Denizli ili Buldan ilçesi Kadıköy çayı üzerinde, Derbent köyü hudutları içinde yapılmıştır. Sulama amaçlı yapılmış Buldan ilçe hudutları içerisinde olmasına rağmen seviye olarak ancak Manisa ili Sarıgöl ilçesi hudutları içindeki araziler sulanmaktadır. DSİ kontrol ve programında yapılan barajı mütahit Faruk Ağaoğlu – Latif Serpil ortaklığı DAL şirketi yapmıştır.1964-1967 yılları arasında yapılmıştır. Toprak ve kaya gövde dolgu tipinde olan barajın gövde hacmi 600 bin metreküp su, akarsu yatağından yüksekliği 59 m, normal su kotunda göl hacmi 46, normal su kotunda göl alanı 30 kilometrekaredir. 2.440 hektarlık bir alanda sulama hizmeti vermektedir. Baraj 1967 yılında su tutmaya başlamıştır.
DERBENT KÖYÜ
Derbent Köyü yerleşim alanı ve arazilerinin çoğu su birikme alanı içinde kaldığı için köyün bir başka yere taşınmasına karar verilmiştir. Denizli- Manisa karayolu kenarında bulunan. O zamanki muhtar Osman Büyükgürsoy’a ait (daha önce Gömbe ailesine ait) tarla ve bitişiğinde ki ……………………….. ait tarla İl imar ve Mesken Müdürlüğünce yeni köyün yerleşim yeri olarak kararlaştırılmıştır. Osman Büyükgürsoy’a ait tarla İl İmar Müdürlüğünce parsellenir. Yapılacak evlerin planları da il İskan Müdürlüğünce hazırlanır. Köylü vatandaşlar kendilerine düşün arsa üzerine kendi evini kendisi yaptırır. 1969 yılında aileler eski köyü tamamen boşaltarak yeni evlerine taşınıyor. Baraj su alanında 7000 dönüm arazi istimlak edilmiştir. Köyde ki evlerin ve arazilerin istimlak bedelleri ödenmiştir. 1967-68 yılında 90 hane sonraki senlerde 40 hane toplam 130 hane göç etmiştir. Tahmini 500 kişi göç etmiştir. Osman Büyükgürsoy’un yanında ki tarlaya keyfi, plansız yerleşim olmuştur. Köyden kadastro geçmesine rağmen 2011 yıl sonu itibari ile her vatandaşa müstakil tapu verilmemiştir. Şimdi ki muhtar Hasan Hüseyin Öz valilik kanalı ile resmi işlemleri başlatmış, kısa zamanda vatandaşın müstakil tapu alacağı beklenmektedir.
BARAJ KENARINDA PİKNİK
Barajda su birikmeye başladıktan sonra, çevrede ki insanlar tarafından dinlenme ve eğlenme amacıyla ilgi alanı olmaya başlamıştır. Ancak bugüne kadar baraj gölü çevresine, piknik yapmaya gelenlerin faydalanabileceği bir tesis yapılmamıştır. Baraj suyuna özel idare ve şahıslar tarafından değişik zamanlarda balık bırakılmıştır. Ancak barajda yakalanan balıklarda balık tenyasına rastlanmıştır. Baraj çevresine giden aileler, insanlar içinde hoş vakit geçirenler olduğu gibi, birkaç ölümcül kaza olayı da yaşanmıştır.
Yaşları 14-17 arası değişen bir grup arkadaş 23 Nisan 1974 günü Çocuk Bayramından sonra, değişiklik olsun diye, hoşça vakit geçirmek için Derbent Barajına gitmeye karar verirler. Yola çıkarken mahalle bakkalından helva ekmek alırlar. Törenler bittikten sonra Yenimahalle, Sabuncu, Yonatça, Işıklar, Tarakçı çeşme, Alacaoğlu köy yolunu takip ederek, baraj gölü kenarına varırlar. Dinlenirler ve yanlarına aldıkları helva ve ekmeği birlikte yerler. Bir süre sonra akıllarına baraj gölü kenarında su içinde yürümek düşüncesi gelir. Çorapları ve ayakkabıları çıkararak ellerine alırlar. Pantolon paçalarını dizlerine kadar sıyırırlar. Kenardan bir metre kadar suya girdikten sonra sahil boyunca yürümeye başlarlar.
NECDET’İN ACI SONU
Arkadaş grubunun en önünde suda yürümekte olan Necdet birden suya dalar, çıkmaz kaybolur. Onun gerisinden gelmekte olan arkadaşları hemen su dışına kaçıyorlar. Bir süre bekliyorlar. Su yüzüne çıkarsa yardım edecekler ama Necdet’ten bir haber yoktur. Biraz panik birazda korku ile koşarak Buldan şehir merkezine geliyorlar. Hem kendi ailelerine hem de Necdet’in ailesine haber veriliyor. Ayrıca olay Savcılık ve Jandarmaya bildiriliyor. Yetkililer çocukların aileleri, halktan duyanlar baraj gölü kenarına olayın olduğu yere gidiyorlar. Ortalık anacık-babacık günü olmuştur.
İLK YARDIM FAALİYETLERİ
Necdet’in babası Kara Mustafa’nın arkadaşları yoğun bir çaba göstermeye başlarlar. İlk akla gelen Sarayköy- Menderes ovasında, menderes nehri ve su kanallarında iyi yüzme bilen kişilerin getirilmesidir. Ali İhsan Şenözen, İhsan Avralı ve Kazım Kölgesiz bir cip ile Sarayköy ilçesi Ahmetli Köyüne giderler iki kişi getirirler. Belediye binasından getirilen yangın kancaları ile gelen bu yüzücüler ( halk onlara dalgıç diyordu), baraj gölünü bir baştan bir başa iki defa yüzüp geldiler. Kancaları suya daldırdılar. Ama Necdet’e ölü veya diri ulaşamadılar. Akşam karanlığı olmuştu. Yetkililer ve Necdet’in yakınları, İzmir’den uzman dalgıçlar getirilmesine karar verdiler.
İZMİR’DE DALGIÇ ARAMA
Gece Kazım Kölgesiz’in Murat-124 taksisi ile Ali İhsan Şenözen ve İhsan Avralı birlikte İzmir’e giderler. Buldanlı hemşerimiz İzmir- Ballıkuyu’da oturan Alıgıdık Cengiz Coşkun’un evine misafir olurlar. Buldan’da yaşanan olayı anlatırlar. Sabahleyin Cengiz Coşkun’un amcasının oğlu, milli dalgıç Süleyman Coşkun’un Balçova da ki evine giderler. Süleyman Coşkun, o anda Turgutlu ilçesindedir. Telefon ile konuşurlar. Süleyman Coşkun, Buldan’dan gelen bu ekibe, Eşrefpaşa’da bir demir tüccarının adresini verir, selamını iletmelerini söyler. Demir tüccarının dükkanına giden ekibe tüccar İzmir- Kordon’da bir kahvehane ismi verir, kahvehanede vakit geçiren Bayburtlu Mehmet’in ismini verir. Ekip kahvehaneye gider, kahvehane işleticisine soralar, işletici bir masayı işaret eder. Masaya varırlar, selam verirler, Bayburtlu Mehmet ile tanışılır, durumu anlatırlar. Bayburtlu Mehmet şartları kabul edilirse Buldan’a gideceğini söyler. Şartları şöyledir. İzmir’den Buldan’a özel araba ile getirip götürecekler. Üç dalış yapacak. Cesedi çıkarırsa 150 lira çıkaramazsa 100 lira verecekler. Akşama İzmir’e dönmüş olacak Buldanlılar şartları kabul ederler. Bayburtlu Mehmet’i bindirirler taksiye, ikindiden sonra Derbent baraj gölüne gelirler. Resmi görevliler ve halk orada beklemektedirler.
SU UYUR
Bayburtlu Mehmet kıyafetlerini giyer. On beş dakika suda yüzer birkaç defa dalar çıkar. Sonra sudan çıkar, kalabalığın yanına varır. Bayburtlu Mehmet’in cesedi sudan çıkarmadan gelmesi üzerine, kenarda bekleyenlerden kravatlı birisi “ Dalgıç parayı çok almak için kasıtlı çıkarmıyor” diye konuşur. Dalgıç Bayburtlu Mehmet savcı olduğunu bilmediği bu kişiye şöyle cevap verir. “ o kadar kolaysa, gir kendin çıkar! “ Kalabalığın içinde şöyle bir konuşma daha olur. B.İ. şöyle konuşur “ Çingen mi? Cabar mı? Ne olduğu belli olmayan birini dalgıç diye getirmişler!” Bu sözü duyan kalabalık içinde ki Veysel Mehmet, ona şöyle cevap verir. “Kepenek altında er yatar, giyimiyle kimse hakkında karar verilmez.” Bu ve benzeri sözleri duyan dalgıç Bayburtlu Mehmet kendisini İzmir’den getirenlere şöyle der; “ Anlaşmamızda akşama İzmir’e dönerim şartı vardı. Şu anda 100 lirayı alır giderim. Ama ileri geri konuşulan bu sözler üzerine, şimdilik gitmekten vazgeçiyorum. Bu gece Buldan’da kalacağım. Dünyada ki bütün sular sabahleyin 5ile 6 arası uyur, bulanık olmaz.”
NECDET’İN CESEDİ
Akşam karanlık olunca, birlikte şehir merkezine gelirler. Dalgıç Bayburtlu Mehmet’e yatacak için şehir oteli, yemek için Benlinin lokantası gösterilir. Bayburtlu Mehmet, lokantada kuru fasulye – pilav yoğurt yemiş, otele gidip yatmıştır. Sabahleyin 4’te Bayburtlu Mehmet otelden alınır. Resmi görevliler ve Necdet’in ailesi ile birlikte Derbent baraj gölü olay yerine gidilir. Hazırlıklar yapılır. Güneş doğmak üzereyken, saat 05.00’te dalgıç Bayburtlu Mehmet baraj suyuna dalar. 5 dakika sonra eliyle cesedi, su yüzüne çıkarıyor. Allah(cc) rahmet eylesin.
Kaynakça: Ali İhsan Şenözen
Duran Büyükgürsoy
Reşat Çalışkan
İnternet
Yorumlar
Kalan Karakter: