B-TÜRKÜLER
1- Et aldım elim yağlı, şal kuşak belde bağlı, gız ben seni alırdım, başım askere bağlı, pembe grebimin oyası, yüzüne vurmuş boyası, alcem dedi almadı, Allah’ından bulası, kasaplarda koyun eti, koyun eti, o yar bize söz verdi de oyun etti, alcem dedi almadı, Allah’ından bulası, çekirdeksiz bağlarım, yârim asker onun için ağlarım, haydi yavrum Şam’a doğru Şam’a doğru, o yar açmış kollarını bana doğru.
2- Siyah makaradan ipliğim, nerde kaldı kara gözlü kekliğim, gelcen günü mekdubunnan bildir de, istasyonda bekleyim, deniz altında balık, okkalıktır okkalık, ana beni evlendir, yeter oldu bekârlık.
3- Bahçelerde balcan, ben askere yazılcen, askerden gelince, sancak saçlı gız alcen, bahçelerde gezerim, bahçede boncuk dizerim, alacaksan al beni, ben ablamdan güzelim.
4- Çiftlikte geze geze, oldum ben bir geveze, kızına gönül verdim, darılma Meryem teyze, na ha Meryem iki gözün kör olsun aman aman, benim yârim Buldan’da sağ olsun aman aman, simidimin tatlısı, geldi düğün haftası, gelin olcem diye, nedir bunun tasası, naha Meryem iki gözün kör olsun aman aman, benim yârim Buldan’da sağ olsun aman aman.
5- (Eşmeli Davut’un türküsü) – Eşme yollarında kapalı kuyu, içmeyin arkadaşlar yavandır suyu, evvelden belliydi Davut’un huyu, uyan Fatma anam uyanamadın, goygun yaralarına dayanamadın, Davud’un giydiği aman goyun yününden, Fatma anayı vurmuşlar anam goygun yerinden, uyan Fatma anam uyanamadın, goygun yaralarına dayanamadın.
6- Goca Gonak- Eklimedir goca gonak eklime aman aman, nazlı da yârim geligelivedi aklıma, benden başka yar seversen saklama aman aman, amanın da dostlar yoldan geldim yorgunum, orta da boylu bir dilbere vurgunum, guru göymüş yol üstüne çıkrığı aman aman, oyun oyun havasında sarıyo ipliği, benim yârim şu Buldan’ın kekliği aman aman, amanın da dostlar yoldan geldim yorgunum, orta da boylu bir dilbere vurgunum, bizim elin menevşesi al olur aman aman, sevip sevip ayrılması güç olur, sen gidersen benim halim nice olur aman aman, amanın da dostlar yoldan geldim yorgunum, orta da boylu bir dilbere vurgunum, haydi haydi gidelim aynalı konağa ikimiz, sulu sulu şeftalidir bizim yükümüz, amanın da dostlar yoldan yoldan geldim yorgunum, orta da boylu bir dilbere vurgunum.
7- Yürü güzel yürü yolundan kalma, hep yüze güleni dost sanma, ölümden korkup muhannet olma, yiğidin sene yazılan gelir, bahar yaz ile gelir, ördek kaz ile gelir, hiç tasalanma anacığım, alnıma yazılan gelir.
8- Evlerim evlerim hanay evlerim, ben onun içinde gönül eylerim, yarimsiz evlere de ben neylerim, atıver urganı dalın üstüne, bugün seferim var yârin üstüne, çek deveci develerin dolansın, susuz derelerin suya bulansın, kör olsun deyneklere dayansın, atıver urganı dalın üstüne, bugün seferim var yârin üstüne, çek deveci develerinle unuma, yük vurmuşlar altı aylık duruma, kolay öğretmişler benim yârime, atıver urganı dalın üstüne, bugün seferim var yârin üstüne.
9- Tepeler tepeler yüksek tepeler, şuna yağar yağmur şuna sepeler, sandığımda durur elmas küpeler, takınıp gezmedim yârim yok diye, bir kuşcağız geldi kondu dikene, öte öte kara bağrı tükene, koç yiğitler arzu çeker vatana, vatanda bir sevdiğim var diye, bir kuş geldi kondu harıma, kırmızı kaplı mektup verdim yârime, ben yazıp yolladım alın terime, o yazsın yollasın ciğer kanına.
10- Hasan Suyu Çeşmesi – Top damına çıktın mı, Hasan suyundan içtin mi, çocuğumun gözü de Hasan suyu gibi mavi olsun dedin mi, Hasan suyunun çeşmesi, ne hoş olur yar ile içmesi, Topdamına çıkalım, Hasan suyundan içelim, Hasan suyuna benzer gözlerin, bal mıdır şeker midir sözlerin, Hasan suyu çeşmesi, ne hoş olur yar ile içmesi.
11- Sabuncunun Dereleri(Ağıt)- Sabuncunun dereleri dolaşımda dolaşım, dokunmayın arkadaşlar kanım size bulaşır, Sabuncunun düzünde, yalan yoktur sözünde, sıra sıra benleri var, Çakır Ayşe’nin yüzünde, Sabuncunun düzüne kazma ile kazmalı, Çakır Ayşe’nin sözünü galem olup yazmalı, Sabuncuya vardık sağlık selamet, Yonatça’ya varınca koptu kıyamet, arkadaşlar Hacip size emanet, ben doydum dünyalarıma Macur oğlu doymasın, beni vuranlar dünyasına doymasın, Sabuncudan gelirken tutmadı dizim, al kanlara boyandı oyalı poçum, yenileye bir gelin sevdim odur benim suçum, Sabuncuda vurdular kabrimi kazın, ispatımız Mülazım deftere yazın, ben ölünce düşmanlarım selamet gezin, al atıma kır atıma yol mu dayanır, Hacip’in yarasına can mı dayanır, dolandım dağlara kar var duman yok, bu zamanki kadınlarda din var iman yok, Sabuncu deresinde kurbanlık koyun, candarmalar geldi gel Hacip’im soyun, Yonatça deresinde aman ederler oyun, Sabuncunun dereleri dar geldi bize, bu gençlikte ölüm zor geldi bize.
12- On ikisinde bir yar sevdim, gözü ela kaşı kalem eğrisi, on üçünde bir yar sevdim, sandım cennet hurisi, on dördünde bir yar sevdim, akan suların durusu, on beşinde bilir işini, çeşit çeşit bağlar başını, on altısında deli dolu, hiç bilmez gittiği yolu, has bahçenin gonca gülü, yeni açmış güle benzer, on yedisinde beder hüder, aşkın evrenini yudar, satın alınmış kula benzer, on sekizinde naçar naçar, on dokuzunda bade biçer, yirmisinde vakti geçer, geçmez akçe pula benzer.
13- Dudağın pembe boya, sarmadım doya doya, parmaklarım ağrıdı, alme soya soya, dudağın pembe kiraz, yerişir ettiğin naz, eğer beni seversen, hiç olmazsa biraz, gaçma benden kömür gözlüm, dağın başına, hep güzelle toplanıvermiş çeşme başına.
14- Sende gitsen ben de gitsem inada, yalnız daş temel dutmaz binada, iyi günün dostu çoktur yıkılası dünyada, kötü günüm kimselerim yok benim, akşam olur gün anayı batınca, meyhanede gadeh dostum yok benim.
15- Karşıdaki dağda bir topan alme, faydasız kimselerin selamını alma, çıkıp garşılarda pek mağrurlanma, eloğludur yürüyüşünden tel alır, ben güzelim diye uçma havada, endirirler sene el yaman olur, vurma coşkun çaylara geçerim diye, alır dalga sene sel yaman olur.
16- Kerimle deresinde bir uzun mezar, candarmalar oturmuş ifade yazar, Güllü Mahmut dağlara çıkmış dağlarda gezer, zeybekler içinde Başgüllülü Mahmut, yaşıl Buldandan zaptiyeler geliyor, gaç Güllülü Mahmut, evlerinin önü Guran iğdesi, aldılar kellesine galdı gövdesi, Güllülü Mahmut’un çiğninde altın heybesi, zeybekler içinde baş Ali Mollam, başı dara kıstığı zaman gaç baş Ali Mollam.
17- Yada sabah namazında endim Buldan’a, Garali Garali(Kara Ali) ünüm var benim, Sivas’tan Rodos’a gada şanım va benim, Sivas’tan Rodos’ a gada şanım va, benim, yada Garali dedikleri bi gara dana, cehane gelmemiş doğuran ana, Garali Garali ünüm va benim, Sivas’tan Rodos’a şanım va benim, ya da Garali dedikleri bir uzun arap, bastığı köyleri ediyo harap, akşamları içtiği boz rakılı şarap, Garali Garali namım va benim, Sivas’tan Rodos’a şanım va benim.
18- Göğsünde uçan benim, bir yüzünde yatan tombak memelim, güvercin bakışlım keklik sımalım, al boçalı yolcu paçalım, al bocana düş akama gaçalım, garşıdan garşıya ne salınırsın, cevahir pas mı duta ne silinirsin, bugün gözlerime al görünürsün, bugün güzelliğin dünden ziyade, al yanakta çifte benler binden ziyade
19- Cabaroğlu güle (Kule) yapar daşınan, nereye gidem bu gülmedik başınan, bek geç değil biraz yaşınan, Cabaroğlu gır atına nalladır, meydan bulup ovalarda oynadır, vur davulcu davulların gümlesin, ben gideesem yeşil Buldan dinlensin, külhan namım şu yerlerde ünnensin, Sinanoğlu derler benim damadım, Tollu da galdı gır atım bağlı benim, ah o gızda galdı benim muradım, nolaydın nolaydın teslim olaydım, Buldan damlarında mapus olaydım.
20- Pembezer gömlek keymişsin teninden nazik, sıkımıvedi gollarını altın bilezik, güccük gardeşine sevsem büyüğüne yazık, hangisinden ayıram deli gönlümü, alay alay olmuş gezer anaçlar, çıkmadı dışarlara vurur güneşler, yıldan yıla meyve veren ağaçlar, meyvesi dallarında guruyup gider, almesi goynunda guruyup gider, sulara mı düşdün a yeşil ördek, bir eli desti bir eli bardak, senlen ikimize olsun viran çardak, viran çardak olsun kimsen olmasın, gurbette ölenin benzi solmasın, endiğin hanların köşkü yıkılsın, bindiğin atların nalı sökülsün, beni yardan ayıran goca garıların dilleri tutulsun belleri bükülsün, a gız bahçanızda dikenle bitsin, gül memen arasında yılanla yatsın, zemheri günlerinde ömürün yetsin, dondan gazılmasın mezerin senin, a gız seninlen gönül pazarım, çatık gaş altında galdı nazarım, ben ölürsem yan yana goyun mezerim, yan yana gosunla öldüğüm zaman, yan yana gosunla solduğum zaman, a gız seninle bir bağ üzümünü yiyelim, gülünü dudakla kokalım, bazı gecelerde birlikte yatalım, ta sizin olada(oralarda)
21- Sarıçalı bağları dar geldi bene, palaskayla boğulmak ar geldi bene, bu gençlikte ölüm zor geldi bene, uzun olur Sarıçalının çalısı, ben ölürsem sarın bene Güney halısı.
Kaynakça – İbrahim Başbuğ(60-Helvacılar Mahallesi), Kaymak Hanife Nene(80 Gölbaşı Mahallesi), Halil Abaylı (65 Turan Mahallesi)