El tezgâhında üretim artışı görülürken, bazı gençler ek iş olarak, ana işlerinin mesailerinin bitimiyle birlikte el tezgâhına giriyor.
El tezgâhında peştamal, şal, fular ve kravat üretimi yapan gençler, çok yüksek rakamlar kazanmadıklarını ancak bütçelerine katkı yapabildiklerini aktarıyorlar.
Baba mesleği olan el tezgâhında üretim yapılmasının sevindirici olduğunu ama geçmişle kıyaslandığında yetersiz olduğunu ifade eden dokuma ustası Duran Değirmenci “Ben dokuma üretimiyle ilgili edindiğim tüm bilgileri genç kardeşlerime aktarıyorum. Bana en son Ahmet Efeoğlu kardeşimiz yardımcı olmamı rica etti. Bende seve seve yardım ediyorum. Ben bu işi yapacak genç dokumacı kardeşlerime her zaman şunu söylüyorum. Dokumacılık yapacaksanız tezgâhınızı seveceksiniz, onunla çocuğunuzla konuşuyor gibi ona dokunacak, okşayacaksınız. El tezgâhı iki kasanın hareketi değildir. Bu sanattır, sizi aç bırakmaz. Kafanızdan her gün proje yapacaksınız. 1945 de yaşanan savaşta ekonomik sıkıntı çeken babalarımız Bursa’dan getirilen ustalar dokumacılığımıza yön vermiş, değişik dokuma ürünlerinin çeşitliliği sağlanmıştır. Buldanlı krizden çıkmasını bilmiştir. O günlerde 110 çeşit ürün yapılmaktaydı. Bunlar arasında çarşaftan, yorgan, yastık kılıfları, Aydın’da pamuk toplayan amelelerin üslüğü, genç kızların çeyizleri, gelinlikleri, mendilden iç giyime kadar tam 110 çeşit ürün bu tezgâhlarda dokunmaktaydı. El tezgâhının ardından havlu dokuma tezgâhlarına rağbet oldu. Buldan halkı havludan çok iyi paralarda kazandı, dokumacımız 40 yıl saltanat sürdü. Ama kendimizi yenileyemediğimiz için, tasarım yapamadığımız için hep geri gittik. El tezgâhına geri dönüşümüzün acı hikâyesi budur. Şimdi herkes sadece üretim peştamal, şal ve fularda yapılıyor. Temenni etmiyorum ama yarın öbür gün bu mallara talep kesilirse çok bocalarız. Onun için tasarıma, konfeksiyona, ürün çeşitliliğine kısacası dokumacılıkta gerçek anlamda devrime ihtiyacımız vardır. El tezgâhları 80 santimetreden 220 santimetreye kadar dokuma yapılabilir. Şu anda genç beyinlerimiz çeşitli ürün varyasyonları denemelidir. Birbirlerini taklit etmektense kendi ürün yelpazelerini genişletmelidir. Aksi takdirde dokuma gemimizi batırırız. Unutmayalım Buldanlı sanatkârdır, ustadır. Dokumacılık yapılan diğer yörelerden farkımız yaratıcılığımızdır. Dokumacılığımızın reklâmını çok iyi yapıyoruz. Üretimimizi ayağa düşürmezsek, birbirimizle kıyasıya rekabet yapmazsak, el emeği göz nuru ürünlerimizi iyi fiyatlarla değerlendirebilirsek ve aynı zamanda yeni ürünlerle imalatlarımızı artırabilirsek Buldan dokumacılığı en iyi yerlere gelir, yeni nesil genç dokumacılarımızda baba mesleklerinde ekmeklerini kazanır” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: