Gençliğinde yöremiz efelerinin yanında kızanlık yapan ve Kızan lakabıyla tanınan Açık Salih, Cumhuriyet döneminde efeler dağdan inince, işsiz kalmış. Tuttuğunu koparan baş pehlivanları anımsatan cüssesiyle, çevresinde biraz korkutarak, tanınmış biriymiş. Dağlarda gezmeye alışkın olduğundan, kendine seyyar pazarcılık mesleğinin uygun olacağını düşünmüş ve bu işe soyunmuş. Mahalle aralarında çulfalardan ve loncada kurulan mal pazarından aldığı yerli malları çuvallara doldurur, daha ziyade Aydın ve civarına mal satmaya gidermiş.
Açık Salih evinin bahçesinde tavuk ve horoz da beslermiş. Biriktirdiği yumurtaları, aldığı malın parasını ödeyemediği zaman; dokumacıyla takas edermiş. Rahmetli Seyrek Habip’ den de mal alırmış ilk zamanlar. Aldığı malların parasını ödemeyi pek sevmediğinden, bir sepet yumurtayla dükkanına gelmiş:
-“ Borçlarımın zamanı geçti, bir türlü ödeyemedim. Al şu bir sepet yumurtayı. Bir miktar borçtan düşersin. ”
Habip Amca seslenmeyince. Bu işi alışkanlık haline getirip, her Perşembe yumurta getirmeye başlayınca:
- “Gızan Sali! Yeter gari yumurta getirdiğin. Biraz da para getir. Sen bu yumurtaları gittiğin pazarlarda sat. Parasını al gel. Borcunu bu şekilde öde!”
Açık Salih bir gün Nazilli pazarına mal götürüp, yayınmış. O gün işler iyi gitmiş. Peşin parayı bulunca neşesi yerine gelmiş. Ertesi gün de Köşk’e geçecekmiş Akşama doğru Pazar yerindeki hana gidip, bir oda tutmuş. Doğru hanın altındaki meyhaneye dalmış.
-“Usta, kolay gelsin. Mis gibi kokular geliyor? Ne pişiriyorsun?”
- “Deve etinden saç kavurma yapıyorum.”
-“Hemen bir tas kat gel. Karnım bek açıktı. Sabahtan beri bir şey yemedim.”
- “Az sabret, daha tam pişmedi.”
-“Ben bi ucundan başlayagoyan. Sen arkasından takviye yaparsın. Ala bötü, aç karnına iyi gider. Gelirken yanında bir karafaki rakı getir.”
Gelen siparişleri beş dakikada yalayıp, yutmuş.
- “Usta, aynısından!”
Bir tas kavurma, bir sürahi rakı. Aynı sipariş sekiz on defa yinelenmiş. Meyhaneciye hesabı ödemiş ve hana yatmaya gitmiş.
Eskiden meyhaneci ve hancı gibi meslek erbabı olanlar vaziyetinden ve sağlığından kuşku duydukları müşterilerini karakola bildirirmiş. Meyhaneci Açık Salih’ in bu kadar yiyip içmesinden kuşkulanmış ve durumu jandarmaya bildirmiş. Jandarmanı komutanı hemen hana iki zaptiye göndermiş. Kızan Salih’in yattığı odanın kapısını dipçikle vurmaya başlamışlar.
-“Aç kapıyı! Jandarma!”
Uyku sersemi yatağından kalkan Kızan kapıyı açar açmaz zaptiyeler kelepçeyi takmışlar.
-“ Yürü! Komutan seni getirmemizi emretti”
Ne olup bittiğini soracak olmuş ama cevap yerine dipçiği yemiş. Düzgün bir ticaret hayatı olmadığından, alacak, borç yüzünden biri şikayet etti diye aklından geçirmiş. Komutanın huzuruna çıkarmışlar.
- “Akşam Yorgi’ nin meyhanesinde on porsiyon saç kavurmayla on karafa ki rakıyı götüren sen misin?”
- “Evet, benim komutanım! Bir kusurumuz mu olmuş?”
- “Yok yok! Meyhaneci senin sağlığından kuşkulanmış, bize bildirdi. Biz de seni bu gece sabaha kadar uyanık tutacağız . Anlayacağın seni misafir ediyoruz!”
Komutan Buldan tabiriyle siylim, iştahsız, zayıf, çelimsiz ve huysuz bir ve adammış. Kızan’ın bu iştahlı yeme ve içmesinden etkilenmiş . Ertesi sabah nezarethaneden çıkarken onu tekrar odasına çağırtmış.
- “Senin bu iştahla yiyip içmenin belki bana da yararı olur diye çağırttım. Benim de iştahım açılır. Bu akşam seni aynı meyhanede misafir edeceğim. Bir yere gitmeye kalkışma!”
Komutandan korkusuna, “ Bu kadarına şükür! Bir Pazar eksik gidiveririm” deyip akşam olunca Yorgi ’nin meyhanesinin yolunu tutmuş. Komutan gelince birer tas saç kavurma siparişi ve yanında bir karafaki rakı. Komutan bir tas kavurmayı zar zor yiyip, iki kadehte rakı, içebilmiş. Açık Salih ha bire sipariş veriyor, komutan da ağzı açık onu seyrediyormuş. Bir ara meyhaneci gelmiş, usulca komutanı uyarmış:
-“ Komutanım, bu adam doymak bilmiyor. Boşuna uğraşma, sen bunu doyuramazsın” deyince kendine gelmiş.
-“ Derhal servisi kapat! Bu adam seni de beni de batıracak! Şimdiye kadar yenilip, içilenin hesabını benden al. Gerisi kendine ait. Herifçioğlu deyman gibi mübarek. Eveyi deveyi yedi.Doymadı.”
Can dostu, güzel insan Mehmet Seyrek; teşekkürler ……
Yorumlar
Kalan Karakter: