Her zaman içimden Buldanlı hemşerilerimin göç hikayelerini yazmak
istemişimdir. Buldan, çok göç veren yerlerden biridir. Çok şükür şimdi daha çok
göç alıyoruz. Ethem baba da göç hikayelerini yaşayan hemşerilerimizden sadece
biridir. Buldan’ın Çaybaşı Mah. Abbas camisi karşısından Zehrenti’ye (Yalçınkaya
Mah.) giden ara sokakta, Gedik sokakta bulunan iki katlı ahşap evde dünyaya
gelen Ethem babanın annesinin adı Ayşe, baba adı Ömer (Derviş dede)’dir. Çocukluğu
semercilik ve bakkallık yapan aynı zamanda Yenicekent’de çiftçilik yapan
babasının yanında geçmiştir. İlkokulu Dört Eylül okulunda okur. Okul hayatı
arkadaşları arasında sevilen ve sihirbazlık yaptığı için sungur Ethem olarak
lakap takılmıştır. Okul bitince babasının bakkal dükkanında, tarlasında
çalışır. Gençliği çok renkli geçer. Ata çok meraklıdır. Arkadaşı ve süt kardeşi
olan Hacı Bekir Nazmi ile beraber çok iyi atlara sahiplerdi. Yenicekent’den
devamlı atla Buldan’a, Sarayköy’e devamlı gidip gelirlerdi. Çiftçilik zor
olduğundan babası, Ethem babanın çiftçilik yapmasını istemez. Daha çok
bakkallıkla uğraşmasını ister. Kendisi çok cesurdur. O zamanlar Menderes
Nehrinde dinamitle balık avlanırdı. Bir gün yine Menderes’e balık tutmak için
dinamit atarlar. Dinamit patlamaz. Ethem baba, Menderes’e atlayarak, suyun
içine dalarak dinamiti sudan çıkarır dışarıya atar. Dinamit dışarıda patlar. Yine
bir gün süt kardeşi Hacı Bekir Nazmi ile tarlada büyük bir yılan görürler,
arkasından koşarlar. Yılan yuvasına girer; girerken Ethem amca yılanın dışarıda
kalan kuyruğundan tutar, asıtır. Arkadaşı bırak şu yılanı der, onun üzerine
yılanı bırakır. Avcılığa da çok meraklıdır. Elde tüfek, arkada köpek devamlı
avcılık yapardı. Pehlivanlığa da çok meraklıydı. Güreş oyunlarını çok iyi bilirdi.
İlerleyen yaşlarına kadar devamlı Kırkpınar güreşlerini hiç kaçırmadı. Askerlik
çağı gelince askerliğini yapmak için Lapseki’ye gider. 4 sene askerlik yapar. Askerlikte
sıhhiye askeri olur. Asker dönüşü tekrar Buldan’a gelir. Deştimanın Hanı’nın yanında
olan dükkanda bakkallık yapmaya başlar. Kars’tan kaşar peyniri getirecek
derecede her çeşit malı bulundururdu. 2 sene bakkallık yaptıktan sonra, bakkal
dükkanını rahmetli Rüştü Balcı amcaya devir eder. Sıhhiyeci Osman Kaya’nın kızı
Raife Kaya ile hayatlarını birleştirir. Evlendikten sonra Buldan’dan göç
başlar. İlk önce İzmir’e yerleşirler. Toptan yerli malı ve manifatura işi
yapmaya başlarlar. Fevzi Paşa Bulvarı’nda dükkan açarlar. Ethem babanın 3 tane
evladı olur. 2 erkek 1 i kız. Önder ilk oğlu 3 yaşında İzmir’de vefat eder. Asuman
ve Ercüment sonradan Dünyaya gelirler. Yine göç hikayesi başlamıştır. İzmir’deki
dükkanını Kemal Başbuğ’a devrederek İstanbul’a göçerler. İstanbul’da Laleli’ye
yerleşirler. İstanbul Alibeyköy’de Türkiye’de ilk boncuk tutkal fabrikasını
kurar. Sıcak suyla marangoz tutkalı yapılan boncuk tutkalın imalatına
başlarlar. İşleri de çok iyidir. 2 sene çok iyi çalıştırırlar. Amerikalılar
soğuk suyla yapılan tutkalı Türkiye’de imal etmeye başladıktan sonra Ethem baba
fabrikayı kapatmak zorunda kalır. Tutkal işinden sonra nişasta fabrikası
kurarlar. Onu da 2 sene çalıştırırlar. Sonra boya ve apre işine başlarlar ve
çalıştırırlar. Bu işten sonra Aksaray Horhor’da leblebi işine başlar. O zaman
İstanbul’da leblebi işini yapan azdır. Ethem babanın işi çok iyidir. 1963
yılına kadar leblebi işini devam ettirir. Leblebi işini de bitiren Ethem baba
İstanbul Laleli’de Anteplilere ait Fındıklı Toros otobüs firmasında, yazıhanede
çalışmaya başlar. Buldan’da otururken Demokrat Parti’yi Buldan’da kuran kurucu
üyelerindendi. Partide çok sevilen bir insandı; hatta milletvekili adayı olması
için, Buldan teşkilatında istek vardır. Ethem amca kendisi kekeme olduğu için,
kendisinin yerine Mustafa Gülcügil’in seçilmesini istemiştir. İstanbul’a
göçtüğünde de particiliğe devam eder. 1960 da Adnan Menderes’in asılmasıyla
siyaseti bırakır ve kalbinde yaşatır. Yaşadığı müddetçe takım elbisesiz ve
kravatsız dışarıya çıkmazdı. Ayakkabılarının boyasız olduğu kimse görmedi,
çamurda gezerken dahi ayakkabısı boyalıdır. Şeker hastası bir arkadaşı vardı. Ethem
amca ona devamlı iğne yapmaya giderdi. Devamlı takım elbise ve kravatlı
giderdi. Arkadaşı bir gün “Allah aşkına bir gün iğne yapmaya kravatsız gel”
diye takıldı. 14 sene çalıştığı Anteplilerin Fındıklı Toros seyahat
işletmesinden emekli olur. Emeklilik hayatında tamamen kendine İslamiyet’e
verir. Tam derviş hayatı yaşadı, hiçbir vakit namazını geçirmezdi. Çok iyi dini
bilgisi vardı. Her gün mutlaka gazete okurdu. Devamlı kitap okurdu. Okuyacak
kitap bulamazsa kütüphaneden kitap getirir okurdu. Osmanlı tarihine çok
meraklıydı. Devamlı ansiklopedileri incelerdi. Çok titizdi. Her şey dört
dörtlük olsun isterdi, her şey yerli yerinde olacaktı. Doğa ve hayvanları çok
severdi. Evinde kedi beslerdi. Yemekleri etsiz olmazdı; zeytinyağlı yemek
sevmezdi. Emekli günlerinde bahçeyle güllerle uğraştı. Evden camiye, camiden
eve gider gelirdi. Verdiği sözden asla dönmezdi. Sözüne sadıktı. Çok güzel
muhabbeti vardı. Kendisini can kulağı ile dinletirdi. Torunlarına çok düşkündü,
onları çok severdi. Yine bir gün soğuk bir günde camiye hatim duası için gider.
Camide hatim duası yaparken kalp krizi geçirir. Camide yere düşer kelimeyi şahadet
getirmeye başlar. Herkes başına koşar, fakat kurtaramazlar, vefat eder. Daha
önce, ölünce Buldan’a gömülmek için vasiyet eder. Vasiyeti üzerine cenazesi
Buldan’a getirilerek Buldan mezarlığına gömülür. Bu vesileyle hayatını
yazdığımız Ethem babayı rahmetle anarken Buldan’da Yaşam gazetesi olarak mekanı
cennet olsun diyoruz.
Yorumlar
Kalan Karakter: