşallah. Allah bu hayırsever aileye önce anneleri Makbule Hanım adına bir okul yaptırmak nasip etti. Gene memleketimize geçen sene yaptırdıkları su ve diğer hayırlarını hepimiz biliyoruz. Yakında da çifte minareli Buldan’ın en büyük ve güzel camisinin projeleri üzerinde hazırlık yapıldığını haber veriyorum. Camide birde kütüphane ve internet ile bilgisayar ve çalışma odalarının planlandığını öğrenince çok sevindim. Projenin ayrıntıları ortaya çıkınca paylaşacağım.
Bazılarına hayır etmek, hayırlı işlerde bulunmak yakışıyor, paylaşabilmek önemli bir meziyet, bu bir asalet meselesi. Bu zenginlik, gönül zenginliği, para ve mal zenginliği değil. Bu hayır hasenat işleri, yürek de istiyor, sevgi ve merhamet de. Tabi ki bu herkese nasip olmuyor. Allah bazılarına parası ve zenginliği olmasına rağmen hayır etmek, paylaşmak ve sevap kazanmak, gelecek nesillerden dua almayı nasip etmiyor.
Bir okul yaptırırsınız, o okulda bin sene çocuklar eğitim alır, binlerce, on binlerce insan okur, yetişir, onlar bakan olur, vali olur, doktor olur, avukat olur, mühendis olur, tüccar olur, yönetici olur. Bir hastane yaptırırsınız, binlerce insan tedavi görür. Park yaptırırsınız, su getirtirsiniz, bunlara vesile olursunuz, katkınız olur. Kütüphane yaptırırsınız, kütüphaneniz için kitap toplarsınız. … 100 sene 200 sene sonra çocuk veya anne, tedavi olan bir hasta, susuzluğunu gideren kişiler dua eder. Allah razı olsun bu okulu, kütüphaneyi yaptıranlardan der, onlar sayesinde okudum, adam oldum, doktor oldum der. Ya da Allah razı olsun o hastaneyi yaptıran kişi/kişilere sayelerinde iyileştim, acılarım sona erdi, dertlerim bitti, parkta dinlenen, yolda giden, suyu içen kişi ne iyi yapmışlar dediklerinde onları manen yaşatmazlar mı? Ya da yapılan camide, mescitte her duada bu camiyi inşa ettiren için dua edilmez mi? Kalıcı eser bırakanlara, hayır için çeşme sebil yaptıranlara ve hatta bunlara vesile olanlara her defasında dua edilmez mi? Hepimiz hatırlarız veya dua ederiz hala Abdullah Sayıner’e, Talat Tarakçı’ya, Cevat Buldanlıoğlu’na, Arif Cerit, Ali Yazıcıoğlu’na, Rüştü Akın (Akın Ailesine) Ahmet Tuncay, Ahmet Terzioğlu’na, Yusuf Gökçe (Gökçe Ailesine), Makbule Erensoy (Fehmi Erensoy kardeşlerin anneleri ve Erensoy Ailesine), Musa Çelebioğlu’na ve ismini yazamadığım diğer hayırsever, yardımseverlerimize şimdiden dualarımızı bizzat kendileri veya evlatları, yakınları duyuyorlar. Ölmüş olanlara mekânları cennet olsun, nur içinde yatsınlar diyelim. … Ne mutlu böyle kalıcı eserler bırakabilenlere, helal kazançlarını toplumla paylaşabilenlere. … Vefa duygusunu hayattayken hayırseverlerimize göstermeyi, yaşatmayı düşünen yöneticilerimiz ile hemşerilerimizi kutluyorum. Bu seneki festivalimizde İstanbul’daki Fehmi, Mehmet ve Şükriye Erensoy kardeşler ve anneleri rahmetli Makbule Erensoy için planlanan etkinlikler için Buldanlının vefa duygusunun ispatıdır. Şükran duygusunun bu şekilde dışa vurulması hayırseverleri motive de edecektir.
KARMA FOTOĞRAF SERGİSİ HAKKINDA
Festivalimizde Sait Yalçın ile Samet Kıyak’ın Buldan resimleri karma sergisi ilk olsun ve gelenekselleşsin ki Buldan’ın güzelliklerini herkes görsün, tanısın.
Her konuda görüş, öneri ve eleştirileriniz için kolgesiz@hotmail.com, facebook “İSTANBUL’DAKİ BULDAN’LILAR” ve 05322352135 bana ulaşabilirsiniz. Mayıs 2012
Saygılarımla, Av. Alaiddin Kölgesiz
Yorumlar
Kalan Karakter: