Geçmişte insanlarımızın en güzel hasletlerinden birisi “hal yarenliği” idi. Dostlar,komşular,akrabalar bir araya geldiklerinde sohbetler edilir,dertleşilir,ortak sorunlar paylaşılırdı.Hal yarenliği ile birlikte arayıp sorma,karşılıklı dertleşme,yardımlaşma en güzel adetlerimizdendi.Buldanlılar,acıda,tasada,sevinçte her zaman bir olmasını bilirlerdi.Geçenlerde dostlarla biraz da olsa hal yarenliği yapma fırsatı bulduk.Dünün güzel anılarından bu günlere uzanan bir sohbet oldu.Gerçeği söylemek gerekirse gündelik telaşlardan,televizyon dizilerine bakmaktan,internet ve cep telefonlarıyla haberleşmekten hal yarenliği yapamaz olduk.
Günümüzde Buldan halkını özellikle gençleri bekleyen görev ve sorumluluklar var.Sorumluluklarımızın günden güne daha da arttığı bilinen bir gerçek. Hiç bir konuda kimse bana ne diyemez. Buldanlıların sadece günü kurtarmayı düşünmek yerine geçmişten dersler çıkararak akıllı ve kararlı olmaları, sorunlara kararlı ve köklü çözümler aramaları gerekiyor. Sosyal ve kültürel erozyonun önüne geçilmesi, insanlarımızın arasındaki pozitif iletişimin daha da arttırılması gerekiyor. İnsanlarımızın birbirlerinden kaçmaları yerine kucaklaşması gerekiyor. Buldanlıların özlenen güzelliklerde buluşarak dostça dertleşmesi gerekiyor.Günümüzde bu kucaklaşmaların sadece düğünlerde ve cenazelerde bir nebze gösterilmesi yetmez.Karşılıklı saygıyı,sevgiyi,güveni, “uzlaşma kültürü” dediğimiz o güzel hasletleri kaybetmeden güzel davranışları hayata geçirebiliriz.Gereksiz sebeplerle her ailede geçmişten gelen küskünlükler ve dargınlıklar olabilir fakat bunlar bir tarafa bırakılmalı.Yardımlaşma ve dayanışma,hal hatır sorma eski tabirle “hal yarenliği” Buldanlıların geleneklerinde her zaman yaşatılmalı.
İnsanlarımız yıllardır bazı politik zaaflar ve duygusallıklar yanında dedikodu kültürüyle boğuşmaktan yorgun düştüler. Bazılarının nedeni bilinmeyen şahsi kaprisleri ve ben duygusu duyarlı insanlarımızı zaman zaman üzdü. Üzmek bir yana insanımızın iletişim ve dayanışmasını bir şekilde sekteye uğrattı. İster istemez Buldan’ımız için bazı gecikmeleri de beraberinde getirdi.Yıllardır gereksiz çekişmeler ve çıkara dayalı dostluklardan çok incinenler oldu.Bazen insanlarımız asgari müştereklerde bir araya gelmeyi beceremedi.Bazıları yapılan güzellikleri görmek istemedi. Bazen de birinin ak dediğine diğerinin mutlaka kara demesi itibar gördü. Siz ne isim verirseniz veriniz bazıları tarafından bu davranışların adına siyaset denildi. Siyasete yıllardır bu gözle bakanların ve esen rüzgarlardan medet umanların sayısı her geçen gün artsa da siyaset amaç değil insanlara hizmette araç olmalıydı. Elbette geçen yıllar içinde yaşananları kamu vicdanı değerlendirmekle kalmadı Buldan tarihine önemli notlar da düşüldü…
Yıllardır bazı insanlarımız politize olmaktan ve söz konusu yanlış bakışlardan kurtulamadılar. Bazıları olaylara at gözlüğü ile bakmaya devam ettiler.Her zaman bardağın dolu değil boş tarafını görmeye çalışanlar oldu. Çözüm üretmek için atılan bazı adımlar sonuç getirmedi.Panel ve toplantılar ciddiye alınmadı. Son zamanlarda insan ilişkilerinden tutun da ticari,sosyal ve kültürel hayatımıza kadar her alanda güzel değerlerin azaldığı gözleniyor.Sonuçta anlamsız dedikodular kadar bilgi kirliliğinin sonucu oluşan karşılıklı güven kaybı yüzünden insanlar arasında mesafeler daha da artıyor.Son yıllarda dostluklar,komşuluklar ve akrabalıklar eskisi gibi samimi ve candan değil. Değerler ve kavramlar dünyasında fay hatları artarken sosyal depremlerin artçılarından bir türlü kurtulamıyoruz.
Haliyle sosyal ve kültürel erozyon sonucu sığ ve basit düşünen insan sayısı artıyor. Ticari ahlaktaki çöküntüler ve aşırı borçlanmalar yanında tüketim hırsındaki artış üst düzeyde.İnsanlar gergin ve stresli.Patlamaya hazır bir mayın gibi gezenlerin sayısı az değil. Bu sosyal dalgalanmalar aileleri ve toplumu huzursuz ediyor. Eğer Buldan gemisi bu şekilde su almaya devam ederse toplumsal yaralar daha da artacaktır. Buldanlılar özdeki güzel değerlerde birliktelik ve dayanışma sergilerse Buldan’ın her alanda özellikle dokuma ve el sanatlarında,turizm ve ticarette, eğitimde önü açılacaktır. Buldan’ın doğal,kültürel ve sosyal dokusunun bozulmaması için sorumluluklarımız devam ediyor.Geçmişten dersler çıkararak gelecek kuşaklar için bir şeyler yapılması gerekiyor.İyi bilmeliyiz ki “Tarih bilmeyenin, ' tarih bilinci, tarih bilinci olmayanın 'siyasal bilinci’ olamaz.” Bu hal yarenliğinin sonunda kısa kısa özetlersek:
Hal yarenliği dertlerimizi sıkıntılarımızı azaltacaktır.
Bizler istediğimiz sürece güzel değerlerimiz yaşayacaktır.
Sevdiklerimizi,dostlarımızı sık sık arayıp sormakla yeni dostluklar artacaktır.
Sebepsiz yere dostlarımızı kırmak,kırılmak kimseye bir şey kazandırmayacaktır.
Gönül kapılarını açık tutmak sevgiyle kucaklaşmak gücümüze güç katacaktır.
Yıllardır kırılamayan o dedikodu zinciri bizler istersek kırılacaktır.
Gereksiz kin, nefret,hasetlik kimseye fayda getirmeyecektir.
Dostluk, sevgi,hoşgörü gibi değerlerde kenetlenmek insanımızı mutlu kılacaktır.
Çıkar gereği sahte dostluklar, geçici övünmeler kimseye fayda getirmeyecektir.
Paylaştıkça acılar azalacak sevinçler çoğalacaktır.
Her zaman doğru oturup doğru konuşmasını kısacası haddini bilmek değerimizi artıracaktır .
Sabahları bir “günaydın”,bir tebessüm bizlere bir şey kaybettirmeyecektir.
Yolda giderken selam verip almak bizleri daha da yüceltecektir.
“Lütfen “ kelimesi hiç bir zaman ayıplı bir kelime olmayacaktır.
“Özür dilerim” sözü bizim için bir eksiklik değil bir asalettir.
“Sevgi tohumları ekelim,sevgi çınarları yetişsin.” diye gayret ederken “Sevelim sevilelim,Dünya kimseye kalmaz.”gerçeğini unutmamak bir eksiklik değil bir erdemdir.
Yorumlar
Kalan Karakter: