Yaz mevsimi bunaltıcı sıcaklarla hızla geçiyor. Festival derken Ramazan geldi.“12.Buldan Dokuma Kültür ve El Sanatları Festivali” de Haziran’da rüya gibi geldi geçti. Buldanlılar olarak festivaller vesilesiyle bir yeni bir şeyler yapılması gerektiğine inanıyoruz. Geçmişte var olan güzel hasletleri ortaya çıkarmak ve yaşatmak zorunda olduğumuzu da biliyoruz.. İnsan ilişkilerinden tutun da ticari, sosyal ve kültürel hayatımıza kadar her yerde bizi olumsuz etkileyen yozlaşmalara dur demesini bilmek zorundayız. Sonuçta gereksiz dedikodular ve bilgi kirliliğinin sonucu oluşan karşılıklı güven zedelenmeleri yüzünden insanlar arasındaki mesafelerin büyümesini engellemek zorundayız. Toplum olarak hızlı bir süreçten geçiyoruz. Günümüzün toplum anlayışıyla kavram kargaşalıkları yanında değer ölçülerimiz hızla değişiyor. Son kırk elli yıldır değer ölçülerimiz daha da değişmiş durumda.Değerler ve kavramlar dünyası değişik sebeplerle ilişkilerimizi olumsuz etkiliyor.Önemli olan Buldanlılar’ın güzel değerlere sahip çıkarken güzel düşünceleri ve güzel bakışları devam ettirebilmesidir.
Günümüzde doğru düşünenler dimdik ayakta kalmasını bilmelidir. Nemelazımcılık, bir anlayış haline gelse de sorumluluk sahibi insanlar her zaman cesur olabilmelidir. Dahası çıkar hesapları ve çıkara dayalı dostluklar topluma egemen olsa da çıkara hayır diyen gönül dostlukları ebediyen yaşatılmalıdır. İnsanlardaki kuşkulu ve tedirgin bakışlar yanında güvensizlik duygusu özlenen kaynaşmalara ve dayanışmalara engel olsa da Buldanlılar özde kaynaşmayı başarmak zorundadırlar. Festivaller sonunda Buldan’ın geleceği için daha çok kafa yormak, değişik fikir ve projeler üretmeye zaman ayırmak gerekiyor. İşte günden güne çığ gibi büyüyen işsizlik gerçeği ve insanlarda kamçılanan tüketim hırsı…Dahası ticari,sosyal ve kültürel hayatta uğranılan kayıplar...İşsizlik ve güzel değerlerin kaybolması sonucu genç kuşakta gözlenen geçimsizlikler ve boşanmalarla ilgili istatistikler ortada...Ticari ve genel ahlaktaki ciddiyetsizlikler üzücü.İnsanlar gereksiz sebeplerle öfkeli ve gergin.Bir an önce çözüm gerektiren sosyal yaralar insanları huzursuz ediyor...Sonuçta,gereken önlemler alınmaz ve Buldan gemisi değişik yerlerden su almaya devam ederse tüm Buldan ve Buldanlılar zarar görecektir.Bu sebeple kimse “bana ne” diyemez.
BAZI GERÇEKLER
Amaç, sadece günü kurtarmak olmamalı. Yarınlar için ve gelecek kuşaklar için bir şeyler yapılmalı. Yeni yetişen kuşaklar -geçmişten dersler çıkarılarak- yarınlara umutla bakabilmeli.Tüm sorunları çözecek olanın Buldan insanının birlikteliği ve iradesi olduğu unutulmamalı.Festivaller planlanırken Buldan’ın geleceği için bazı düşünceler hayata geçirilmeli…Güzel değerlerimiz söz konusu edilirken bir gerçek daha var ki Ramazan Ayı’nın başladığı şu günlerde bazılarının inanç dünyamıza ters düşen bakışlarla değişik davranış biçimleri ve insanlara yaklaşım şekilleri pek hoş değil.Bir zamanlar yedi sekiz tane Medresenin bulunduğu,Tasavvufun merkezi bu kültür ve inanç diyarında insanlar kendi camialarından olmayan insanlara farklı gözle bakmazlardı.Son zamanlarda bazılarının kendilerine yakın olmayanlara selam dahi alıp vermemeleri muhafazakar insanları bir şekilde üzüyor.Bu hassas konularda inanç değerlerimize ters düşen bazı davranışlara son verilmezse toplumsal kaynaşmamız daha çok yara alacaktır.Din kardeşliği yerine cemaat kardeşliği,gönül dostlukları yerine siyasi dostluklar daha çok ön plana çıkarılırsa sonunda çıkara dayalı farklı dostluk biçimleri insanlar arasında daha çok itibar görecektir.Üstelik toplumsal bölünmeler ve ayrışmalar ile toplumsal fay kırıkları hızla artmaya devam edecektir. Sonuçta bizi biz yapan güzel değerler ve toplumsal dengeler birer birer bozulacaktır. Sosyal yapıda görülen fay hatları belki daha da derinleşecek ve toplumsal barış daha çok zedelenecektir. Günümüzde fikri, zikri,cemaati,tarikati,siyasi düşüncesi ya da dünya görüşü ne olursa olsun tüm Buldanlıların daha çok sevgi,saygı ve hoşgörüye;kucaklaşmaya ve toplumsal uzlaşmaya ihtiyacı vardır.İnanç değerlerimiz ve kültürel değerlerimiz zaten bunu gerektirmiyor mu? Bazıları ”Yaratılanı yaratandan ötürü sevmek” anlayışını bilmezlikten ve görmezlikten gelemezler…O halde bu mübarek ay vesilesiyle ”Sevgi tohumları ekelim ki sevgi çiçekleri açsın. Sevgi çınarları büyüsün…”
TARİH BİLİNCİ
Her festivalde ve yapılan her toplantıda Buldan için güzel şeyler söylenir. Güzel konuşmalar yapılır. Buldan’a özgü bazı değerlerin korunması gerektiği de telaffuz edilir. Festival dolayısıyla yıllardır ortaya çıkan bazı tespitlerin bir kez daha hatırlanmasında fayda görüyorum. Tarihi evler ve restorasyonları ile ilgili projelerin hayata geçirilmesi yolunda atılan adımlar sevindirici bir gelişme… Buldan’da sadece dokumacılığımızı ve tarihi evlerimizi değil;unutulmaya yüz tutmuş kültürel zenginliklerimizi ve doğal güzelliklerimizi de planlı bir şekilde ve belli projeler dahilinde ortaya çıkarmaya çalışmak gerekiyor.Özellikle yerel siyasetçilerin ve seçilmişlerin, “Tarih bilmeyenin, ' tarih bilinci ', tarih bilinci olmayanın 'siyasal bilinci’ olmaz” gerçeğini hiç unutmamaları gerekiyor. Bu gerçeklerle Buldanlı tüm siyasetçilerin siyaset bilinci olgunlaşmalı, seviye yükselmeli, siyaset bir amaç değil hizmete bir araç olarak görülmelidir. Geçmişte olduğu gibi birileri siyaseti hep amaç olarak düşünüp popülizm peşinde koşmamalıdır. Sonuçta kaybeden her zamanki gibi kendileriyle birlikte Buldan ve Buldan’a özel değerler olacaktır.
Altı yıl önce Sempozyumda ortaya çıkarılan değerlerimizi ve geçmiş festivallerde düzenlenen panellerde ortaya atılarak tartışılan güzel fikirleri kayıt altına almak kadar yaşama geçirmek çok önemliydi. Özellikle mutfak kültürümüzü;evlerimizi,düğünlerimizi;halk oyunlarımızı;atasözü ve deyimlerimizi;türkülerimizi;dokumalarımızdaki renk ve desenleri;unutulan el sanatlarımızı;halk kahramanlarımızı;mizah kültürümüzü;tarihi ve doğal zenginliklerimizi kapsamlı bir şekilde kayıt altına almak kadar bu güzel değerlerin yaşatılması,gelecek kuşaklara aktarılması gerekmektedir.Ecdat yadigarı bu güzel diyara,kültürel ve doğal güzelliklere ve dokuma sanatına sadece sahip çıkmak yetmez. O asil insanların bizlere emanet ettiği sanat ve kültür değerlerini,inanç değerlerini,tarihi mirası,ahlaki ve insani değerleri de korumak,yaşamak,yaşatmak,hatta gelecek kuşaklara aktarmak gerekmektedir.
Sadece dokuma sanatı değil tüm el sanatları; sedirinde,divanında,sofasında,sofrasında,ocak başında,çıkrık başında,tezgah başında,bağlarında,çeşme başlarında yapılan sohbetler;geçmişten süzülüp gelen estetik güzellikler birer birer araştırılarak gün yüzüne çıkarılmalıdır.Bunların kültürel kimliğimizin ve öz geçmişimizin en önemli değerleri olduğu kadar geleceğimizin sigortası olduğu unutulmamalıdır...Her festival sonrası değerlendirmelerde bunlar bir kez daha aklın süzgecinden geçirilmelidir.Buldan’ın günümüzde “Turizm ve Ticaret Merkezi” olması Buldan’a ve Buldanlılara çok şeyler kazandıracağı unutulmamalıdır…
BULDAN AÇILIMI
Değişik açılımların tartışıldığı günümüzde insanlarımız, “Buldan Açılımı” ana başlığında yapılacak toplantılarla daha değişik fikirleri ve projeleri hayata geçirilebilirler. Günümüz Buldan’ının bir çıkmaz sokak görüntüsünden kurtarılması için daha kararlı adımları atabilirler. Öyleyse Buldan için tespitler doğru yapılmalı; çözümlerde doğru ve kararlı adımlar atılmalı,sorunlara hep birlikte çözümler aranmalıdır.Sorular ve sorunlar yumağından kurtulmak için dost meclislerinde,belediye meclisinde,oda ve kooperatif meclislerinde,okulların“Aile Birliği” toplantılarında,çarşıda,pazarda laf yerine bir birinden güzel fikirler üretilmeli ve bunlar her platformda cesurca tartışılmalıdır.En önemlisi,Buldan’ın ve Buldanlının mevcut sorunlarının yine Buldan Halkının atacağı kararlı adımlar ve Buldanlıların birlikteliğiyle çözüleceği hiçbir zaman unutulmamalıdır.Öyleyse geç kalmadan “hadi gari” diyebilelim.Mübarek Ramazan Ayı’nın daha çok birlik ve beraberliğe,daha çok kardeşliğe vesile olması dileğiyle her şey gönlünüzce olsun.
Yorumlar
Kalan Karakter: