Vaktin birinde iki katlı bir konakta, hali vakti yerinde Buldan eşrafından bir ağa yaşarmış. Ağanın üç hanımı varmış. Dördüncüye niyet etiğinde hanımları ve çocukları bu işe karşı çıkmışlar ama ağayı ikna edememişler. Günün birinde mutlaka genç ve güzel bir hanım alacağım, karışamazsınız bana demiş.
Buldan’a o yıllarda bir zabıt kâtibi atanmış. Güzeller güzeli bir kızı varmış. Ağa bu güzel kızı ilk gördüğünde istemeye karar vermiş. Araya koyduğu görücüler vasıtasıyla kızı istetmiş.
Anne baba önce vermek istememiş, kızın da gönlü olmamış dördüncü eş olmaya. Ama gel zaman git zaman ağa ısrarından vazgeçmemiş, hediyelerle ailenin gönlünü almaya çalışmış. En sonunda kızın babası- Kızımın elini sıcak sudan soğuk suya değdirmeyeceksin. Bir dediğini iki etmeyeceksin, ancak bu şartlarla veririm kızımı demiş. Kızın babasının dediği her şart yerine getirmeyi kabul eden ağa, şanına yakışır bir düğünle evlenmiş.
Gerçektende dördüncü hanımın bir dediğini iki etmiyor mu? Bu durumu kıskanmaya başlayan diğer hanımlar ağadan korktukları için bir şey yapmaya cesaret edemiyorlarmış.
Zaman içinde ağanın dördüncü karısından üç kızı olmuş ama ağa illaki oğlan olsun istiyormuş. Ev içeri oğlan olsun diye çare aramaya başlamışlar. Konağın hizmetkârları Kutup Ümmü ve Köse Meryem de bu sorunu öğrenmişler ve ağanın huzuruna çıkmışlar.
- Ağam bizim mahallede baklavacı diye ünlenmiş bir kadın var. Bu hususlarda elinden her bir şeyler geliyor, ilaçlar yapıyor, kurşun döküyor, fallar bakıyor. Gelecekle ilgili haberler veriyor.
- –Eğer bu işi becerirseniz size birer burgam bilezik benden hediye demiş ağa.
Ödülün sevinciyle hizmetkârlar doğruca baklavacı kadının evinin yolunu tutmuşlar. Kapısını çalmışlar dertlerini anlatmışlar. Baklavacı kadın bunlara ilaç hazırlamış, bu karışımı hanımlarına içirmişler.
Allahtan bu ya ilacın tesirimidir bilinmez sonunda hanımları oğlan doğurmuş. Ağa oğlan evladı sahip olmanın sevinciyle mevlitler okutup yemekler yedirmiş gelen geçene. Bebeğin kırkı çıkınca baklavacı kadına teşekkür etmek için götürmüşler. Bebeğin anası çocuğun geleceği ile ilgili fal bakmasını istemiş. Açtığı bakla falı sonucunda
–evladınızın başına genç yaşta bir uğursuzluk bir feci olay gelecek. Şimdiden uyarıyorum, çocuğunuzu büyütürken her an dikkatli olun demiş.
Hiç ummadığı durumla sarsılan üzülen ana ne yapacağını bilememiş. Hizmetkârlarına- “beye duyurmayın bu haberi, aramızda kalsın” diye sözleşmişler. Oğlanı da gözü gibi bakarak büyütüyorlarmış.
Delikanlı çağına gelen evlatları, mahalleden güzeller güzeli kıza tutulmuş. Durumu annesine açmış ve tez günde kızı istemelerini söylemiş. Annesi de konuyu babasına anlatmış. Ağa kızın ailesinin yoksul olduğunu, kendilerine uygun bir aile olmadığı gibi bahaneler öne sürerek bu işe karşı çıkar.
Aradan geçen zamana karşı delikanlı bir türlü kızdan vazgeçmez. Anası ona birçok kız bulup gösterir. Sonunda Denizli’de oturan akrabalarından birinin kızını almaya karar vermişler. Ancak oğlanı sevdiği kızdan soğutmak ve alacakları kıza karşı sıcaklık duyması için bir kez daha baklavacı kadının kapısını çalmış hizmetkârlar. Kutup Ümmü durumu anlatmış falcıya. O da “size bir ilaç önereceğim. Bu dediğimi yaparsanız dileğiniz gerçekleşir. Önce sevdiği kızdan bir tutam saç temin edeceksiniz. Sonra bir bardak gül suyu, bir fincan kekik yağı ile karıştırıp, kaynatacaksınız. Elde ettiğiniz katışımı oğlanın yatak odasında gizli bir yere koyacaksınız. O zamanla tesirini gösterir.”
Kutup Ümmü “kız Meryem abla baklavacı kadının dediklerini aklında tut, yoksa hanım bizi öldürür”. “Sen merak etme Ümmü hepsi aklımda benim.”
Tez eve varırlar olan biteni hanımına anlatırlar. O da hizmetkârlara ne gerekiyorsa yapın diye talimat verir. Hemen işe koyulurlar. Bahçedeki güllerden gül suyu hazırlarlar. Perşembe günleri gelen seyyar kekik yağı satıcısından bir şişe kekik yağı alırlar. İşin zor kısmı kızın saçını bulmaktır. Bu işe epey kafa yorarlar.
Bir süre sonra kızın arkadaşının düğünü olacağını öğrenirler. Bu durumu değerlendirmek isteyen hizmetkârlar saç kesen Müşerref’e (o dönemin kuaförü) giderler. Gelin ve arkadaşları saç yaptırmaya geldiğinde oğlan sevdalısından bir tutam saç kesip saklaması için rüşvet verirler. Sonunda onu da elde edip güzelce ocakta kaynatırlar ve oğlanın odasında gizlerler.
Yapılan büyü zamanla etkisini gösterir, ağa akrabalarının kızı ile oğlunu evlendirir. Bu evlilikten çocukları olur. Ama ilacın etkisi kaybolmaya başlayınca oğlan eşinden soğumaya başlar, akşamları eve gelmez olur. Kendini içkiye verir, her gece geç vakit eve geldiği için eşiyle kavgalar başlar. Bu duruma daha fazla dayanamayan eşi çocuğunu da alıp evi terk eder, baba ocağına geri döner. Bu olaylardan büyük üzüntü duyan oğlanın annesi bir kez daha hizmetkârları baklavacı kadına gönderir. Ondan kendilerin yardımcı olmasını, bu üzücü gidişatı tatlıya bağlamasını isterler.
Baklavacı kadın “Yıllar önce ben size bu oğlanın başına kötü bir şey gelecek diye uyarmıştım. Bundan sonra size yapabileceğim bir şey yok.” Deyip hizmetkârları geri çevirir. Hizmetkârlardan olumsuz haberi alan anne kahrolur.
Aynı gece oğlunun içki komasına girerek öldüğü haberi ile şoka girer felç olur.
Yorumlar
Kalan Karakter: