HELVA
Yayınlanma :
31.05.2019 10:02
Güncelleme
: 31.05.2019 10:02

Helvacılar mahallesinin adı niçin konulduğu hakkında kesin bilgi yok. Fakat Helvacıoluk sokakta Ali Salih Yurdasever evinin, mahalleye ilk yerleşen ve helvacılık yapan bir aile olduğu rivayet ediliyor. 1950 li yıllara kadar bu evin bodrumunda helva üretim malzemeleri olduğu bilgisi var. Yalçınkaya(Zehrenti) mahallesinde Osman Başhelvacı(1870-1922) helvacı dükkânında, helva üretim ustası olarak çalışmış. Kendisine ait dükkân açmamış ancak sipariş üzerine evinde helva yapmış. Oğlu Mustafa da helvacı ustası olarak çalışmış.
Şevket Baylar(Helvacı Sağır – 1909-1999) küçük yaşta helvacı dükkânına girmiş, helva yapmayı öğrenmiş, 15 yaşında 1924 yılında ilk helva üretimini gerçekleştirmiş. BEYOĞLU markasıyla helva, tahin, şeker, lokum üretmeye başlamış, helvanın hammaddesi olan susamı, çevre köylerden, Eşme, Alaşehir gibi çevre şehirlerden temin etmiş. Birkaç yıl içinde üretimini artırarak çevre şehirlere, İstanbul’a, Adapazarı, İzmit ve Konya’ya satmaya başlamış. Ürettiği tahinin tümünü İstanbul’daki Koska helvacısına gönderirmiş. Şevket Baylar’ın ablası Çiçek hastalığına yakalanmış ve ölmüş. Kendisi 9 yaşında çiçek hastalığına yakalanmış, İstanbul Cerrahpaşa Hastanesinde tedavi görmüş. Kulağı sağır kalmış, kulaklık takmış, ölünceye kadar kullanmış. Susam ezme işini, taşları döndüren at ile yaparmış. Şeker ve lokum imalatı için İzmir’den Şekerci Cemal, Denizli’den Şekerci Musa adında ustalar getirmiş. 1950 de İzmir’e göçmüş, bir buçuk yıl bakkallık yapmış, tekrar Buldan’a dönmüş. 1953 yılında Buldan’da jeneratör kurularak elektrik üretilmeye başlanmış, Beyler’in evinin bahçesinde çalışmış. Şevket Baylar, dinamo ile çalışan imalat makinaları kurmuş, tahinci beygirleri devre dışı kalmış. Helva, tahin üretimi için aldığı hammadde susamları deve nakliyatçıları(Halıllar, Deveciler, Tek Hasanlar) taşırmış. İmalat helva, tahin, şekerleme, lokumları yine bu deve kervanları Sarayköy ile Alaşehir’e tren istasyonlarına taşırmış. Trenlerle uzak şehirlere götürülürmüş. İstanbul’a gidecek ürünler İzmir’e gider, oradan gemiyle İstanbul’a gidermiş. 1955 yılında kendine ait jeneratörü varmış.
Alman harbinde (İkinci Dünya Savaşı 1942-19469 tüm arabalara devlet el koyunca Buldan – Sarayköy, Buldan – Denizli, Buldan – Alaşehir arası çalışan kamyon olmadığı için üretim ve hammadde mallarının nakliyatı için sadece deve kervanları kalmış. Savaşı fırsat bilen deveciler, nakliyat için fahiş fiyat istemiş, Helvacı Sağır Şevket Baylar bu durumu “Ekonomik Ahlaksızlık” olarak nitelemiş, çok kızmış. Arkadaşlarının birine nakliyatta kullanılmak üzere 9 dişi 1 erkek deve aldırmış, kendi işlerini kendi develeriyle görmeye başlamış. Erkek deve bölgedeki güreşlerde güreşirmiş. İmalathanelerde at, dönerek değirmen taşı ile susamları ezerken bir sandalyeye oturur, randımanlı çalışmasını sağlarmış. Helvacı Sağırın helva imalathanesi, Yukarı Park, kuzey doğu köşesinde, mal loncasının karşısında, Hocanın kahvesine(Arap Zeki Fırını) bitişik idi. Şu anda tekstil üretimi yapılıyor. Alman harbinde veya daha önceki zamanlarda helva üretiminde kullanma amacıyla, kuru üzümü değirmen taşında ezerek tatlandırıcı olarak kullanılmışlar. Develerin savranı Afyonlu Ali’nin babasıymış.
İş hacimlerinin yükselmesi, buna bağlı olarak hammadde ve üretimdeki nakliyat maliyet artışı, yeni pazarlar bulma ihtiyacı, çocukların eğitimi, kızının Denizli’ye gelin gitmesi, toptancıların Denizli’de bulunması sebeplerinden 1967 yılında Denizli’ye taşınmış. Kayhan’da satın aldığı bir değirmende üretime başlanılmış. 1975 yılında dört helva, tahin, şeker üreticisi birleşerek HEL-TA şirketini kurmuş. 1980 de hisselerini satarak helvacılar hayatları sona ermiş.
Helva çeşitleri- Çöven helvası, irmik helvası, un helvası(Tenem helva- Cenazelerde pilav yanında yenmek üzere pişirilen toz helva), köpük helvası, çıtır helva
Helva yapan diğer insanlarımız- Halla, tatlıcı Mülayim Fehmi, Cambaz Nine, Aşçı Münevver
HİKÂYE-Tek Hasan Mehmet ile Tek Hasan Hacı Ahmet arasında veya Kelefe Hafız(Halil Efeoğlu) ile İban Dede arasında yaşanan olay. Bir kahvehane sohbetinde, Kelefe Hafız, İban dedeyi, gece 12 den sonra Kırmızılar kabirliğindeki, Çatal Koca çam ağacı yanında(Şuan ki Cumhuriyet Mahallesi, İtfaiye caddesi, Demircioğlu Apartmanı olduğu yer- Akça Camii yakını) helva karar mısın, şeklinde bir fikir ortaya atılmış. İban Dede çok cesaretli olduğunu kanıtlamak için “Kararım” demiş. Akşam karanlığında çam ağacı yanındaki eski kabire bir kişi girerek saklanmış. İban Dede çam ağacı altına, kabir yanına helva karacağı malzemeleri götürmüş ateşi yakmış. Saplı bakır tavada helvayı (Tenem helva) karmaya başlamış. Bir süre sonra helva kokusu duyulmaya başlayınca, “Artık bu helva pişmiştir” diye söylenerek, kaşık ile bir miktar alarak ağzına götürmüş. Tam bu sırada kabirde saklanan kişi, kabirin delik olan bölümünden elini uzatarak bir avuç helva almış. Böyle yaparak İban dedeyi korkutmak istemiş. Kabirden uzanan eli gören İban dede, elindeki tahta kepçeyi, kabirden uzanan ele vurarak “Çek elini, pişen helvayı diri tatmadan ölü tatmaz” demiş.
Kaynakça- İbrahim Haydar(1924), Selahattin Ülkü(1933), Fehmi Atıl(1937), Dündar Helvacı(1938), Özkan Başhelvacı(1946), Kadir Helvacı(1954)

Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: