- Bek şerdik biz gızanken hey akıdeş” diye söze girdi Keleşlerin Halil, Moramıdın kahvede. Kahvede o gün müşteri pek yoktu. Havalar yağışlı olduğundan masalar boştu. Sobaya yakın masalarda oturan üç beş ihtiyar, eski sandıkları deşerek muhabbet çıkartmaya çalışıyorlardı.
—Hinci ki gızanla bek akıllı, emme sokaklarda oyun bilmeyola, bilgisayar başında çönüp duruyola, görmeyomun sen hepside dıkaç gibe. Yiyip yiyip oturuyola, oyun yok, goşdurmak yok, hava almeyola ondan kellim anca hasda oluyola” deye tasdikledi Faten Irza.
—Bizle yaşadık be gızanlığımızı, Alcımecitte toplaşıverirdik akıdeşlelen, yuka bucak aşa bucak goşduru yörüydük” diye sohbete girdi Şeytanların Akif.
—Akşam oldumu ezenle okunur ondan sonra eve giredik, bubamız garçov dayağınnan bekleb duru zaten. Yirmin yimemin bi araba dayak da yidik mi gari yattığımız yeri beğenirdik. Hele böğle yağmurlu havala oldu muydu, toplaşıveriz doğru ister ister yapardık. Göyneğimizin ucunu gıvırıveriz, İster ister, ne ister, Ali Baba gız ister, vermezseniz başlarız, kapınızı daşlarız, deye bağırırız, kapı açılıp da bize kuru üzüm, hodduk fısdık, köğtü verilmedi mi verirdik daşa. Zaten goca garıların gulacıkları duymaz, kimisi de yokdur evinde vercek her şeyciği. Emme dinleyen kim.Goca garıla çok şikâyete gelirdi bizim eve. Bubamda gari Allah yaradı demez, hemen garçov dayağını, çeke öldüresiye gada dövedi.
- Bizde çete gibeydik hey akıdeş dedi Keleşlerin Halil. “Bi gün toplaşdık akıdeşlelen, ne yapalım, ne yapalım deye Munzurluk düşünüb duruz. Ozmanla yüznumaralar dışarıda. Helâya gideken ıbrıklan su alıp gideledi yanlarında taretlencez deye Bizim gonşu Fehmi dede vadı. Gızık sinirsek bi adam. Gölgesinnen govga ede. Damatların Ali benlen yaşıt, bizim evde dedi acı bübele va. Bizim bahçede gaynadalım, suyunu Fehmi dedenin ıbrığının içine dolduralım. Goşdurduk vadık. Acı bibe dizisini kopardı geldi Ali. Kokusu bile adamı mahfediyo, zeher mübarek. Ordan eski bi gaynatma bulduk. Altına çalı çırpı verdik ateşe. Oturduk garşısına plan guruyoz gari. Neyse gaynadı emme yanına varımıyon, kokusu adamın genzine dıkeyyo. Acı biberin suyunu doldurduk, doğru Fehmi dedenin evinin bahçesinden hopladık, kapının önündeki ıbrığın içindeki suyu döktük, içine acı suyu doldurduk. Hopladık bahçenin dışından harımların dibinde bekleyyoz gari biz. Epey sonra Fehmi dede göründü bahçe kapısından. Ayacığında beyaz yün don va, zaten hiç çıkamaz onnan dolaşır duru yaz gış. Çarşıya bazara bile onnan gide, dolaşır yörü, Ibrığı gaptığınnan doğru helaya. Biz sinnendik bekleyoz. Aradan üç beş dakka geçdi geçmedi bi bağırış koptu, yandım aman, ölüyom, yandı, yandı deye veriyo, bağırıyo zovallı. Meğersem adamcık da mayasıl vamış. Yakmış gavurmuş galan. Donunu bile keyimemiş zovallı acıdan. Nerden bilelim biz, üle bilsek ne olcek gine yapcez,gine yapcez, neyse adam bizim gülüşlerimize duyasıya gada donunu bile toplamadan goşdu geldi, bize verdi sövdü, harımlardan hoplayabilse bize günümüzü göstercek emme kalgıyamıyo.
- — “Allah sorcek necip olsa size deyusla.” deye veriyo bağırıyo. Biz gari garşısından göbek atıverdik Fehmi dedenin.