Abbas Camiini Kara Ahmet Ağa yaptırmış, Abbas Camiinin eski minaresi yıkılarak yerine şimdiki minarenin yapımına başlanıyor. Yıl 1890 -1900 arası. Bu arada okuyucularımızla bir bilgi paylaşalım. Bu minarenin mermer kitabesi üzerinde, caminin yapılış tarihi, yaptıran ve yapan ustanın adları yazılı imiş. Tamiratlar sırasında sökülüp atılmış. Aynı şekilde tespit edebildiğimiz, kütüphane kenarındaki Kemer köprüde, Güroluk çeşmede, Dolma dedesinde vs. kitabeler kaybolmuştur. Böyle kitabeler şehrimizin tarihi açısından önemlidir. Lütfen koruyalım.
Minareyi Hacıağalar (Kara Ahmetler) ailesinden Hacı Emin Ağa’nın yaptırdığı rivayet edilir. Daha sonra Hacı Emin Ağa Sarayköy’e göçmüş. Çakıcı (Çakırcalı) Mehmet Efe, bu minarenin yapımını duyunca hayırım olsun düşüncesiyle bir miktar altın gönderir. Bir süre sonra “Gönderdiğim altın yerinde kullanılıyor mu? ” düşüncesiyle tebdil- i kıyafet Buldan’a gelir. Önce kızanlarıyla Çatak köyüne gelir. Çatak köyünün geçim kaynağı hayvancılık, odun satmak, meşe kömürü satmaktır. Normal kıyafetini çıkararak köylülerden temin ettiği kıyafeti giyer. İki eşek ile meşe kömürünü Buldan’a getirir, demircilere satar, dönüşte Abbas Camii önünden geçerken eşekleri durdurur. Camideki minare yapımını seyreder. Gider birkaç taşı sırtına koydurarak taşır. Bu esnada işçilerle meşgul olan Hacı Emin Ağa, Çakıcı Mehmet Efe’yi tanımış, takip etmektedir. İkinci taşı sırtında taşırken yavaşça yanına gelir, kulağına eğilerek şöyle der “Oğlum Mehmet, hoş geldin. Senin karnın açtır. Var git evimize, yengen karnını doyursun. Birde banyo yap. Büyükçe bir taş var. Onu minarenin temeline ellerinle koy” . Çakıcı Mehmet Efe “Peki ağam” der. Eve gider, gelir. Sonra dört işçi taşı Efenin sırtına koyarlar. Çakıcı Mehmet Efe’de omuzunda taşıdığı taşı temele koyar. Böylece Çakıcı Mehmet Efe’nin minare yapımında hem parası hem de alın teri nasip olmuştur.
Kaynakça – Emmioğlu Yusuf Damgacı 1932