Koronadan dolayı kapalıydı Moramıdın Kahvesi. Yıllardır bayram seyran her gün açık olan kahvehanenin kapalı olması üzücüydü ama ayak alışkanlığı olsa gerek yine de önündeki basamaklara oturuluyordu.
O gün de güneş yüzünü göstermiş, sosyal mesafe kuralına dikkat edilmiş, sohbet ediyorlardı. Elindeki poşetle patates almaya çarşıya inen Dıgıdıkların Üsen, yorgunluğunu atmak için Gazangıranların Kemal’in az uzağına oturdu.
- Nişlebban Kemal, diye sordu. Kemal’de cevap verdi Dıgıdıkların Üsen’e.
- Nişliyem Üsen abe. Anamın hapları galmamış, dispansere endiydim. Ordan geggeliyim, dedi.
- Yazı veedile mi bari ilaçlara, diye sordu.
- Hıı, yazıveedile. Hayrola neden sordun ki?
- Hiç aklıma geldi, geçen gün anamın ilaçları galmamış. İlle dutturdu yazdırıve, alıg gelive eczaneden deye. Eh, dedim ana, anamı bek severim, babasız büyüddü bene, gırmıyam dedim. Endim gittim dispandere. Topulacık bi doktor vaamış. “Anamın ilaçlarını yazıverimin” dedim. Oncaz “Eh abe yazıverem” dedi. Nüfus kahedini veedim. Bilgisayarına bakdı bakdı. Sağına bakdı, soluna bakdı. “Abey, senin ananın daha ilaçları bitmemiş, bir aylık ilaç görünüyo burdan, gelcek ay gel, ozman yazalım” dedi.
Süper bu karantinada bu yazı bize çok neşelendirdi,eşimle beraber okuduk ben okudum o güldü,bu yazıyı yazan Acıkaraya çok teşekkür ediyoruz,bu meyanda hayırlı Ramazanlar diliyorum.
Süper olmuş yaaaa,
İbrahim abicim çok güzel