DOĞRU OTURUP DOĞRU KONUŞALIM
Buldan’da Yaşam Gazetesi’nin 1. Sayısında yani bundan tam sekiz yıl önce yayınlanan ilk yazımı hatırlayanlar olacaktır.
Yayınlanma :
08.11.2013 16:10
Güncelleme :
08.11.2013 16:10


***
“Her zaman olduğu gibi konumuz yine Buldan ve gerçekler olacak... Buldan’ın gerçekleri ve güzellikler bu köşede yine konumuz olacak. Zaman zaman gerçekleri tartışırken amacımız bağcıyı dövmek değil bu bağın içinde yaşanan güzellikleri bulmak ve görmek olmalı... Açıkçası doğru oturup doğru konuşurken olduğumuz gibi görünmeli, göründüğümüz gibi olmalıyız...
Geçmişten gelen güzel değerleri yaşatırken bu değerlerde buluşmalıyız...
Güzel değerlerin yaşatılması için : Gelin şu yalan dünyada sevdiklerimizi,dostlarımızı sık sık arayıp soralım;gereksiz yere kırılmayalım .
Gelin gönül kapılarını açık tutalım,sevgiyle kucaklaşalım. Gelin bizleri rahatsız eden bazı tabuları ve dar siyasi anlayışları hep birlikte yıkalım,at gözlüklerini çıkarıp atalım.
Gelin yılların kıramadığı dedikodu zincirini hep birlikte kıralım. Bize dedikodular değil bilimin gerçekleri yol göstersin.
Gelin kini nefreti bir yana atalım;dostluk,sevgi,hoşgörü zincirinde kenetlenmeyi bilelim...
Gelin birbirimizi sadece düğünlerde ya da cenazelerde hatırlamayalım...
Gelin protokol icabı sahte dostlukları bir yana bırakalım ,gerçek gönül dostluklarında buluşalım.
Gelin bundan böyle güzellikleri sevdiklerimizle;acıları ve sevinçleri dostlarımızla paylaşalım.
Gelin birbirimizden uzaklaşıp kaçmayalım aksine kaynaşıp kucaklaşalım...”
***
“O halde doğru oturup doğru konuşalım:
Buldanlılar olarak sabahları bir “günaydın”ı,bir tebessümü çok görmeyelim birbirimize...
Verilen selamı almayı bir külfet saymayalım.“Merhaba” demenin,selamlaşmanın borç para vermek olmadığını iyi bilelim.
“Lütfen “demenin ayıplı bir kelime olmadığını da iyi bilelim.
“Özür dilerim” sözünün bizim için bir eksiklik değil bir yücelik olduğunu kavrayalım.
Kalabalıklar içindeki yalnızlık çemberini bu güzel sözlerle ve tebessümlerle hep birlikte kıralım.
Aslında çok zor şeyler değil bunlar ...
“Sevgi tohumları ekelim,sevgi çınarları yetişsin.”diye gayret edelim. “Sevelim sevilelim,Dünya kimseye kalmaz.”gerçeğini bilelim...
Buldan’ın o kökü mazide olan güzelliklerini yeniden yeşertmek için el ele verelim.
Bir zamanların o yeşil Buldan’ını,güleç yüzlü insanlarını ve dostluklarını hatırlayalım.
Haydar bağlarından o yanık türküler duyulmasa da; Yukarı Bucak’tan şen kahkahalar gelmese de gelin biz güzellikleri paylaşmayı bilelim.”
***
“Bunlarla bitmedi ,Buldan insanının bitmeyen özlemleri hala sürüyor... Öyleyse doğru oturup doğru konuşalım:
Buldanlı, yemyeşil ve tertemiz bir çevreyi özlüyor.
Buldanlı, masmavi berrak gökyüzü ve kirlenmemiş bir havayı özlüyor.
Son zamanlarda politika kirlenmiş,sular kirlenmiş,ticari ilişkiler kirlenmiş olabilir...
Kısacası bazı insanların vicdanları da kirlenmiş olabilir... Ama Buldanlı, tüm bu kirliliklerden arınmayı özlüyor... Buldanlı,kucak kucak sevgi ve dostlukları özlüyor. Buldanlı, insanları küçümseyen ve aşağılayan bazı şaşı bakışların düzelmesini özlüyor. Buldanlı,ben yerine biz diyen candan insanları görmeyi özlüyor... Buldanlı, dokumacının çilesinin bitmesini özlüyor. Buldanlı, çıkar ilişkileri değil gönül ilişkilerini özlüyor. Buldanlı, vicdanlar uyansın,gönüller dirilsin istiyor. Buldanlı ayrık otlarından kurtulurken sevgi çiçekleri açsın istiyor. Buldanlı, Mevlanaların,Yunus Emrelerin,Hacı Bektaşi Velilerin,Ahmet Yesevilerin, kısacası Anadolu aşıklarının ve Anadolu Erenlerinin Anadolu’da oluşturduğu “sevgi toplumu” yeniden oluşsun istiyor... Buldanlı, şefkat,merhamet kelimelerinin gerçek hayata geçmesini istiyor. Buldanlı, birileri acı çekerken,birileri sefahat içinde çalıp oynamasın istiyor. Buldanlı,birileri aç gezerken birileri zevk aleminde israf etmesin istiyor. Çünkü Buldanlı, geçmişte birlikte güler birlikte ağlar,acıda ve sevinçte bir olmayı bilirdi... Bu gün de o günlerin özlemiyle geleceğe umutla bakmak istiyor... Buldanlı, yozlaşan değil öz değerlerini yaşatan insanları özlüyor. Buldanlı, bencillikler sona ererken gönül kapıları kapanmasın istiyor. Buldanlı, insanımız hiçbir yerde horlanmasın,dışlanmasın,aşağılanmasın istiyor.
Buldanlı,birbirimizle artık kucaklaşalım,” bir olalım ,diri olalım” istiyor. Kısacası Buldan’ı seven,bu ülkeyi seven ve samimi olan herkes artık yıkılamaz sanılan bazı tabular yıkılsın diye özlemle bekliyor...
O halde doğru oturup doğru konuşalım...Bu özlemler doğrultusunda ve taşıdığımız sorumluluklar gereği gelecek kuşaklara kalkınmış,gelişmiş,mutlu insanların diyarı yemyeşil bir Buldan bırakmak çok mu zor?..Aslında çok zor da değil,ne varsa özümüzde var... Cevher her zaman içimizde gizli...Bizlere düşen ise daha çok çalışmak ve o külü birazcık eşelemek olacak...” ***



Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: